• bir dönemler amerika'da elektrikli sandalyeler, gaz odaları, ötanazi iğneleri konusunda çalışmış, mr death lakaplı mühendis. bir yandan deli gibi para kazanıp ünlü olmuş, diğer yandan insanları öldürme aparatları ürettiği için dışlanmış, filmlere konu olmuştur. (bkz: mr death the rise and fall of fred a leuchter jr)
  • kendisiyle ilgili belgesel filmdeki konusmalarindan, hal ve tavirlarindan anlasildigi kadariyla kafayi ciddi surette siyirmis bir adam. oyle ki, deli sacmasi fikirleri insani kizdirip oha dedirtse de, sonucta kizginliktan cok acima hissi uyandiriyor, tuhaf, zavalli, hatta neredeyse hilkat garibesi izlenimi birakiyor izleyicide. kafayi takip, hayatini adadigi elektrikli sandalyeleri ve diger infaz araclarini nasil buyuk bir sevgi ve sefkatle, cocugundan bahsedercesine anlattigini gormek inanilmaz. zaten bu islerle ugrasmaya da infaz yontemlerinin ne kadar gelismemis oldugunu, mahkumlarin bu yuzden cabuk ve acisiz bir sekilde olmek yerine dakikalarca eziyet cektiklerini gorerek baslamis (yanlis hatirlamiyorsam gardiyanlik yaptigi icin bunlara sahit olmus), daha cabuk ve acisiz olumu saglayacak sekilde bunlari gelistirme arayislarina girmis. kendince insanliga faydali bir is, hatta neredeys hayir isi yapmis baska bir deyisle, buna cok samimi bir sekilde inanarak anlatiyor tasarlayip urettigi aletleri.

    toplumdan dislanip cok buyuk tepkilerle karsilasmasi, yaptigi infaz aletlerinden ziyade, auschwitz'de herhangi bir katliam gerceklesmedigini kanitlama cabalari ve hakli cikmak icin yaptigi bilumum maymunluklar, kanit diye ortaya surdugu bilimsellikten uzak sacmaliklar yuzunden olmus.

    filmin aklimdan cikmayan sinir bozucu bir de sahnesi var. fred leuchter kendi yaptigi elektrikli sandalyelerden birinin bosken cektigi resmini gosteriyor, "bilemiyorum resmi cektigim siradaki isigin bi oyunu mu baska bir sey mi, siz karar verin" diye, dikkatli baktiginizda sandalyenin uzerinde cok silik, belli belirsiz bir insan silueti seciyorsunuz, basi arkaya egilmis, cenesi yukari kalmis, elleri sandalyenin kollarini simsiki kavramis bir siluet. brrrr hatirladikca urperiyorum!
  • errol morris'in kendisiyle ilgili çektiği belgeseli izlerken merak edip yaptığım minik araştırma sonucu bu adamın;

    - lisans derecesini tarih dalında, lisansüstü derecesini astronomi dalında almış olduğunu;
    - buna rağmen elektrikli idam sandalyelerinin geliştirilmesi konusunda amerika'da çoğu eyalet ile çalışıp ciddi miktarda para kazandığını;
    - yüksek voltajdaki elektriğin vücuda iletimi esnasında mahkumların işkenceye maruz kalmamaları için sinir sistemini paralize edecek enjeksiyon yöntemleri geliştirdiğini söylediği halde;
    - mahkumların infaz esnasında çektikleri acıya tepki vermelerini sağlayan tüm sinirsel mekanizmaları kilitleyen bir enjeksiyon sistemi geliştirdiğini;
    - böylece ürettiği elektrik sandalyelerine karşı gerekli güveni sağlayıp daha çok eyaletle anlaşabildiğini;
    - amerikan hükümetinin nihayetinde yıllar sonra biyoloji, kimya mühendislik konusunda bir diploması olmadığı için kendisini sahtekarlıktan mahkum ettiğini öğrendim.

    şarlatanlıkta bir dünya markasıymış da haberimiz yokmuş.
hesabın var mı? giriş yap