• (bkz: cenaze marsı)
  • ayrıca; achilles agony and ecstasy in eight parts'ın kısa enstrümental bölümü.
  • the tree of life fragmanında çalan, patrick cassidy imzalı müthiş eser..

    tam halini dinlemek için buyurun:

    http://www.youtube.com/…4mlvcjdjtqq&feature=related
  • en bilineni chopin'e aittir.
    (bkz: marche funèbre)
    piano sonata op.35 no.2

    bunun yaninda mozart, beethoven, liszt, mahler ve bir cok diger bestekarin cenaze marslari bulunmakta.
  • chopin bestesi ayrı bir derinlikte gibi gelir her nedense. çocukluğuma dair hatırladığım karelerde; tören kıyafeti giymiş asker veya polislerin omuzlarında taşıdıkları şehit cenazeleri ve bandonun çaldığı cenaze marşı önemli yer tutar. diğer yanda gözleri yaşlı ve darmadağın olmuş eş, anne ve ellerinden tuttukları hiçbir şeyden habersiz çocukları. garip bir seromonidir. o minicik çocuk aklımla içimin acıdığını hiç unutmam. acı bir uğurlanışın son kareleri. hayat herkese karşı adil değil maalesef.
  • chopin: piano sonata no. 2 in b-flat minor, op. 35

    chopin'in eseridir.

    geçtiğimiz haftalarda yeol eum son'ın hünerli parmaklarından dökülüşünü dinledim. müthişti.. insan bir anlık da olsa emirgan'da, sakıp sabancı müzesi'nde olduğunu unutuyor..

    hüzün ve umudun çarpık aşkı..
  • askerliğimi ankara jandarma merasim bölüğünde yaptığımdan, askeri şehit, cenaze törenlerinde çok bulundum. malum, askeri cenaze törenlerinde çalınıyor. o yüzden askeri bando versiyonu daha bi' hazin geliyor, hüzünlendiriyor.

    polonya askeri bandosu
  • 1810’da polonya’nın varşova yakınlarında ki zelazova-vola köyünde doğan chopin, ilk müzik derslerini polonyalı annesinden aldı ve 6 yaşına geldiğinde dehası ortaya çıkan besteci oldukça yaratıcı düzenlemeler yapmaya başladı.

    ünlü eseri ‘cenaze marşı’ da bunlardan biri.

    chopin’in bu eseri op.35 sonat’ın üçüncü bölümüdür.ünlü besteci akla gelenin aksine, bunu kendi ölümü için yazmış değildir...

    aksine bu sonat onun en parlak günlerinin eserlerinden biriydi.

    gerçekten de 1830-35 arası chopin’in en yüksek sanat değeri taşıyan bestelerini yazdığı dönemdir.op.35 sonat ilk çalındığı günden beri büyük ilgi, hatta şaşkınlık yaratmıştır.chopin, bu eseriyle aşılamaz sayılan (bkz: beethoven)’vari sonat tarzını geride bırakmış, çok daha ilerilere geçmiştir. müzik eleştirmenleri arasında farklı tepkilere yol açan bu eser için (bkz: schumann) da “buna sonat diyebilmek için insanın hayale kapılması gerekir.

    yalnız, en çılgınca dört eserini bir araya toplayabilmesi besteci için övünülecek bir şey” yorumunu yapar. schumann bu “çılgınca” sözcüğünü özellikle eserin son iki parçası olan (bkz: marche funebre) ve (bkz: finale) için kullanır. cenaze marşı’nda gözü açık görülen bir rüya,bilinçli bir sayıklama sezilebilir;romantik bir ruhun ölüme karşı alaylı bir meydan okuyuşudur bu bölüm. yalnız bütün bu alaya karşın, gene de bir korku vardır. ünlü fransız yazarlarından (bkz: ernest legouve), “chopin’den ne zaman istesek marche funebre’i bize çalardı.ancak, parçasını bitirir bitirmez şapkasını alır giderdi” der.

    chopin cenazesinde hiçbir zaman bu eserinin çalınmasını istemedi. onun yerine (bkz: mozart)’ın requiem’ini dinlettiler...
  • her dinleyişimde kalbimi gömüyormuş gibi hissediyorum.
  • chopin'in bestesindeki her nota, bir kürek toprak gibi adeta.
hesabın var mı? giriş yap