• eski bir discovery channel söylencesi.
  • uçağın camından aşağı baktığımda bulutları görmüştüm. pamuk gibiydi bulutlar. muhteşem bir görüntüydü. hayalimde, o görüntünün içine atlayıp kaybolmak istedim. bulutların üzerinde, hatta içinde yaşamak istedim. sihirli fasulye ağacındaki gibi. çocukken izlediğim çizgi filmlerdeki gibi. yalnız, göründüğü gibi değildi. görüntü ne kadar pamuk gibi, düşler ülkesi gibi olsa da, ölmek demekti onların üstüne atlamak. imkansızdı.

    sonra kışın resmedildiği doğa tabloları geldi gözümün önüne. bir göl, yanında ev, kar ve rüzgar. ona baktığımda verdiği huzuru düşündüm. sonra orada olduğumu hayal ettim. toplumdan, yollardan uzak. yollar kapalı; kardan. bir ormanın ortasında soğuk bir günde mücadele etmem gerekenleri düşündüm. soğuk, açlık ve daha bunun gibi bir çok sorun. sonra anladım. hiçbir deneyim, arzusundan daha keyifli değil. belki de bu yüzden insan, sadece arzu etmeli. arzuda kalmalı. yolun doya doya tadını çıkarmalı, hazzını yaşamalı.
  • ne demişler "hiçbir şeyin gerçeği hayalinden güzel olamaz."

    doğru bir önermedir. çünkü gerçekler yanında bonus olarak sorunları getirir
hesabın var mı? giriş yap