• engin ardic ve yavuz donat devaminda da fehmi koruyla sure gider.
    yavuz donat in yorumlari ilginçti.
    cok basit ve yuzeyseldi.hatta hemen herkesin edecegi soyleyebilecegi kadar siradan konusmalardi.
    ama cok sonradan anladim ki birilerinin gorusleri de gizliymis muhtemelen satir aralarinda.
    engin ardic ta o zamanlar kavrayamadigim itici birisiydi.ama evet simdi diyorum ki iyiki var.
  • haberleri dinleyen insanlarin zeka duzeyinin normalin altinda oldugu ve "muhtemelen hicbir sey anlamamistir bu idiot"lar diye dusunulerek ya da hukumetin verdigi "haberleri istediginiz gibi verin ama yorumunu bizim istedigimiz gibi yapip kafa bulandirin, yoksa kredi yok" seklindeki direktifi dogrultusunda hazirlandigi dusunulen ve bunu sunacak bir robotun her zaman mevcut oldugu haberdar etme tarzi.
  • ilk kim kullanmisti bilmiyorum ama buna gunun yorani demislerdi, cok hostu. gercekten yoran bir tarz.
  • kanal d'de güneri cıvaoğlu yapıyor..
  • daima "az sonra bilmemkim spor haberleriyle karşınızda olacak. iyakşamlar" diye biter. en azından güneri cıvaoğlu'nunkiler böyleydi.
  • bütün yaşananlar ve yüzlerce yaşamayan emekçi insan; vurdu mu, vurmadı mı; bağırdı mı, dedi mi ve sesi boğulan yüzlerce emekçi; yüzlerce matem evi; binlerce kanayan yürek; tarih hatırlamak derim ya hep; meydanlar erdoğanı kızılayda kıstırılan menderese dönüştürmek; kazadan sehpalar üretmek peşinde; yaşamayan bedenler; yaşatılmak istenmeyen bedenler; maden labirentlerinde yaşam odası kurulurmuş, hani gazdan kaçarken sığınılan komşu kapısı; varmışken yokmuş; ah diyor labirent sahibi 3 ay bekleseydin ya, yapacaktık diyor; toprakta uzun yolculuğa çıkmış bedenler; geride göz yaşı bir daha kabarıyor yürekler; inanır mısınız, hırsız bir sermayedarın, teknolojiden, güvenlikten tırtıkladığı paranın girdabında yok olan insanlar ve o insanların, yakınlarının acısı üzerinden siyaset kurulmak istendiği zaman; diyorum ki; bu anlayış, anlayışı için her soydan menfur tuzakların da sahibi olabilir; iktidarı "tek" sorumlu gören bir siyaset; "tek" sorumlusunun ne pahasına iktidarın sahibi olmak isteyenleri görmeme, inanmama ramak bıraktırıyor. ve eminim ki; sokakta bağırandan bu bağıranlara şaşıranlara kadar, birileri evet birileri ülkemizi, yaşayan insanlarıyla top yekun delirtmeye azmetmiş görünüyor.
    kendimi siyasetin içinde bulduğum günden beri bu kumpasları yaşadım. nice insan yok olup gitti. tam geride kaldı derken başka senaryo; cadı kazanları sahne alıyor. her defasında sokaklarda ki feryat, ertesi gün kendini yine yeniden kaybetmiş olarak gördüğü bilinirken, sormanın zamanı değil mi? ne oluyor? sadece nefret-sevememe duygusu asli faili daima gözden kaçırır; hep böyle olmadı mı? ha, diyor ki birileri bunlar komplo teorisi, diyorum ki; öyle mi kardeşlik, elimden dahası gelmiyor; yaşa ve gör; tarihin tekerrür çarkına omuz ver; mevlam akıl fikir ihsan eylesin diyerek, müsaadenizle.
    elemterefişkemgözlereşiş.
  • (bkz: #42798438)
  • bundan 20 yıl önce ana haber bülteni sonrasında çıkan engin ardıç ile başlamıştı. sonra güneri cıvaoğlu bayrağı ondan devraldı, ama gerisi gelmedi.
  • herkes ekonomiye güvenip, dolar alıyor.
    edit: hazine ve maliye bakanı berat albayrak'ın "ekonomiye olan güven arttı" söylemine ithafen yapılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap