*

  • wagner'in "tam sanat eseri" seklinde tanimlanabilecek icinde siir, muzik, drama ve tasarimin mukemmel bir estetik sentezini yaratmayi amacladigi opera ekolu..
  • der ring des nibelungen dortlemesi bunun guzel bir ornegidir. wagner 19. yy'in ilk sinemacisidir da denebilir.
  • adorno efendiye gore sinema ve tv denilen $eyin gercekle$irmeye cok ama cok yakin oldugu utopik, wagnerci tanim. "kultur endustrisi: kitle yaniltilmasi olarak aydinlanma" ba$likli uzun denemesinde belirttigi uzre; gunumuz tv $ovlari ve filmlerinin yapimci kadrolari, sesi, imgeleri ve i$igi oyle ustaca kullanmaktadirlar ki, zaten kultur endustirisinin bir halkasi haline getirilmi$ halkin begenisini kazanmakta zorluk cekmemektedirler. yani ba$ka bir deyi$le, toplum daha bu filmleri ve $ovlari izlemeden bunlari sevmektedir zaten, zira insanlarin begeni kriterleri monopoller tarafindan cok onceleri zaten bilincli bir $ekilde yaratilmi$ ve tahakkum altina alinmi$tir.

    bu nedenle bir filmin ya da $ovun jeneriginde beethoven'in herhangi bir senfonisinden 10-15 saniye dinleyen (ama beethoven oldugunu bilmeden), ya da bir film izlerken senaryosunda tolstoy'tan aparilmi$ sozleri rol keserek sarfeden yaki$ikli aktorleri ve aktirisleri izlerken "vay bee" diyen izleyici (tabi vay bee demesi icun de tolstoy'dan bihaber olmasi lazim modern insanimiz) yapimci ekip tarafindan gudulmu$ olacaktir. bu bilincli ekip cali$masi ister istemez gesamtkunstwerk denilen $eyi, medyanin lehine gercekle$tirilmi$ kilacaktir. zira, wagner her ne kadar tristan et isolde gibi kendi utopyasina yakla$mi$ mukemmel bir eser yaratmi$ olsa da, toplumun kendisinden boyle bir beklentisi olmadigi icun, bu eser yarim kalmi$tir. yani gunumuzde kultur ureticimizin gorevi halihazirda bulunan kulturu $ematize edip, modern bireyin begenisine sunmaktir. birey de bunu kultur endustirisinin patronlarinin keyfiyati degi$ene kadar da kendisine sunulani kabul etmek zorundadir. e ne oldu peki bizim gesamtkunstwerk? kant'in yazilarinda, wagner'in hayallerinde kaldi!!!
  • türkçesi "bütünüyle sanat eseri"ne yakın bir anlama gelen almanca kelime, daha ziyade tanım. tüm sanatların biraraya gelip bir bütün oluşturan işleri tanımlamak için mimaride 19. yüzyıl sonunda bol bol telaffuz edilmiş. "bütünüyle sanat eseri" kabul edilen mimari eserler; cephe, iç mekân tasarımı ve dekoratif parçaları ayırd edilmeksizin (ve bugünkü gibi küçümsenmeksizin) ressam, heykeltraş, cam, seramik, tekstil vb sanatçısı ve zanaatkârlarla çalışılmış ve bütün bu disiplinlerin birarada mekân birliği sağlamış olduğu eserlerdir. bunu mimaride gerçekleştiren ilk akım art nouveau akımıdır, neticeleri bu akım dahilinde çalışan birçok tasarımcının işlerinden incelenebilir. bu anlayışı fazlasıyla ciddiye alan henry van de velde, eşiyle birlikte oturacağı evin binasıyla yetinmemiş, halısı ve perdesine hatta eşinin evde giyeceği kıyafetlere ve kullanacakları çatal bıçaklara kadar tasarımını yapmıştır.
    viki'nin * söylediğine göre müzikte de wagner'in estetik idealleriyle yer bulmuş olan bir tanım imiş.
  • "gesamtkuntswerk siyasal bir projedir.. bu, sanat yapıtı (trajedi, müzik, drama) polis'in ya da devletin hakikatini sunar anlamına gelmekle kalmaz, siyasal olanın kendisi sanat yapıtında ve sanat yapıtı olarak tesis edilmiş ve yapılandırılmıştır (ve kendini düzenli olarak onda yeniden temellendirir) anlamına da gelir." (p. lacoue-labarthe)
  • özellikle uçan hollandalı ve neredeyse altı saat süren rienzi ile arzuladığı bu tam sanat eseri tezine çok yaklaşmıştır. wagner'in, yazarken yarıda bıraktığı birçok eser, toplum nezdinde pek değer görmeyeceği düşüncesi ile tozlu raflara kaldırılmıştır. gesamtkunstwerk tezi ise devamında kabul görmüştür. sinema, tiyatro, opera ve müzik gibi her alanda kullanılmış ve wagner'in düşlediği ahenk, yakalanmaya çalışılmıştır.
  • bütünsel sanat eseri anlamına gelen almanca bir terim. ilk kez 19. yy’de opera eserlerini tarif etmek için kullanılmıştır.
  • art nouveau akımı içerisinde de kullanılmıştır. tümel sanat eseri olan yapı; yapısal tüm birimlerinin yanı sıra, içerisindeki mobilyalar, dekorasyonlar, süslemeler ve hatta kullanıcının kıyafetleri gibi unsurlarla tamamen bütüncüldür. tasarımcısı olan mimar bütün bunları da hesaba katarak üretim/seçim yapar.

    tabi bu büyük bir biblo inşa etmekten farksız. aynı dönemde yaşamış modernizmin kurucularından adolf loos, bu durumla dalga geçen bir makale kaleme kalmış, kral midas'ın hikayesinden esinlenerek "tuttuğu her şey sanat olan adamın" hikayesini yazmıştır. süslemeyi suç sayan birisinin bu seviyede bir "üretimi" başka türlü karşılaması zaten mümkün değil.
  • alman opera bestecisi, sanatçı richard wagner in opera için kullandığı, ileri sürdüğü 'bütün sanatların ortaklığı' şeklinde özetlenebilecek tabir, teori
hesabın var mı? giriş yap