• (bkz: jamiroquai)
  • caz bütününde geniş bir müzik çeşitliliğinin unsurlarını barındırır. “fusion” terimi genellikle rock ve soul cazın bileşenleriyle birlikte anılır. melez bir tarz olarak fusion cazın ününün en yaygın zamanı 1960’ların sonu ve 1970’lerin başıdır.
    bu, bu dönemde avant-garde cazdan uzaklaşan tecrübeli dinleyicilerin, hemen hemen aynı periyotta birbiri peşi sıra “jazz-rock” albümlerini çıkaran miles davis referansıyla gerçekleşmiştir. davis’in pek çok hayranı bu dönemde popüler “fusion” takımında yer alan ünlü müzisyenler tony williams, herbie hancock ve chick corea’yı da takip etmişlerdir. fusion veya jazz-rock, çalgılarda akustik soundu daraltan gelenek karşısında, bundan sıkılan elektrikli klavye ve gitar sentezcilerinin favorisi olmuştur. aynı şekilde, rock tarzı ağır davul teknikleri kullananların da etkileri olmuştur.
    fusion veya jazz-rock, elementer akordu geliştirip, ayartıcı ritmi yakalayarak doğaçlamaya yönelen, üslupta çeşitliliğe inanan günümüzün müzik anlayışlarına yardımcı ve olgulara açık kapı bırakan bir köprü caz türü olmuştur.
  • türün ilk örneklerinden olan miles davis albümü bitches brew bu müziğin ne menem bir şey olduğunu anlatma konusunda nadidedir.
  • korkarım cazın bu türü, 50'ler boyunca hard-bop ve cool cazcıların bedenlerine inatla zerkettikleri uyuşturucunun bir sonucudur.

    50ler ve 60ların ilk yarısını olimpos'un tepesinde geçiren tanrıların, sonradan yaptıkları bu ilginç (!) müziğin başa izahı olamaz.
  • 70'li yıllarda japonya'da güzel örnekleri verilmiş. t-square, casiopea gibi.
hesabın var mı? giriş yap