• bleeder ve pusher adında iki kült filmin yönetmeni nicolas winding refnin imzasını taşıyan, başrollerini john turturro ile deborah kara ungerın paylaştığı, requiem for a dream ve last exit to brooklynin senaryo yazarı hubert selby jrın yazdığı, müziklerini de brian enonun yaptığı, merakla beklediğimiz film...
  • ucuncu afm bagimsiz film festivalinde gösterilen bir film. nöbetçi sinema kategorisinde olduğundan o kategorideki diğer filmler gibi bir korku filmi olarak gittiğimiz fakat hüsran üstüne hüsrana uğradığımız film. tamam korku filmi olmaktan çıksın diyelim bir de eleştirmenlen lynch filmlerine benzetiyorlar. filmde çok kısa olarak nadiren gösterilen efektli kırmızı kan gölü gibi hareket eden dalgalanmalar haricinde ne bir korku ne bir ürperi taşımıyor film. o görüntüler de hatta çok komik. windows media playerdaki visualizationlar gibi birşeyler.sonuç çok başarısız.
  • çok güzel mekan ve kadrajlara sahip, requiem for a dream senaristli, turturro'nun bulundurulduğu evi pek yaşanılası olan film..
    "festival filmi" anlayışını desteklemekte ayrıca..
  • kötü film. katalogta aynen şöyle yazıyor: refn, sanki lynch'in tarzını bir janr olarak kabul etmiş ve tamamen bu janrda doyurucu bir eser çıkarmayı amaçlamış... bu cümle bizi etkilemeye yetti. filmden çıkarken nicholas winding refn beyin kulağını çınlatıyorduk. tam ismini yazdım ki küfrederken isim ezberlemek fiiline vurgu yapayım. bu filme lynch tarzı demek lynchi ve emeklerini hiçesaymak gibi geliyor. aralarında çeşitli benzerlikler olabilir, görüntüler, durağanlık, müzikler, gariplikler. fakat gözüme çarpan en önemli fark karakterlerin ve konunun iyi işlenememesi... lynch filmleri ne kadar garip ve anlaşılmaz olursa olsun karakterlerin çok iyi çizildiğini görüyorum ayrıca lynch, filmleri şiddet ve ölümü işler. bu filmde böyle bi karakter yok. olayda yok. ne işlediği de belli değil. ne var derseniz 3-5 filmden alıntılanmış sahneler (eraserhead, shining, lost highway), bir iki kırmızı renk, çokça sessizlik, durağanlık, biraz gerilim arttırmak için yapılmış ama amacına ulaşamamış müzik, bir miktarda bilinçaltı şeysi. al sana fear x.
  • bugun "acaba ne izlesem" diye dvdci'de gezerken kutusuna rastgeldigim, john turturro gibi the rounders, big lebowski, color of money gibi filmlerden bildigim icin gayet sevdigim bir oyuncunun basrol oynadigini gorunce de hemen kiraladigim bir filmdi.

    kutunun ustune yapistirilmis ufak bir sticker'da el yazisi ile soyle yaziyordu (ingilizce'den tercumedir): kotu kapagina ve aptal ismine aldirmayin ve bu psikotik thriller'i kiralayin!

    ben de harold and kumar goes to white castle, ghost world filan gibi filmlerin ustunde "mutlaka izleyin muthis" stickerleri gordugum icin kiralamis oldugumdan ve hep memnun kaldigimdan, ve videolari kiraladigim yer genelde sadece hakikaten iyi filmlere sticker yapistirdigindan (eski british comedy janrindan bircok filmde de vardir mesela) bu sefer de onlara guvenme gibi bir yanlista bulundum.

    her zamanki gibi, cuma aksamlari eger disari cikmamissam ve film kiralamissam yaptigim pizza/dr. pepper/dondurma kombosunu hazirlamis, eglenmek ve hakikaten guzel bir thriller'in tadini cikarmak icin koltuguma yastlanip dvd'yi izlemeye baslamisdim.

    5. dakikada dvd'deki bir cizik yuzunden biraz abukluk yasasam da, izlemeye devam ettim. henuz 15 dakika gecmemisken can sikintisindan patlamak uzereydim bile! dayanamadim, ancak sonuna kadar seyrettim.

    otel koridorunda yerleri kaplamis kan efekti bana birtakim web sayfalarindaki java scriptler ile yapilan "jpeg resmin su uzerinde yansimasi efekti ve dalgalanma" olayini hatirlatti. kandan cok petrole benzettigim dalgalanma efekti cok cirkindi. ayriyeten nicin surekli, sanki otelin icinde ruzgar varmis veya bolgede deprem oluyormus gibi surekli bicimsizce ve rastgele bir sekilde dalgalandigini anlayabilmis degilim. genelde bu tur sahnelerde su duragan olur, biraz hafif dalgalanma olursa bile bu da, kapali bir ortam oldugu icin, belli bir kaynaktan gelecektir.

    arada sirada da john turturro'nun kafasinin arkasina zoom yapilip "beyninin icine girilmesi" ve kirmizi seffaf bir yuzeyde (plasenta'yi simgelese gerek) beliren surat ve el olayini da "sanat ve psikolojik film temasi ic ice! oley!" nidalari ile izledim.

    hepsinden ote, hikayesi nedir bu filmin? karakterleri nedir tam olarak? cogu seyin birbiri arasindaki bag nedir? nedir ulan nedir? dusunmemiz mi isteniyor, yani bizden oturup dusunmemizi mi bekliyorsun bu film uzerine nicholas winding refn? nah dusunurum kusura bakma, uyuyakalmadigima sasiyorum halen daha.

    (bkz: ankara anlamasi guc filmler festivali)
    (bkz: izmir izleyiciyi acaip geren filmler festivali)
    (bkz: istanbul sanatsal kaygili filmler festivali)
  • --- spoiler ---
    bugüne dek izlediğim en kötü film. unutmak için aylarca psikoloğa ihtiyacım olacak...

    bir filmde en nefret ettiğim şey yavaş ilerleyen sahneler... fakat bu filmin gidişatında yavaşlık kelimesi ışık hızı gibi kalıyor...

    john turturro'nun oyununa geldik... oysa ne güzel abimizdin sen, nasıl böyle rezil bir filmde oynadığını anlamıyorum john abi... büyük bir sabırla, filmin sonlarına doğru kesin bağlanır diyerek geliyorsunuz ama filmin başında merak uyandırılan hiç bir nokta açıklanmadan film bitiyor...

    izlediğim en saçma en rezil film olarak uzun süre kalacağına eminim... bir gün önce izlediğim hipnos filmi bile buna on basar... o derece yani... iyyk!
    --- spoiler ---
  • fear x bir korku filmi değildir. karısı öldürülmüş bir adamın zihnindeki gerilimin, birkaç gün öncesine kadar onun gezindiği eve bastıran azabın, ölümünün ardındaki alevli çukurun verdiği tedirginliğin, hayata yalnız devam etmek zorunda olmanın ürpertisinin, buna hiç alışamayacak olmanın dehşetinin, kaybın, kasvetin, çıldırtıcı sessizliğin filmidir. izlerken onun gibi bizim de zamanın, zihnimizin, bilginin neresinde olduğumuzu çıkaramadığımız, çaresizliğe kapıldığımız bir filmdir. john turturro’nun bütün bu hisleri titretici bir oyunculukla içimize ektiği filmdir. mizansen filmidir, atmosfer filmidir, söylenmemiş söz filmidir. evet, eksik bırakılmış, tamamlanmamıştır, anlatmak istediği zaten bu olduğu için öyledir. insana eşinden önce ölebilmek için gizli dualar ettirecek *, nicolas winding refn’in kanlı, kavgalı pusher 2’sini heyecanla bekletecek, çocuk cesaretiyle ışıkları söndürtüp ona ‘beni aklının karanlık köşelerinde gezdirsene nolur’ diye yalvartacak filmdir.
  • ömür yiyen filmler arasına girmiştir.
hesabın var mı? giriş yap