• baader meinhof cetesine soyadini vermis alman kadin sosyalist eylemci..60'larin basinda sosyalist bir alman dergisinin editorlugunu yapip, 2 cocugu ve kocasiyla, orta sinif bir alman hayati yasiyordu. 1960'larin ortalarindan itibaren, gitgide radikallesmeye, alman sosyalist solunun uclarina kaymaya basladi. 1970'lerin basinda hapisten yeni cikmis andreas baader ile orgut kurup, yeraltina indiler.. 1972'ye kadar almanya'da pek cok banka soygunu, cinayet gibi eyleme katildi. 1972'de yakalandi. 4 yil boyunca, kimseyi gormesine izin verilmeyerek korkunc bir psikolojik baski uygulandi. 1976'da resmi aciklamaya gore hucresinde intihar etti. rivayetlere gore ise ,devlet tarafindan olduruldu.
  • julide kural'in meinhof ile ilgili bir bolumu iceren ciglik adinda etkileyici bir oyunu vardi vakti zamaninda. oyuna gore meinhof bembeyaz bir odada tutuluyordu ve beyazin disinda hicbir renge ait hicbir esyayi gormesine izin verilmiyordu. yanilmiyorsam oyunun bu bolumu daha sonra ftipi ceza evi karsiti dokumanter kurmaca film sessiz olumde de kullanildi.
  • ulrike meinhof kizil ordu fraksiyonun onemli isimlerinden olsa da kesinlikle kurucusu degildir. 1970'de andreas baader'in hapisten kacmasinda en onemli rolu oynami$tir. orgutun di$i beyini baader'in kiz arkada$i olan gudrun ensslin'dir. zaten ulrike kizlarindan kopacagini bildigi icin orgutun icine cok da girmek istemiyordu, ancak gudrun'un israrci ki$iligi ve ikna yeteneginin kar$isinda duramayarak baader'in kacirilmasinda rol oynadi.
  • marianne faithfull ic burkucu broken english'i yazmistir ulrike'ye ithafen.
  • (bkz: konkret)
  • 1934-1976 yılları arasında yaşamış alman militan. önceleri gazeteciydi, ardından militan. hayatı deseniz uzun bir hikâye, biraz anlatmaya çalışmalı.
    beş yaşında babasını, ondört yaşında annesini kaybetti. ablası ile beraber annesinin arkadaşı renate riemeck tarafından büyütüldü. yıllar sonra riemeck'in yetiştirdiği çocuk ancak böyle olurdu diye haberler bile çıkacaktı hakkında. marburg'dan münster'e transfer oldu üniversite için ve ilk eylemlerine başladı. göttinger manifestosu'nu müteakip sayısız eyleme katıldı. kendisini yetiştiren kadın zorla silinirken, ulrike'nin yıldızı parlamaya başlamıştı almanya'da. sozialistischer deutscher studentenbund'un en aktif üyelerindendi. sdp'ye karşı muhalif bir tavır takınan bir grubun içinde yer alıp, özgürlüğün tarihi yaratacağını haykırmıştı ilk köşesinden.
    konkret'te giderek yükselen isim, derginin has adamı klaus rainer röhl ile evlendi. iki çocuğu olduğuydu sanki bunlardan birisi de annesi kadar meşhur olmasa da, pek tanınıyor almanya'da ya neyse. bettina röhl diyip geçmeli. franz joseph strauss'un ipliğini pazara çıkardığı için para cezasına çarptırılmıştı; hafiften hakaret etmişti de. giderek kocasından uzaklaşan isim, ikametgahını berlin'e aldırmıştı. freie universität berlin'de dersler vermeye başladı.
    bundan sonrası zaten hikâyenin bilindik yanı. andreas baader'i hapisten kurtarma planının mimarı, baader, gudrun ensslin ve holger meins ile birlikte baader meinhof'un çekirdek kadrosunda yer almıştı. örgütün bazı üyeleri, ortadoğuda eğitilip yer altına indiler, gerisi malum. almanya, kana ve toza bulanmıştı.
    1972 yazında tutuklanan meinhof, anca 4 sene dayanabilmişti kendisine uygulanan baskılara. ölümü iklimi sertleştirmeye başlamıştı almanya'da. çok da geçmeden deutscher herbst patladı, upuzun bir günde hikâye noktalandı...
    (bkz: 18 ekim 1977)
  • 2002 yılında, meinhof'un beyninin ailesinin izni olmadan kafatasından çıkarıldığı ve üzerinde çalışmalar yapıldığı ortaya çıkarıldı. magdeburg üniversitesi'nden bernhard bogerts 1960larda meinhof'un beynine yapılan bir ameliyat sonucu terörist yapıldığı iddiasında bulundu.
  • gerçekliğe değil doğruya yaklaşmak, gerçekliği doğrultmak için -her türlü- mücadele etmiştir. elinden geleni ardına komamıştır yani. bununla birlikte, 'gerçeklik'le -örneğin çocukları, gündelik hayat- 'doğru'ları -politik faaliyeti ve kafasındakiler- bağdaştırmanın çok zor olduğunu söyler, özellikle de kişi hem 'doğru şeyler'den asla vazgeçmek istemiyor, hem de ailenin istikrarlı insan ilişkilerini barındıran istikrarlı bir yer olarak 'gerekli ve kaçınılmaz olduğuna' inanıyorsa. kendisi, özel yaşamla siyasi eylemin birbirinden ayrılmaması kadar doğal bir şey olmadığını düşünse bile, bunu daha da zorlaştıran şey kadın olarak apolitik bir özel yaşamın (özel olanın politik olduğunu bilmediğinden değil. demiştim zaten.) ona dayatılmasıydı. toplumsal koşullar yansımasını özel hayatlarda buluyordu ve tabii tersine. peki kişi bir şeyleri değiştirmek istediğinde işe nereden başlamalıdır? -yanlış yaşam doğru yaşanamaz ya. şöyle söylemiş kendisi,

    "bir yandan anti-otoriter politika yapıp, öte yandan evde çocuklarınızı dövemezsiniz. ama politika yapmadan da evde çocuklarınızı dövmemeye uzun süre devam etmeniz mümkün değil. yani rekabet koşullarını, aile dışında da ortadan kaldırmak için mücadele etmeden, aile içindeki rekabet koşullarını ortadan kaldıramazsınız, ki bu koşullarla ... aileyi bırakmaya başlayan herkes karşılaşır"

    yaşamı, yaşam biçimi, düşüncelerinin nasıl evrildiği hakkında fikir sahibi olmak ve raf'a giriş yapmak için yukarıda alıntı yaptığım kitap -versus'tan çıkan "üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim/ulrike meinhof" okunabilir -üstelik bileniyorsunuz da, içinizde bir alev.
    raf'a yönelik daha bilimsel ve bilgilendirici başka bir kaynak da metis'ten çıkan "kızıl ordu fraksiyonu". ilginizi ve sevginizi bekliyorlar. vallaha!
hesabın var mı? giriş yap