*

  • kimi zaman acıların ten bulduğu, kimi zaman şarap şişeleri kadar estetize oluş ömür renkli, sert sakalların incittiği kadınlardır. nereli oldukları bilinmez caz dinlemeyi severler istanbul kadar güzel kadınlardır. içinizden tren gibi giderler.
  • (bkz: madame angles)
  • fikret muallanın şahane resimleri gibi şahane kadınlar. çağrışımlara göre diyebiliriz ki oldukça güzellerdir, tenleri bembeyazdır ve yüzlerindeki ifade asla aşırı sert değildir. onlar istemediği sürece akıllarından geçenleri bilemezsiniz ve bugün var yarın yoklardır.
  • federico fellininin kadınları gibidirler,beyaz tenli,bazen tombul fettan bazen ince narin..fellini'nin bir film karesindeki kadın karakterin geçmişini yüzünden okuyabildiğimiz gibi muallanın portrelerinden de okuruz..
  • renkli ve şakacı bir dünyası olan ressamın kamusal alanda henüz yeni yeşeren 'modern kadın' figürleri oldukça kırılgandır ve sanki fransızdır. fikret mualla'nın dünyasındanki her kadın adeta bir kadeh şarap tutar gibi hareket etmektedir.
  • resme baslamasina da on ayak olan,"hale asaf" aski vardir bir de mualla'nin...
  • hoslandigi tum turk kadinlari tarafindan rededdilmis, yalniz yasamis , yalniz olmus bir buyuk ressamin kadinlaridir. fikret mualla'nin almanya'da sevgilileri olmus ancak bu ulkede kimi sevse konu "iyi insansin ama topalsin" a gelmis, kadinlar kendisine hep uzak durmus. oysa fikret mualla bu kadinlarin hicbirine tek bir kotu soz bile soylememistir. aksine paris'te kanser tedavisi goren hale asaf omrunun son doneminde masraflari karsilayamayip sokaga dusunce ona hic belli etmeden her sabah kulubesinin onune yemek ve para birakmistir
hesabın var mı? giriş yap