*

  • gozlerinizi kapadiginizda karsilasabileceginiz durum.
  • fatma girik'in en güzel filmlerinden bir tanesi
  • arthur koestler romanı için (bkz: darkness at noon)
  • memduh ün'ün yönettiği fatma girik'in özürlü oğlunu kaybettikten sonra yavaş yavaş deliren bir doktoru oynadığı 1990 yapımı 35mm film.
  • --- dikkat, ekşi macera labirent'in bir bölümüdür! şayet buraya bir "bkz" vasıtasıyla gelmediyseniz lütfen (bkz: #22046986) ---

    adamlar kapıya ulaştığı anda koşmaya başlıyorum. olabilecek en sessiz şekilde koca demir kapıya ulaşıyorum. yalnızca personel yazılı kapıyı çektiğim gibi açılıyor. kendimi içeri atıyorum. kapı arkamdan çarpıp gürültüyle kapanıyor. içerisi zifiri karanlık. el yordamıyla duvarda ışıkları açabileceğim bir düğme aramaya başlıyorum. bir düğme bile yok amına koyayım!

    · şansıma tüküreyim!/#22050634
  • memduh ün'ün modern türk sineması esintileri taşıyan, klasik yeşilçam çizgisinin dışına çıktığı, herkesin bilmediği güzel filmlerinden. fatma girik'in oyunculuğu filmin bu denli derin anlam kazanmasını sağlıyor tabi ama erdal yalçın kardeşimizde engellerine rağmen muhteşem rol kabiliyeti sağlayarak filmin başarısında önemli bir etken oluyor. kısa ama detaylı rolüyle yavuzer çetinkaya'yı da sevgiyle anıyorum.
  • filmi bugün izledim. tük sineması günleri yapıyorum ve 90's serisine yeni geçtim. gerçekten harika bir film. fato oyunculuğunu öyle bir konuşturmuş ki hayran olmamak elde değil. helal sana fatooo
  • geçen gün tesadüfen karşıma çıktı, izledim. eski türk filmleri arasında en içerikli, en güzel filmlerden biri. içinde vıcıl vıcık aşk olmadan da güzel filmler çekilebildiğinin kanıtı.
  • ismi inanılmaz ilgimi çektiği için sıfır bilgiyle okumaya başladığım arthur koestler romanı. ben'in biz'e karşı yenilgisini, umudu, vazgeçmeyi, nefes almanın dayanılmaz ağırlığını beyninize işleyen değil tam tabiriyle "vuran" bir roman. adında da yer verildiği üzere karanlık bir atmosferde geçmesine rağmen ilk sayfalarında elinize sönmek üzere olan bir meşaleyi tutuşturan ve "bittikten sonra ne yaparsan yap" diyip sizi meşalenizle yalnız bırakan koestler; sadece siyasi ideolojileri tartışmıyor, olaylara ve kişilere geniş bir psikolojik perspektiften de bakıyor. şimdi ne yapmalı?
hesabın var mı? giriş yap