fotoğraflar
-
geçmişimimizi nasıl tükettiğimizin ve yaşantımızdan eksilen her bir dünün kanıtları.
-
fotoğraflar...
ölümsüzlüğün kıyısında yaşayanlar...
kimsesiz, eşsiz, yalnız, bedensiz fotoğraflar...
özlemin fotoğrafları, sonsuzluğun fotoğrafları...
fotoğraflarda elektranın babası, fotoğraflar aşkın fotoğrafları...
küçük kız kucağında genç babasının,
siyah beyaz gülümsüyor...
sonra yine küçük kız, elinde trampeti, omzunda babasının eli...
23 nisan, belki 29 ekim, 19 yıl sonranın sonsuzluğa çizilen resmi
bir başkasında,
diplomasını gururla uzatıyor ,
hayata başlıyor babasının ellerinden,
küçük kız kendisi gibi küçük küçük uçma denemelerinde...
fotoğraflar, elektranın ve babasının ,
aşkın fotoğrafları.
fotoğraflar, ölümsüzlüğün kıyısında yaşayanlar...
fotoğraflar,
babamın fotoğrafları... -
gokhan kırdar ın serseri mayın albumunde yer alan muhtesem guzellıktekı sarkı
avucumda sıyah beyaz için için aglar gıbı fotograflar
dokuluyor birer birer karısıyor sarı ,soluk yapraklara anılar
yıne geceler
yıne geceler..
alısılır degıl
konusulur degıl
yasanası degıl
olum gıbı ıcımdekı bu deprem
alısılır degıl
alısamam buna
dugumlenır rahat vermez
bu sessız ısyan ruhuma
senı aradım bos sokaklarda
senı aradım hatırlarda
karanlık dokulurken yollara
senı aradım son ısıklarda
senı aradım bos sokaklarda
senı aradım hatıralarda
ıcımı acıtırken yoklugun
seni aradım hep sarkılarda * -
filmin ortalarına doğru, hülya avşar ve hakan ural gizlice ev tutup burada buluşmak için planlar yapmaya koyulur. çekinerek de olsa, bu planlara yardımcı olmaya çalışan başka 1 (yaşlı) türk-rum çifti vardır. çocukların bu olanaksız düşüncesini duyunca, çiftin eleni isimli yarısı paniğe kapılır, 'sizi keslerler', diye çıkışır, sonra da üsteler: 'delirdiniz mi siz?'. artık kastettiler mi bilmek zor bunca yıldan sonra ama, hülya avşar'ın yanıtı, altın harflerle yazılmaya değer: 'ne yapalım, bu durumda en iyisi delirmek'.
-
bilmiyorum ne kadar saçma, yazmışım işte yıllar önce;
fotoğraflar diyorum neden bu kadar etkililer? yüz milyonlarca saniyesini geride bırakmışken hayatın o bir saniyeye, o ana sonradan bakınca neden bu kadar etkileniyor insan? yani hep o dondurulmuş, fotoğrafın içine sığdırılmış an gibi olmasını mı istiyoruz hayatın? ne mutlu bir tablo.. evet bunu istiyorum ben... beraberce sadece objektife değil herşeye gülebilmeyi ama beraberce.... yenileri eklendi şimdi. onlara bakıyorum... 3,5 milyonluk acayip bir şarabın etkisiyle bakıyorum fotoğraflara... beni sarhoş eden şarap mı, fotoğraf mı? ikisi de değil sanırım...
"şu evren dediğinde kafanı kaldırmazsın görmezsin yıldızlar var üstünde..." ne güzel demiş bizon murat. ama öyle değil be muradım. evet yıldızlar orada ama güneşim nerede?
işte o fotoğraflarda güneşim... ama aslında benle değil.. sadece o fotoğraflarda benle...
midem bulanıyor, o kadar da adi değilmiş şarap. benim adiliğimi, oynadığım oyunun verdiği acıyı hafifletecek kadar kaliteliymiş 3,5 milyonluk şarap. o kadar iğrenç bir oyun oynuyorum ki... öyle sahteyim ki... dilimle, elimle, tüm vücüdumla o kadar tezatım ki hislerime...
acıktım... yemekle doyabilen bir insan değilim aslında. ki 3 dilim börekti bu akşamki ziyafetim... ziyafet tanımına daha yakın olan düğün yemeği umrumda bile değildi. işte üç dilim börek doyurabiliyor aslında beni. yemesem bile o dilimleri onun yapıldığını bilmek bile doyurabilirdi beni... bunu biliyorum ya yeter bana...
o fotoğraf karesinin yalan olduğunu biliyorum ya yetiyor hayatımı piç etmeye... bak yine geldik fotoğraflara... ben fotoğraflarıma bakıcam... ister avuntu olsun ister yalan ben onlara daha doğrusu o anlarda görünen manzaralara admamışım hayatımı... yok çünkü başka yolu... -
izlenildikten sonra kalpte buruk bir tat bırakan, naif, değişik zaman kurgusuyla insanı kendisine bağlayan irfan tözüm filmi.
--- spoiler ---
hülya avşar - dalga geçiyorsun!
hakan ural - dalga geçmiyorum. seni seviyorum.
gibi basit ama tatlı replikleriyle gülümsetir.
--- spoiler ---
hülya avşar'ın yer aldığı iki etkileyici eserden biridir. diğeri için: (bkz: bir kırık bebek) -
asıl önemli olan akılda kalan fotoğraflar, onları silmek, yırtıp atmak da mümkün olmuyor..
-
-
tarihe ve / veya olaya göre klasörlenmesi gereken şeyler. öyle aileydi, arkadaştı falan girişince yandığının resmidir.
-
kimi zamanlarda tamamen pişmanlık silsilesidir. hiç yaşanmaması gereken anlar, anılar, kişiler. hiç birisi olmamalıydı, yaşanmış gün geçtikçe unutuluyor, ama fotoğraflar baki kalıyor. pişmanlığı en acı şekilde yaşatıyor, biraz daha fazla, biraz daha acı vererek.. yırtmak mı ? bence korkaklık, kurtuluş yolu, gerçek hayatı hiçe saymaktır..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap