• 1981'de akademi kitabevi ödülünü, 1983'te ise sait faik hikaye ödülünü kazanan hikayedir. kısadır, yalındır, akıcıdır, etkileyicidir; aynı adlı kitap da son olarak alkım yayınları tarafından 2003'te basılmıştır, piyasada bulunabilir.

    "ben bir su damlası gibiyim annemin yanında. dereden kopup havaya sıçrayan haşarı bir su damlasıyım. güçlü, neşeli, yok edilmez bir su damlasıyım. durmadan akan derenin ve durmadan değişen annemin bir parçasıyım.onlardan kopan, ama onlardan bağımsız bir damla."
  • adam yayınlarından çıkan baskısının kapağı on numaradır. bir zamanlar bir adam yayınları vardı. n'oldu ona.
  • nursel duruel'in 1983 sait faik hikaye armağanı'nı kazanan kitabı. özellikle kadın duyarlığını üçüncü sınıf bir mağdur edebiyatına veya "çok acı çekiyor kadınlar" sığlığına indirmeden ustaca işlemesiyle genç kuşaklara örnek olacak nitelikte.
  • zoraki bir karşılaşmamız oldu bu hikâye ile. benim torunun (alt-üst devre olarak torun) hikaye çözümlemeleri dersine yardım etmek için okumaya başladım ve bitirdiğimde yeni bir ahenk bulmanın tarifsiz sevincine kapıldım. türkçe, bu hikâyede, üzerine ayışıklarının değmesiyle gümüşe çalan sular kadar manevî ve esrarlı bir sadelikle adeta dans ediyor idi. çocuk muhayyilesi ve çocuğun anneye bakışı ancak bu kadar pürüzsüz anlatılabilirdi. bir çocuk rüyası ancak böylesine çocukça bir aydınlıkla betimlenebilirdi. hikaye aslında büyük bir elemi, acıyı anlatıyor ama ilk defa bir ıstırabın su ışıltılarıyla süslenmiş bir aydınlık içre tasvir edildiğini gördüm. bir çocuğun olanca korkusu ve ümidini bu kadar çocukça anlatabilmek hakikaten büyük bir gönül kudreti. inanamıyorum yâhu. o denli muhteşem bir hikaye okudum ki inanamıyorum! ben o kadar fazla hikâye okuyan biri değilim lâkin sanat eserinin içindeki cevheri belirli bir mutlaklık içre hissedebiliyorum. bu sebeple bir elmas madenine tesadüf etmiş gibiyim. ne yapıp edip okuyun. belki aynı şeyleri hissetmezsiniz. belki heyecanım size abartı gelebilir ama dediği gibi tanpınar'ın «ve benim gözlerimle bakanlar güneşe / ancak tanır bizi». benim gözlerime benzer bir gözle bakarsanız bu hikâyeye hissettiğim heyecanı tâ en derinden yakalayacağınıza eminim. muhteşemdi muhteşemmm!
  • 1987 yılında televizyon filmi olarak uyarlanan öykü. ancak trt arşiv dahil hiçbir yerde bulamıyorum.
  • türk edebiyatının naif, empat kişilikli yazarı nursel duruel'in, 1980'ler türkiyesi'nde kadının sosyal ve aile hayatındaki konumuyla ilgili derin gözlemlerini içeren kısa hikâyeciklerinden oluşan 'geyikler annem ve almanya', klasik ve çağdaş anlatıma şiirsel tatlar getiriyor.

    derin duyarlılıkla ilmek ilmek işlenen öyküler, 'sevginin kıymetini, bedelini ödeyen bilir' temasını da diri tutuyor. yapı kredi yayınları tarafından gözden geçirilen son baskısının okunmasını tavsiye ederim.
  • kitap hakkında değil de adını kitaba veren öykü hakkında yazacağım. obje-insan-mekan üçgeninde öykü, insan (anne) ve yokmekan (almanya; babanın gittiği, kızın gidemeyeceği, annenin gideyazdığı) ile açılıyor. sonra büyük harflerle "uyumuşum"la beraber rüya devreye giriyor ve yitenler rüyada bir kilimin üstündeki elvan elvan geyiklerle teyelleniyor. uyanılınca da sağalmış biri karşımıza çıkıyor antikalarla dolu evde. böylece "geyikler"(rüya/imaj) öykünün başına yerleşiyor "annem ve almanya"(gerçekler)dan önce.
hesabın var mı? giriş yap