gjentagelsen
-
“tarihteki en uzun aşk mektubu” olarak atıfta bulunulan bu eseri okumak ve anlayabilmek için, søren kierkegaard‘un yaşamı ve regina olsen ile olan ilişkisi hakkında bir ön bilgi edinmek gerekir. esasında kitap bu yönüyle de klasik bir felsefe kitabı olmanın ötesine geçmiştir.
kitaplarında farklı rumuzlar kullanan kierkegaard bu kez karşımıza constantin constantius olarak çıkar.
farklı bölümlerden oluşan kitabın ilk bölümünde constantin’in genç arkadaşı ve genç kız hakkındaki düşünceleri yer alır. ikinci bölümde “genç arkadaş”ın mektuplarını okurken kitabın son bölümünde ise dini meselelere yoğunlaşan kierkegaard’un içsel dünyasındaki karışıklığa tanık oluruz.
“….tanrı tarafından azarlanmak ne de kutsal bir şey! normalde, bir kişi suçlandığı zaman isyankâr olur; tanrı yargıladığı zaman, işte o zaman yatışır ve kendisini eğiteceğini dilediği sevgiyle kuşatılır, acıyı unutur.”
(bkz: tekerrür)
(bkz: tekerrür (deneysel psikolojiye tehlikeli bir teşebbüs))
(bkz: repetition)
(bkz: gentagelsen)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap