aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • selçuk yöntem, arsen gürzap ve filmin aynı zamanda yapımcısı olan hakan karahanın oynadığı, ümit ünalın yönettiği roman uyarlaması sinema filmi.

    filmin çekimleri kırklarelinin karadere köyünde yürütülüyormuş. filmde köy halkı da rol alıyormuş. sonucu merakla bekliyoruz.
  • almanya dan dönüşünü mecburen bekleyeceğimiz film. gözümüz yollarda. içimiz bir hoş.
  • muhtesem bır oyuncu kadrosuna sahip olan film.
    (bkz: selçuk yöntem)
    (bkz: taner birsel)
    (bkz: arsen gürzap)
    (bkz: altan erkekli)
    (bkz: hakan karahan)
    (bkz: ertan saban)
    (bkz: ahmet mümtaz taylan)
    (bkz: aydemir akbaş)
    (bkz: selda özer)
    .....
  • süt'ün öncesinde fragmanını izleme şansı bulduğum, 27 şubat'ta vizyona gireceği açıklanan ümit ünal filmi. taner birsel çok etkileyiciydi fragmanda.
  • "suçlunun güçlü olduğu yerde, masumlar değersizdir" sloganı ve çarpıcı bir fotoğrafla muhteşem bir afişe sahip film.
  • filmin müziklerini yapan candan erçetin ben kimim adlı şarkısını ücretsiz indirilebilinmesi için kendi internet sitesine eklemiştir filmin müzikleri albüm yapılmayacağı için candan erçetin kendi internet sitesine koyması çok güzel olmuş ellerine sağlık diyorum
    http://www.candanercetin.com.tr/
  • zamansızlığın büyüsüyle de okuyucuyu kendinden geçiren bir romanın uyarlamasının afişinin ‘angel in america’ çağrışımı yapması, şarkının hoşa gitse de hikayenin ruhunun saklandığı yerin henüz bulunamamış olması ilk yargılarım şu an için. ama bütün bu yargılardan arınarak gidilmesi, görüldükten sonra durup düşünülmesi sonra konuşulması gereken film.
  • 27 şubat 2009'da yani bugün vizyona giren film.

    --- spoiler ---
    gerçekten son zamanlarda izlediğim en etkileyici, en gizemli filmlerden biriydi. projede emeği geçen herkesi kutlamak lazım. bir de o aralarda çalan fon müziği yok mu, hani göksun çavdar'ın klarinetini konuşturduğu müzik, bayıldım öldüm bittim resmen.
    filmin sonunda ufak çaplı bir şok yaşadık ve bittikten sonra da uzun süre filmin üstünde düşünmemize neden oldu. vay be dedik kendi kendimize... hala da etkisinden kurtulabilmiş değilim açıkçası.
    --- spoiler ---
  • filmi de, fragmanı da izlemedim. konusu hakkında da en ufak bi fikrim yok. sadece afişini gördüm ve şunu düşündüm: işte onlarca kafanın yanyana konmadığı sade, şık bir türk filmi afişi! melek temasının orijinalliğini falan sorgulamıyorum. tek bir imge üzerine, göz yormayan, filme kıyıdan köşeden giren bütün oyuncuların kafalarını kesip önümüze koymaya çalışmayan, doğal, sade bir afiş. kim yaptıysa, eski afişleri de editleyiversin bi zahmet!
  • golgesizler zamanla icinize daha cok isleyen, yastiga basinizi koyunca o neydi yahu diyeceginiz ve dogru/yanlis yasam/olum iyi/kotu nedir diye dusunduren ve bir kac zaman sonra gidiyim de bir dvd'sini alayim diyeceginiz bir film.

    --- spoiler ---
    oncelikle nazim'in dogduklari yerde olenleriyle baslayalim:

    bozkırda bir kasabadan geçerken
    tozlu yolda iki sıralı kahveler
    öyle sakin kıpırtısız
    otobüsü süzerler
    doğdukları yerde ölenler

    sıcak öğle sonları, kan uykularda
    serinliği dipsiz kuyuların
    soğutulmuş testilerde sızıntı
    güneş birden devrilir gider
    ve geceleri titrer fenerler
    hiç şikayet etmezler
    doğdukları yerde ölenler

    dağ başında bir köyde
    kar altında dal gibi bir kız
    munzur dağı gibi köye yazgılı
    çeşme başındaki gülüşmeler
    dünya onlar için dönmez
    bilmezler yol yorgunluğunu

    sesleri yankı bulur
    hep aynı kayadan, aynı saat diliminden
    düşlerinde çin ü maçin'e giderler
    doğdukları yerde ölenler

    ---

    herseyi ayiklayip, dogruyu-yanlisi, iyiyi-kotuyu, varlikliyi-varliksizi, yalani-dogruyu,akilliyi-aptali, "bize-yakin-olani" - "bize-uzak-olani", "bize-uygun-olani"-"bize-uymayani" bildigimizi zannediyor ve bilginin verdigi guvenle bazen elimizde silah, bazen yargi hakimi tokmagi, bazen bir tutam tukuruk, bazen bir sikilmis yumruk, bazen kallavi bir kufur ile isyanimizi disa vuruyoruz; cunku yasiyoruz degil mi ?

    film iste bizim gibi insanlarin, herkes gibi olan insanlarin, hepimizin ne kadar korunaksiz, ne kadar az bildiginin farkinda dahi olmadigini soyluyor. sen veya kizdigin adam bu evrende var mi ondan dahi emin degiliz ? aha golgen var sanki, biraz hareket bakalim, korkarim golgen oynamadi.

    gordugunuz, duydugunuz, sevdiginiz, sevistiginiz, acidiginiz, acittiginiz kimseler eninde sonunda bir ani kapsulu icinde bir yerde hapsediliyor kafaniza ve zaman gecince emin dahi olamiyorsunuz bu kisi benim hayatima girdi mi, yoksa ben hayal mi gordum; hatirladigim eski bir ruya mi, abartili bir cocukluk anisi gibi kontrolden cikip oldugundan cok daha buyutulmus bir ani mi ? yoksa topyekun ruya mi ? benimle birlikte bu ani yasayan baskasi var miydi, olamaz ama degil mi resimler var, bilgiler var...

    iste bu alik insani alin yani kendinizi ve kimseyle irtibatinin olmadigi bir dag koyune 30-40 hanenin oldugu bir koye koyun ve birakin yasasin gorelim neler olacak ? dogrular/yanlislar nasil olusacak; kim kimin hasmi, kim kimin hismi anlayabilecek misiniz ? herkes herkesin bildigini bilmiyormus gibi yaparak yasadigi ve sonunda bildigiyle, anlattigini karistirdigi ve yasamin nanik yapacagi ani bekledigi bir grup garip adam.

    peki bu bir grup adami sehre atsaniz sehirde 3-5 milyon kisi daha olsa ne olacak; birbiriyle carpismaktan vakit bulabilirlerse dag koylusu kadar gorduklerini ve gorunduklerini/algilandiklarini fark edecekler. oyleyse yapilmasi gereken bu adamlari daha fazla carpistirmak ki aliklar alik oldugunu fark etmesinler, mutsuz olmasinlar.

    insana dair hic bir sey yabancimiz degildir.
    (bkz: homo sum nihil humanum ad me alienum puto)
    --- spoiler ---

    son not: candan hanim'in sarkisi da enfes olmus.
hesabın var mı? giriş yap