• "olayların durumu, işlerin gelişme biçimi"*
    anlamca yakın olduğu için genellikle kader kavramıyla karıştırılır.
  • mehmed kemal şiiri:

    gidişat

    salını salını nere gidersiz
    demokrasi değil maksadız
    alay edersiz.
  • tutum, durum, davranış..*
  • ing.; course ya da behaviour.
  • melez bir kelimedir.
    (bkz: melez kelimeler)
  • demis ki bu lafa dair can yucel usta:

    böyle kısrağa bindim ki kanser
    dört nala gidiyoruz
    gidiyoruz yapraklarla, ağaçlarla
    nazım'ın ormanına
    çatal yüreğimle türkülü yollara
    ...düştüm kü o kadar olur...
    seke seke ben geldim...
    sike sike gidiyorum...
  • türkçe "gidiş" kelimesiyle, arapça çokluk eki "-at"ın birleşmesinden meydana gelmiştir: "gidişler"
    benzer kelimelere dair bir yazı için.
  • şu aralar çok boktandır.
  • her kelimenin bir eksiye daha gittigi cumlelerde konusacak bi sey kalmadiysa geriye sadece yapilacak seyler kalmis demektir. daha fazla ici oyulmus cumleler yaratmak ve de nezaket gibi onu karsindakine sunmak pamuk prensesin uvey annesi bile olabilir. sartlarin hic bir zaman olgunlasmayacagini bilmek belki de bizler icin harika bir gecistirmeydi. cunku olgun sartlar altinda o oyulmus cumleleri kurmak icin erinecegimizi kendimize itiraf etmek tam da eglenirken can sikici olurdu.

    hic bir gidisat baskalari yuzunden sekillenemez. baskalari bizim kapi arkasi askiligimizdir; kolay ve de islevsel. cogu gidisatla da zaten ilgilenilmez; basarisizlik ihtimaldir ve o kadar da guzel degildir. cografi bir sekil olmayan hayatlarimizin yamuklugu hic bir kitapta ogretilmez, zaten bununla da ovunulmez.

    gitmeyince ittirilen hallerin ozru olmaz. o oyledir, ayaklari yoktur, tekerlegi yoktur...gitmez. kotu olmak icin baska hasletler lazimdir ve gitmeyenin sorumlulugu buna dahil degildir.

    o evler yerli yerinde hep duracak fakat gidisatin depozitosunu karsilayacak varliklar tukendi. ıci oyulmus cumlelerden zoraki kurulmus bir kac tanesini birak, bir lutfenimiz bile kalmadi.

    gercekler borc vermiyor.
  • kızılderililere göre gidişat, büyük balığın, küçük balığı yemesi benzeri bir düşüncedir.
    şahinin(tal-con) yavaş olan bıldırcını yemesi, sonraki nesillerde hızlı bıldırcınlar yetişmesine sebep olur. yani şahinin(büyük balık) bıldırcınlara iyilik yaptığı düşüncesi vardır. insanlar da geyik avlarken yavaş olanı seçerlerse geyiklerin onlara hep kaynak sağlayacağını düşünürler. bu döngüyü gidişat olarak tanımlamışlar.
hesabın var mı? giriş yap