• rusya'daki bazı eski tarihli yapılarda da fasces tasvirleri vardır. kendilerini bir şekilde roma imparatorluğu'nun mirasçısı olarak gören rusların*- çar sözcüğü sezar'ın rusça'ya modifiye edilmiş halidir, hatırlayınız- kendi kendilerine yaratıp sonra da inanmaya çalıştıkları bir tarihin (bkz: make believe) simgesi olarak görülebilir.
  • çok uygunsuz bir tasarım. tepesi ve dibi açıkta kalan, gerisinin yarıçapı yaklaşık 4 katına çıkmış (bağlanan çubuklar sayesinde) bir sapı olan balta. neresinden tutulur ki bu meret? nası o çubuk öbeği kayıp düşmez?
  • şair propertius (i.ö. 50-15) diyor ki elegiae ii.16.11-12'de

    ...
    cynthia non sequitur fascis nec curat honores,
    semper amatorum ponderat una sinus.

    ...
    cynthia gitmez fasces'in peşinden, umursamaz onurları
    aklında varsa yoksa sevgililerinin cüzdanı.

    şimdilerde ötelenen faşizmin de kimi cüzdanist kızlar tarafından umursanmadığı kötücül çağları yaşıyoruz. çağ değişiyor, ötelenesi kavramları ve idare şekilleri de ama değişmeyen tek şey cynthia ve benzeri insanların temsil ettiği cüzdanist kaygılar. ancak yeri gelmişken, tümden cüzdanist kaygıları da cynthia benzeri kadınların üzerine de yüklemiyorum, aksine onlar birer sonuç, sistem onları cüzdana güdümlü birer yürüyen ahmağa dönüştürmüşse, bunda onların zayıf karakterli olmalarının bir rolü yok. cüzdanıyla forsunu ifşa edecek amatorları olduğu için cynthia vardı, kahpelikle kahpeliğe doğru giden yol arasında sistem açısından bir fark yok, amatorlar her iki durumda da cüzdanını fasces kılmış olabiliyor. cüzdana güdümlü cynthia'lar bu yüzden fazla ötelenmemeli. feysbukta fotoğrafları beğenilsin, tiviterleri retivit yapılsın yeter, gönülleri alınsın, ruhları ferah kılınsın. netçede çağımızın kötücüllüğünün bir parçasını sevgiyle iyicilliğe seğirtttirebiliriz cüzdan cüzdana vermeden de. bilmem anlatabiliyor muyum.

    ne diyorduk, ha fasces! insanları sopalamaya yarayan sopalardan ve insanların kafalarını kesmeye yarayan kesici balta taşıyan bir kutucuk, sopalık, baltalıktır ama aslına bakarsanız fasces deyimi "baltalar" anlamına gelir. kalem kutusuna da kalemler demeniz gibi bir şey bu. baltalar elimizde biz gideriz ormana hey hey hey gibi, elde taşınan baltalarla yüründüğünü düşünmek zorundasınız fasces'i görünce.

    daha da önemlisi, bir anlamı da, krallık dönemine kadar gidecek ölçüde roma idarî hayatında, sorumluluktur. idarede baltaları taşıyanın sorumluluğu vardır, en yüksek magistratus'ların yani bizdeki devlet bakanlarının (mesela bülent arınç'ın) boynuna asılırdı, sorumluluk sahibi olunduğunu gösterirdi. sopalanacak biri oldu mu, çıkarırlardı içinden bir sopa vururlardı; belki vurmazlardı ama her an vurabilecekmiş gibi taşırlardı, bu yüzden korkuyu da beraberinde taşıyor gibiydiler. taşıdıkları sorumluluk da buradan kaynaklanıyordu, yani korku sorumluluğu. birilerinin avamı korkutacak birtakım imgeleri taşıması gerek, en yüksek rütbeli bakanlar, tıpkı socrates'in felsefeyi gökten yere indirmesi gibi, caesar'ın veya kralın korkusunu (caesar'dan veya kraldan duyulması gereken korkuyu) halka indiren tiplerdi bu baltalarıyla. roma'nın sadık tarihçisi livius bu yüzden "korkuyu ve dehşeti uyandırıyorlar" demişti, "bu vahşi baltalar."

    söylendiğine göre cumhuriyet önceki eski krallar döneminde de bu baltalar taşınıyordu ve ziyadesiyle etrüsk kaynaklı krallar, özellikle de roma tarih/mitolojisinde kibirli tarquinius'un lucretia'ya tecavüzüyle anlatılan hikâyenin de gösterdiği gibi, roma'dan ötelenince roma'da cumhuriyet idaresi işbaşı yaptı ve fasces konsüllerin eline geçti. ancak burada şu hususu göz önünde bulundurmak gerekiyor: yukarıda "korkuyu uyandırıyorlar" demiştim ve livius'tan alıntı yapmıştım, cumhuriyet döneminde fasces taşıyıcılığı semboliktir, kelle uçurmaktan ziyade kellelere, roma idaresi önünde ne kadar zayıf olduklarını hatırlatma görevini görmüştür. zaten roma'da bu balta taşıyıcılığının azalarak bitişi de (aslında dönüşümü) gösteriyor ki, idarenin çok tuttuğu, benimsediği bir anane değil bu.

    hatta sonraları konsülün sadece halka konuşma yaparken yanında taşıdığı bir nevi nişana dönüşmüştür. dahası kişilerin özel fasces'i olmaması yani fasces'in görev değişikliğiyle birlikte farklı idarecilere teslimi, yukarıda bahsettiğim idarenin sembolik "bana saygı duy!"larından biri olduğunun göstergesi. ömür boyu dictatorluk ya da caesar'lık ya da maximus pontifex'lik vs. gibi idare hukukunun kaçınılmazı olmuş değil fiiliyatta, sadece taşınıyor işte, "ne yapıyorsun?", "fasces'i taşıyorum" o kadar, altında yatan anlam da açık: kellenin bir önemi yok roma idaresi karşısında, öte anlam yüklememek gerekiyor fasces'e. zira eldeki metinler ve roma tarihi de fazlasını göstermiyor.

    augustus'un principatus'una yani tek adam yönetimine geçildiğinde, başka deyişle imparatorluk vücuda geldiğinde fasces iyiden iyiye siliniyor, ama! aması var. bugünün pek değerli ekşi sözlük yazarları yirmi milyon entiriyle faşizmin ne kadar da kaka bir şey olduğunu kanıtlamaya çalışırken, roma bunun aksini tek bir sembolle göstermeye çalışıyor. bazen bir sembol her şeyi anlatmaya yeter. her neyseli cümleleri sevmem ama her neyseye ihtiyaç var burada.

    roma'nın augustus'la kendini gösteren pax romana'sı faşizmin kaynaklandığı fasces'i roma'nın idare hukukundan siliyor silmesine de, bu silme eylemi, fasces'in anlamının daralmasıyla gerçekleşmiyor. içerdiği sembolik anlam aksine enleşerek, evvelki korkutuculuğunu kaybediyor, imperial roma'nın korkutan değil "kapsayan", "kucaklayan" bir sembolüne dönüşüyor (çünkü kapsanması gereken ulus sayısı bir hayliydi!), başka deyişle, roma'nın imperial gücünün kendisini simgeleyen binlerce sembolden biri oluyor. evvelce kral danışmanlarının ve cumhuriyet konsüllerinin taşıdığı baltalar burada imparatorluğun kendisini ve imparatoru betimliyor. ancak tarih imparator diocletianus gibi kimi aykırı tiplerin fasces sembolizminden gönüllü olarak sıyrıldığını yazsa da, büyük ölçüde imparatorlar tarafından arzulanan bir sembol olmuştur fasces. ama dediğim gibi zaten roma'da uzunca bir süredir fasces'in içindeki baltaların keskinliği yitmişti. kelleler zaten imperium'un yani iradenin idaresinin ne mal olduğunu biliyordu ve roma sınırları içinde yaşayan farklı kavimlerden insanların çekinecek başka somut nedenleri vardı, başta açlık, sefalet, salgınlar, doğal afetler ve en önemlisi iç savaşlar vb.

    her neyse demek istiyorum ama diyemiyorum. siz burada her neyse demişim gibi düşünün.

    "faşizm sadece insan yaşamının biçimini değil, içeriğini de, karakterini, inancını da değiştirmek istiyor. bu amaç için disipline ve insanların zihinlerini baskı altında tutacak ve onları tümüyle yönetecek otoriteye ihtiyaç duyuyor. bu yüzden onun simgesi fascio littorio'dur yani lictor'un baltaları, birliğin sembolü bu, gücün ve adaletin!" [*]

    benito mussolini 1932'de böyle diyordu.

    * mussoli'nin alıntısı için bkz. christopher francese, ancient rome in so many words, hippocrene books, 2007, s.123.
  • aynı zamanda solidarity'i ve sınıf ayrımı olmadan birliktelik öğelerini de güzel simgelediği için faşizme iyi semboldür.
  • odun destesiyle çevrelenmiş bir balta simgesi, faşizm kelimesinin kökeni. lâkin bu simge sadece faşist italya tarafından kullanılmamış, günümüzde hâlâ fransız ulusal ambleminde de kullanılmaktadır.
  • faşizm kelimesinin kökeni, devlet gücü, halk mülkiyeti gibi kavramları temsil eden, 1926'dan beri italya'nın resmi devlet sembolü.
  • basitçe güç ve yargı yetkisi ve/ya da "birlikten kuvvet doğar" sözünü sembolize eder.

    geleneksel bir roma fasces'i, bir demet tüylü huş ağacından yapılmış değneğin silindir şeklinde ve genellikle bronz bir baltanın keskin tarafı dışarıda kalacak şekilde bu demetin içerisine yerleştirilip kırmızı bir deri şerit ile sıkıca bağlanmasıyla elde edilirdi. roma cumhuriyetinde aralarında tören geçitlerinin de bulunduğu pek çok durumda bugünkü bayraklara benzer bir sembol olarak kullanılmıştır.

    sembolizm
    pek çok hükümet ve otorite, roma imparatorluğunun dağılmasından günümüze kadar geçen süre içerisinde "gücü" sembolize etmek için fasces kullanmaya devam etmiştir. hatta kendilerinini roma cumhuriyeti ile özdeşleştiren ve onun ideallerini takip edenler tarafından da kullanılmaya devam edilmiştir. adını fasces'den türeten italyan faşizmi 20. yüzyılın uzunca bir döneminde bu sembolü kullanmaya devam etmiştir.

    ilkçağ
    "lictorların demeti" olarak bilinen fasces lictoriae antik roma'da güç ve otoriteyi (imperium) sembolize ederdi. lictor olarak bilinen alt sınıftan görevliler magistraların önünde yürür ve taşıdıkları fasces sayısı ile onun roma devlet yapısı içerisindeki statüsünü belli ederlerdi. fasces taşıyan lictorlar tarafından eşlik edilme hakkı bulunan üst düzey görevliler arasında praetorlar, propraetorlar, konsüller, prokonsüller, magister equitum, diktatörler ve sezarlar sayılabilir. bazı durumlarda sskeri zaferlerden sonra düzenlenen geçit törenlerinde yaralanmış, kahraman askerlerin fasces taşımasına izin verildiği de olurdu.

    romalı tarihçiler uzak geçmişte romanın etrüsk kökenli krallarına törenler sırasından oniki lictorun eşilik ettiğinden bahsetmişler ve bu geleneğin romalılar tarafından da kullanılmaya devam edildiğini belirtmişlerdir.

    inanışa göre etrüsk uygarlığı zamanından beri "birlikten doğan kuvveti" sembolize etmektedir. bir demet halinde sıkıca bağlanmış değnekler birliktelikten sağlanan kuvveti, balta devletin gücünü ve otoritesini, değnekleri bir arada tutan kırmızı deri şeritler ise devletin bu gücü kullanırken bir sınırı olduğunu sembolize eder. en üst düzey magistraların lictorları, yasaklamaların sınırına çok yaklaştıklarını göstermek için, kırmızı şeritlerle bağlanmamış fascesler taşırlardı.

    fasces-sembolizmi bir ihtimale göre -etrüskler aracılığı ile- doğu akdeniz üzerinden anadolu ve minos uygarlığında sıkça kullanılan "çift başlı balta" olarak bilinen labrys'den alınmadır.

    geleneksel olarak pomerium içerinde fasceslerin baltaları çıkartılırdı. bu normal politik koşulların var olduğu durumlarda magistraların ölüm cezası verme yetkisi olmadığını ve bu yetkinin yurttaşların bağlı bulundukları meclisler tarafından kullanılmakta olduğuna işaret ederdi. ancak roma cumhuriyetinin bulunduğu durumu tehlikeli bulup bir diktatör atadığı durumlarda lictorlar pomerium içerisinde fasceslere balta ilave ederler ve böylece diktatörün elinde olağanüstü bir güç bulunduğunu ifade ederledi.

    kaynak
  • kökü roma'nın krallık dönemlerine dayanan sembolik balta. roma'da devlet görevlilerinin gücünü ve otoritesini temsil edermiş. bu devlet görevlileri savaşa gitmek için kentleri terk ettiğinde halka "akıllı olun" manasında bir mesaj vermek için şehre bu baltaları yerleştirerek göz dağı veriyorlarmış.

    ayrıca italya'da faşizmin simgesi haline gelmiş olan fascio sembolünün de esin kaynağı bu baltadır.
  • tarihte romalılar kadar sembolizmi takıntı haline getirmiş bir millet, bir devlet okumadım desem yalan olur. fasces dediğimiz, ilk bakışta çok dandik görünen sembol, roma sembolizminin belki de en bilinen örneğidir.

    fasces nedir? birbirlerine silindir olacak şekilde tutturulmuş sopaların içine koyulmuş bir baltadır. dediğim gibi, dandik görünüyor başta ancak görünüşünden ziyade taşıdığı anlam çok önemli.

    fasces roma'daki konsüllerin, pro-konsüllerin, devlet adamlarının vs. korumaları tarafından taşınırdı. birleştirilmiş sopalar roma'nın birliğini temsil ederken içindeki balta da devlet adamının gücünü temsil ederdi. dolayısıyla fasces taşıyan bir adam gördüğünüzde, aklınıza gelmesi gerekenler şunlardı: "bu adam korumalarla gezen alelade bir aristokrat değil, gücünü roma senatosundan alan bir konsül, bizzat devletin temsilcisi."

    fascesin içindeki baltanın başı da her zaman yere doğru bakacak şekilde taşınırdı. bu ne demek? roma'nın gücü karşısında başını eğmeyen, o başı kaybeder demektir ki ince sembolizmin sevdiğim örneklerindendir zira sembol kullanmanın ana amacına çok güzel ulaşır. sembol denen şeylerin amacını insanlara tek bir resimle veya figürle bir fikri veya konsepti anlatmak, onun kafasında bir şeyler uyandırmak olarak kabul edersek; fasces bunu kesinlikle fazlasıyla başaran bir semboldür. taşıyan insanın; hem senatonun ve halkın birliğini temsil eden, hem de bu birliği korumak için baş kesmeye yetkisi olan ve kısaca orada devleti temsil eden biri olduğunu gösterir. buraya kadar olan kısım genelde bilinir fakat benim favori kısmım şudur:

    roma kenti hukuki olarak pomerium denen bir sınırla çevrili olarak kabul edilmişti. yani roma şehri ne kadar büyürse büyüsün, pomerium denen bir hayali/soyut çizgi roma şehri olarak kabul edilmiş ve belli başlı geçitlerle işaretlenmişti ve roma şehrine legal olarak sadece bu geçitlerden girilebiliyordu. pomerium'un içerisi legal olarak roma şehri olarak kabul edilirken, hemen 3 metre dışındaki binalar teknik olarak roma şehrinde sayılmazdı. devlet binaları, senato, önemli tapınakların çoğu pomerium'un içinde bulunurdu. pomerium'un tarihi remus ile romulus'a kadar gidiyor ancak benim çok sevdiğim bir özelliği şudur: pomerium'a giren bir general, devlet adamı, asker vs. bütün yetkilerini bırakıp girmiş sayılırdı. yani pomerium'un geçitlerinden birinden general olarak giren biri, pomerium çizgisini geçtiği anda tüm askeri yetkilerini yitirirdi ve fasces'inin içindeki balta çıkarılırdı. buradaki sembolizm çok önemli zira böyle bir uygulamayla generale anlatılan şu: "sana elindeki gücü ve yetkiyi senato verdi, dolayısıyla sen senatonun yetki alanına (pomerium'a) girdiğin anda bu gücün hiç bir anlamı yok. sen o baltayı roma'ya karşı kullanamazsın."

    yani varsayalım ki bir general roma'ya girip senatoyu dağıtmak istedi ve pomerium'u silahlı olarak geçti. bunu yapan generalin en ufak bir meşruiyet kırıntısı kalmıyordu. örneğin sezar iç savaşı kazandığında pomerium'a girmek gibi bir hata yapmamıştır zira bunu yapması aşikar bir biçimde 'ben tiranım, elimde kılıcım olduğu sürece kimse beni durduramaz' demektir. roma gibi krallık dönemini tiksintiyle hatırlayan, sulla dönemini korku hikayesi gibi dinleyen bir toplum için pomerium meselesi dev, kocaman, geniş bir kırmızı çizgiydi.

    (düzeltme: ah minel aski ve halatihi hatırlattı, sezar şehre general olarak girmiştir ancak bu 'roman triumph' [roma zaferi] denen bir olayla olmuştur. çok basitçe açıklamak gerekirse, toprak fethetmiş roma generalleri senato izniyle şehirde festival eşliğinde bir zafer turu atabiliyor ve general statülerini birkaç günlüğüne pomerium içerisinde koruyabiliyorlardı.)

    fasces daha sonradan mussolini tarafından kullanılacak, fasces kökünden faşizm sözcüğü türetilecektir. her ne kadar kendisine karşı hislerim karışık(!) olsa da, hakkını vermem gerektiğini hissediyorum. mussolini yaymak istediği ideoloji ve içinde olduğu kültürel bağlam için olabilecek en uygun sembolü seçmiştir. fasces ilginç bir semboldür.
hesabın var mı? giriş yap