• latin amerika'da ispanyol sömürgelerinde neşet eden latifundiyaların portekiz sömürgesi olan brezilya'daki versiyonları. ispanya atlantik köle ticaretine çok fazla bulaşmış bir imparatorluk değildi (kısmen yeni granada genel valiliği/virreinato de la nueva granada [bugünkü kolombiya ve venezuela] köle ticareti yapıyordu). ispanya'nın amerika kıtasındaki sömürgelerinde daha çok bir kast sistemi hakimdi ve yerli halk ayak işlerine koşuluyordu. ama portekizliler köle ticaretinde epey bir aktiftiler ve kuzey amerika kadar köle taşımışlardı kendi bölgelerine (zaten afrika'da da sömürgeleri vardı - angola gibi).

    latifundiya ile fazenda arasındaki fark buradan kaynaklanır. kölelerin çalıştırıldığı geniş plantasyon/çiftliklere verilen ad fazendadır. kökeni roma imparatorluğunda atılan latifundiyalara dayanır. daha geniş bilgi için (bkz: latifundiya/@eachart muller). buraya ayrı bir başlık açmamın sebebi aradaki farkı vurgulamaktır. kısaca; ispanyol sömürgelerinde bir kast sistemi hakimken, portekizliler kölelik üzerine bir sistem kurmuşlardır.

    ispanyolların kast sistemi için ayrıca (bkz: peninsulares/@eachart muller)

    tema: (bkz: latin amerika tarihi)
  • birleşik krallık'ta arjantin ve brezilya ruhundan beslenen mutfağıyla hizmet veren, fine dining kategorisinde, birçok şubesi olan güzel bir et lokantası*.
    birçok şehirde şubeleri varmış ama ben kendileriyle edinburgh'ta tanıştım.

    rezervasyonsuz misafir kabul etmiyorlar, online ya da telefonla rezervasyon yapmak gayet kolay.
    özellikle limitsiz et tüketim imkanı sunan menü öğlen ve akşam, hafta içi ve hafta sonu bazlı olarak fark ediyor, hatta kendi içinde ikram ve sunum olarak da standart, gold vs gibi menü seçenekleri var.
    görsel

    muazzam iyi et pişiriyorlar ve etlerin gerek marinasyonu, gerek kendi doğal lezzeti harika.
    et menüsündeki etler gittiğiniz zamana göre değişiklik gösterebiliyor.
    garson, sizin et pişirme tercihinizden, alerjen ve helal hassasiyetinize kadar detaylı bir bilgilendirme sürecinde bulunuyor.
    etlerin düzenli olarak sıcak ve taze pişirilerek servis edildiğini, masanıza gelen eti, kendiniz keserek nasıl alacağınızı, servisin devamı ya da durması gereken kartı nasıl kullanacağınıza dair detaylar veriyor.

    bu arada muazzam özenli ve leziz mezelerle, peynirlerle dolu bir açık büfesi var.
    somondan ahtapot salatasına, humustan özel mayonezlere kadar bir sürü detay var.
    yalnız 5 farklı çeşit tuzu atıştırmalık büfesinde görünce, insan birazdan yaşanacak lezzet şöleni için oldukça heyecanlanıyor.

    siz atıştırmalıklarla önden bir "altlık" yaptığınızda servis başlıyor...
    rib eye'dan tomahawk'a, antrikottan kuzu kola, bonfileden sirloin'e bir sürü farklı et, sizin istediğiniz gibi pişirilip sıcak sıcak, istediğiniz kadar alabildiğiniz bir formda servis ediliyor.
    görsel

    uzun uzun sıcak ve leziz bir yemek yemenin tadını burada büyük bir keyifle alıyorsunuz.

    şarap menüleri oldukça zengin, güney amerika şaraplarından oluşan menüde brezilya, şili, uruguay ve arjantin'e has güzel şaraplar mevcut.
    şarap seçimi konusunda size oldukça detaylı bilgi veriyolarlar ve seçiminiz konusunda yönlendirme de alabiliyorsunuz.
    tercihimizi şili'den bir üretici olan carmen'in gran reserva'sının frida kahlo carmenere'si olarak yaptık.
    lezzetli ve menüdeki yemekle eşleşmesini çok beğendik.
    görsel

    restoran zaten genel olarak tüm servisler konusunda oldukça başarılı, sizin yemek boyunca memnuniyetinizi üst seviyede tutmak için her et servisinde etle ilgili bilgilendirme yapıyorlar, kısa bir ara verirseniz pişirme ve lezzet konusundaki tercihinizle devam edip etmeme konusunda güncel fikrinizi soruyorlar.

    restoranın dekorasyonundan, masa düzenine, barından tuvaletine kadar her yer bir sürü ince detayla düşünülerek tasarlanmış.
    bunları gördükçe restorana karşı beğeniniz katlanıyor.
    buraya dair söyleyebileceğim tek kusur tüm yemeğin olağanüstülüğünden sonra gerçekten kötü bir espresso servis etmeleriydi.
    biz hesabı isterken kahveyi sipariş etmiştik ve kahve servisinden sonra hesap geldiğinde durumu garsona iletince hesabı hemen önümüzden izin isteyerek aldı ve kahveleri silip geri getirdi.
    tekrar özür diledi ve bu konuda kendilerini iyileştireceklerini söyleyerek kahveyi hesaptan çıkardıklarını söyledi.
    bu da son dakika yaşanan ufak hayal kırıklığı dahi olsa insanların memnuniyetsiz ayrılmamaları için ne kadar özen gösterdiklerinin kanıtıydı.

    burada yaklaşık 2.5 saatlik uzun bir yemek deneyimi yaşadım ve benim için edinburgh seyahatinin en güzel zamanlarından biriydi.
    her bir et, her bir meze, her bir yardımcı tabak özenli ve lezizdi.

    yolunuz bir şekilde birleşik krallık'a düşerse ve fiyat/performans için bir yer arıyorsanız kesinlikle fazenda buna değecek bir yer.

    tabii 34 pound'a şu yemek şölenini türkiye'de bulamıyor olmanın hüznü kapıdan çıkınca zihnimde beliren ilk şey oldu ve keşke daha önce keşfetseydim diye de hayıflanmadım diyemem, zira vizenin bitişindeki son ziyarette buraya denk gelmek insana "ah yaa" dedirtti.

    restoranın sitesi : https://fazenda.co.uk/
hesabın var mı? giriş yap