• (bkz: requiem)
    (bkz: gabriel faure)
  • ilk kez bir cenazede çalınan fauré'nin belki de en etkileyici eseri. bazılarına göre defalarca gözden geçirilmiş olması mükemmelliğinin müsebbibidir. requiem'in kelime anlamını belki de tek hatırlamış bestecinin huzura salınması bir işitsel şölene dönüşmüştür. kyriesinde alter ego, egoya bir kaya gibi çarpmaktadır...
    (bkz: sunt lacrimae rerum)
  • gabriel faure'nin, 1893 yılında bestelediği, 1901'de ise, genişletilmiş orkestral versiyonunu* çıkarttığı, kelimelere dökülmesi imkansız eseridir. insanın içine bir bütün olarak (mozart tabii ki "bütün" olarak değerlendirilemez) bu derece işleyen bir başka requiem daha yoktur. (berlioz diyenlerin sesleri yankılandı sanki)

    mozart requiem'den tanınan ve genelde requiem'lerin en etkileyici bölümü olarak bestelenen dies irae bölümüne yer vermemiştir faure bu eserinde. bu seçiminin nedenini ise, "ölümün acılı bir ayrılış değil, öbür taraftaki selamete yönelik özgürleştirici bir deneyim olarak görülmesi gerektiği" şeklinde açıklar. işin ilginç tarafı, aradan yetmiş yıla yakın zaman geçtiğinde, vatikan da faure'nin dediğine gelecektir... (bkz: #6395151)
  • kimi düğünlerde, salona girilirken çiftlerin çalmasını istedikleri eser.
    ironiktir tabii.
  • ilk önce bağımsız bir çalışma olarak 1887'de bestelediği libera me'yi ve ardından farklılık yaratarak pie jesu'yu requiem'ine koyan, sonuna da in paradisum ile cennet isteğini nakşeden gabriel urbain faure, bu dünyadan bıktığını ve artık sonsuz bir huzur istediğini mi haykırmıştır tanrı'ya, bilinmez. yalnız, andre cluytens yönetiminde, 1963 yılında gerçekleşmiş, dietrich fischer dieskau ve victoria de los angeles'li kaydına aşina oldukça, böyle düşünmekten en azından bizi alıkoyamayan, o sonsuz huzuru naiflikle insana isteten bir şaheserdir bu.

    1 introït et kyrie
    2 offertoire
    3 sanctus
    4 pie jesu
    5 agnus dei
    6 libera me
    7 in paradisum
  • eger burasinin ve varsa diger tarafin guzel oldugunu gostermek istiyorsaniz birisine, dinleteceginiz ilk eserdir.
    eger karsinizda keyfi kacmis birisi varsa, ya da o karsinizdaki, aslinda aynadaki sizseniz-yuzundeki kaslarin somurtmak ve sikilmak icin harekete gectigi- bu dinleyeceginiz ilk eserdir.
    eger bir eseri tanimlamak gerekmekte ise, iste bu eser o kumenin disindadir. sozlerle bu eseri anlatmak mumkun degildir, beynin-bilincin ustundedir, gonul gozu denen seye hitap eden sey budur.
    bilgisayardaki format ne ise, muzikteki budur. sadece sistem kalir, gerisini tekrar insa edersiniz.
    karsi konulamaz guzellikte ve gucteki faure eseridir, ve belki de en guzel requiem, karanlik ve korkunun yerine umudun yeserdigi...
  • muhteşem libera me'sinin beethoven'ın pastoral sonatının ikinci bölümüne olan benzerliği gözden kaçmaz.
  • diğer requiem'lerdeki "korkudan titreyen insanlar ve kötülerin sonsuza kadar yakılmaları" temalarından çok, daha huzurlu ve sakin bir çizgi izleyen eser. bu neşeyi armonik olarak da görebilirsiniz, "christe eleison" ve "libera me" bölümlerinde görülen (duyulan) gerginlikler dışında genel olarak sükunet hakimdir.

    emile naoumoff'un yaptığı piyano transkripsiyonu da dinlenesidir.
    https://www.youtube.com/watch?v=qvt7bo23z7i

    (aynı zamanda endeavour dizisinin 1. sezon final bölümünde belli yerlerde "ın paradisum" ve "sanctus" kısımlarını duyabilirsiniz.)
hesabın var mı? giriş yap