• bir edip cansever şiiri ve aynı zamanda bir kumdan kaleler şarkısı.
  • vokallerine alisan capanin eslik ettigi kumdan kaleler sarkisi.
  • ben buyurum ne zaman her yerde hep deniz olana
    yarisi kesik inceden bir parmakla
    ondan ki yaslisiyim durup durup sevmenin
    ondan ki coraklarda buyudum bir dilim tatli kavunla.

    seni bir care yaptim sana ozendim
    bazi siirler yirttim yenilerini edindim.

    gectimse bir durumdan bir baska duruma hizla
    kanla olumle degil bir cesit sokulganlikla
    artik ki guclusuyum bir kisiden fazla olmanin
    bir anidir susmamsa bakinca kesik parmagima.

    acinca gozlerimi ipe cekilmis gunesler varsin
    mavi bir cocuksun askimiz mavi bir ambarin ortasindan bakarsin
    edip cansever
  • sozleri edip cansever'e ait olan, kumdan kalelerin birbirinden guzel sarkilarindan biri;

    " tenha menha bir yerlerde dururum
    su olur dilimde aydinligin tadi
    bir kacak degilimse
    bir kirgin hic degilimse
    kizgin ve mavi bir muhrun borcuyum

    gogun avlusunda kimler dolasir
    gogun avlusunda kimler dolasir
    bu isik selinde, bu ayazmada
    binlerce cocuktan biri gunes
    binlerce cocuktan biri gunes
    binlerce cocuktan birer ates
    parasini gosterir gibi baskalarina

    dokunsam, oksasam eski eski seyleri
    arduvazdan bir dami
    revakli ahsap bir evi
    sabahsa, bir uzun boyunlu
    haziransa kent
    kizgin ve mavi bir muhrun borcuyum "
  • "...
    kalır ilk aşk, kalırız öyle yenik, savaşsız tapınaklarda
    buzullar ve ölümsüzler gibi tadılmaz sallantılarla
    sonra ki gerçek olur aşklar da unutulmakla
    güçlenir yalnızlığımız -çünkü bir gün nasılsa
    çirkindir birgörünmek, yarışmak olağanlıkta-
    sanki böyle kalmışssak ne çıkar karanlıkta
    yaşarız yaşanırsa azıcık ayrıntılarda
    ..."
  • "...
    ey deniz! sen bile ıslanırsın
    ben senin sonsuzundan bir alkolik çocuğum.

    düşer ilkyaz kalır bir zeytin dalı hemen
    bir doğa sayımından değilse kendiliğinden
    ben çıkarım bir yükseklikten düşmeye
    inerim inerim bir kuğunun sağa ve sola bakma serüvenine
    ey deniz sen bile ıslanırsın ki, anla
    günlerden saatlerden bir alkolik çocuğum.

    az mı kaldım sayılır bir otelde bir yerde
    içi buz dolu bir bardakla aynı değerde
    isterim geçmek isterim az az yaşamakla bir şeyleri
    mavi bir zamandan kalmayı, mavi bir zamanı bilmeyi
    oysa ben yaşamaktan da yoğun
    bir sıra yalnızlıktan alkolik bir çocuğum
    ..."
  • şaşkın, cüretkar ve o zaman için çok çok acemi bir reklam yazarının arduvazı bir ahşap türü zannederek bir mobilya firmasına marka adı olarak önermesi skandalına yol açmış şiir. arduvazdan bir damın ve revaklı ahşap bir evin hülyasındaki reklam yazarı, firma sahibinden "arduvaz bir kaya türü yalnız" şeklinde bir yanıt alınca aslında şiirseverliğin reklam yazarlığıyla pek bir arada yürümeyeceğini de anlamıştır fakat iş işten geçmiştir bir kere.
  • edip cansever’in uzun şiirlerinden biridir*..

    4.

    “kimse bir şey bulamazdı bizde
    kağıtlar, kitaplar doldururdu bizi
    b harfiydik sözlüklerde: balıkçıl
    bölünen, kesilen, katlanan matematiklerde
    saatlerde hiçbir şey göstermeyendik yalnız
    sahi hiç söz açmayandık kendimizden
    ‘ne desek yalan gibiydi,’ doğuran bir kadının izleri vardı her yerde
    asıl iş takvimlerde.

    çevirin takvimleri, anlamı ağrı olan gözlükleri
    ekim, kasım aylarını özellikle
    kirli kış göklerini, kaybolan şehirleri
    bir adam, güneşten bir kadın dişlerinde
    neyse ki biz eylüldük de bitmezdik resimlerde
    sırasız, dengesiz, yapraksız öyle
    hem vardık, hem de yoktuk –biz sahi nereliydik?-
    belki de t harfiydik: tutunmak, tanrı, tabure
    s’lerde soluksuzduk ve solgun, savunamayan
    issızın ıpıssızla birleştiği yerde.

    kaldı ki görmüştük de bitkiler bölümünde
    bir adam dururdu öyle, altında hiçbir şey yazılı
    dururdu, kendisiydi bir çiçek gibi elinde.”
  • 90'lı yılların başıydı, kumdan kaleler bu şarkıyı çalardı, biz kendimizden geçerdik.
  • edip cansever'in on iki şiirden oluşan muhteşem eseri. bilhassa şu dizelerle, insanın elinden tutar ve o adını bilmediğim kıpkırmızı yere götürür.

    "onlar, o hiçbir şeyden yapılmamış adamlar
    üşümüş, yorgun ve bütün gün adres soranlar"
hesabın var mı? giriş yap