franz josef strauss ^*

• ikinci dünya savaşı sonrası almanya'ya damgasını vuran politik bir figür. böyle mi tanımlamalı bilemiyorum ancak hayatı almanya tarihine ışık tutar bavyeralı ismin. biraz anlatalım.
  kasabın oğlu ikinci dünya savaşı'nda ülkesi için hem batıda, hem doğuda çarpışmış kahraman bir askerdir. arada sınavlara girerek hocalık vasfını kazanır. ostfront sonrası bavyera'da eğitmeye başlar gençleri. şanslıdır zira erken dönmüş ve hayatta kalmıştır.
  savaş bittikten sonra csu'nun kurucuları arasında yer almış ve ölene kadar ayrılmayacağı bir yola sapmıştı. yavaş yavaş yükseldi. önce parti genel sekreteriydi, ardından eyaletinin gençleri için terlemişti. konrad adenauer'in devlet bakanlarından biri olduğunda yıl 1953 idi. iki yıl sonrasında nükleer işlerden sorumlu devlet bakanlığına yükseltilmişti, kısa süre sonra da savunma bakanlığına. göttinger manifestosu'na kıçı ile gülen isim, pek eleştirilmişti bazı çevreler tarafından. ne zamanki csu'nun başına geçti, tepkiler arttı. der spiegel rüşvet aldığını iddia ettiğinde hem bakandı, hem de parti başkanı. iddialar ispatlanamadı ve yoluna devam etti bavyeralı poltikacı.
  der spiegel, rüşvet iddialarından bir sene sonra başka bir açıdan yüklendiydi savunma bakanına. rudolf augstein ile yıldızları hiç bir zaman barışmamıştı. bedingt abwehrbereit başlığı ile başlayan süreç, koltuğuna mâl olmuştu. işin tuhafı başlığı atan da hapsi boylamıştı almanya'da. demokrasi, bir sınav vermiş ve bazılarına göre de kaybetmişti almanya'da. çıkan siyasî krizde adenauer kabinesinden gelen baskılara dayanamamış ve kabineyi yenilemişti. strauss böylece devre dışı bırakılmıştı. yıllar sonra bavyeralı politikacı kendisini nsdap kongresine girmiş bir yahudiye benzetmişti. teşbihte hata olmaz malum da, bu benzetmeyi yaptığında çoğu almanın bir jenerasyon evvel olanları hatırlamadığını veya asla konuşmadığını anımsatalım.
  sonrasında partisi için çabalayan isme, basından bir sonraki kulp da ulrike meinhof tarafından takılacaktı. meinhof'un hakaret gerekçesi ile para cezasına çarptırılmasını müteakip kurt georg kiesinger'in hükümetinde maliye bakanıydı artık. bavyeralı, iktidar el değiştirince muhalefetin en şiddetli sözcüsüne dönüşüyordu. yine de kendisi için jeykıl demek mümkün değil, aklınıza asla getirmeyiniz.
  mao ile görüştüğü tarihi çin seferi bugün bile anlatılır almanya'da. ertesi sene helmut kohl'ü destekleyen küçük ortak konumunda yer almışsa da, helmut schmidt'in seçim zaferi kutsal ittifakın bozulmasına sebep olmuştu. hristiyan demokratlar bavyera'da ciddi olarak örgütlenecekleri kozunu oynayınca çark ettiydi csu'nun başı. malum bavyera kalesidir csu'nun ve oranın kaybı partinin zımnen sonu anlamına gelir. bu itimali göze alamadıydı tabii.
  1980'de başbakan adayıydı lakin kanzlerlik yine schmidt'de kalmıştı. ölmeden özel bir gezi ile doğu bloku ülkelerini ziyaret eden isim, allah bilir, onların da aklına ne şeytanlar sokmuştu. erich honecker de zehirlenenlerden biriydi, eklemeden geçmeyelim. onu kabineye alan kiesinger gibi 1988 yılında vefat etti. adı sonradan münih havaalanı'na verilecekti...
• (bkz: munih uluslararasi havalimani)
• 1961 yılında doğu almanya'yı ortadan kaldırmak için abd ile birlikte yaptığı çalışmalar ve savaş hazırlıkları sebebi ile ddr tarafından önlem olarak berlin duvarının inşa edilmesine sebep olmuş, en önemli kişilerden birisidir.
• „rechts von der csu darf es keine demokratisch legitimierte partei geben!“ diye meşhur bir lafı bulunan alman politikacı. csu'dan daha sağda demokratik olarak meşru hiçbir parti olmamali, diye çevrilebilir. nazi'lerin bir tık altında olmamız lazım diye de çevrilebilir.
  buna benzer bir söylemle/argümanla bazı union partililer (csu, cdu) angela merkel'in cdu'yu fazla merkeze taşıdığını haliyle sağı boş bıraktığını ve afd'ye (bkz: alternative für deutschland) alan açtığını söyleyerek partilerini yeniden sağa çağırmaktadır.