eylülün sesiyle *
-
camların buğusundan yapılmış adamın köprü üstünden seslenişi, serzenişi belki de eylül suskunluğu..
..geri ceviriyor bakislarini ansizin
ben kopruden gectim gittim coktan
peki
ne olup bittiydi var mi anlayan..
(bkz: edip cansever).. -
ne anlatıyor diye çok düşünülecek bir şiir.
acaba 12 eylül darbesi ile bir ilişkisi var mı diye çok düşünmüşümdür. -
edip cansever'in bir şiiri:
baylar!
bin dokuz yüz seksen birdeyiz
karşınızda eylülün sesi
ağustosa çekildi, eylülün sesi
birazdan konuşacak
"bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar."
tepelerde bulamaçların kahverengi eridiği
eriyip sarı sarı aktığı bir mevsim
bir saat gibi işlerken avucumdaki güz çiçeği
yosunların kapılara usulca
tırmanıp yerleştiği
yani eylülün sesi, buysa çok iyi baylar.
yaz geçti, sözgelimi midyelerden yorulduk
eni boyu belirsiz bir ıslaklıktan
upuzun gündüzlerden, sevimsiz otellerden
eylül ki, sorabilir mi
hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul
bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız
oysa bir deniz feneri mevsimsiz ölür baylar.
dahası
bu düğmesiz giysileri şöylece giymek
bir boşluuğu giyinmek mi olur
olsun
işte karşınızda ekimin sesi
kasımın sesi sonra
yağmurun eşliğinde -çocuğunu emziriyor yaz-
bundan böyle günlerimiz nasıl geçecek baylar.
her şey o kadar dokunaklı ki
eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.
sonra bir kır kahvesi kendini okurken
masaları toplanmış, bardakları toplanmış
tam kendini okurken
derim ki bir semti iyi tanımak kadar
iyi tanımal dünyayı
açın radyolarınızı: eylülün sesi
bu dünyada can sıkıntısının bir başka anlamı var baylar.
elmalar silik silik kırmızı artık -olsun-
gözlerimiz tozlanmış, kirli
gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi
sıkılmak iyi baylar
biz hazır tuttukça böyle
içi yangından alev alev
dışı buz tutmuş kalplerimizi. -
şairin darbeden fena mı fena hırpalandığını imgelerle anlattığı bir şiiri.
hiç bahsetmese de metnin her tarafından darbe okunmakta.
'içi yangında alev alev
dışı buz tutmuş kalplerimiz'
'acın radyolarınızı: eylülün sesi'
'her şey o kadar dokunaklı ki
eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen' -
güzel, çok güzel bir şiir; yatay ve dikey olarak alabildiğine uzayıp gidiyor.
"gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi
sıkılmak iyi baylar" -
sanki artık şöyle diyen şiir:
baylar! iki bin on dörtteyiz.
canseversiz can sıkıcı bi şey. -
bir darbe şiiridir, şaire inen darbenin feryadıdır. bir kabullenmişlik ve yenilgi sezilebilir dizelerde, belki de kabul etmemek istiyor olsa da.
bazı şiirler vardır, insanlar yaşamları içerisinde dolaylı ya da direkt olarak anlam yüklerler onlara. yükledikleri anlamlar, anılardan kaynaklıdır; şiire dair bir şeyleri kendileriyle ya da kendilerine dair başka şeyleri şiirin kendisiyle özdeşleştirebilirler. bu şiir bir gençliğin ve neslin kolayca sahiplenebileceği bir yapıttır, ama ne kadar fark edilmiş bilinmez. bir neslin umursamaz hale gelişini gösterir— elmaların silik silik kırmızılığı kabul edilmiştir. en savaşması gereken ismin, sanatçının bile bu denli yenilmiş hale düşmesi, darbenin bir neslin ne kadar derinine etkili bir şekilde yapıldığının bir kanıtıdır.
bazen de, siz o nesilden olmasanız da başka şeylerden dolayı anlam yüklemiş olabilirsiniz. sizin için önemli bir anda veya önemli bir kişiyle alakalı bir yaşanmışlık vardır belki de. umursadığınız biri okumuştur en basitinden.
edit: gramer -
-
büyük ablasi perihan'a adamıştır bu şiiri. onun ölümü üzerine yazmıştır.
-
içinde şu şiirleri barındıran edip cansever eseri:
(bkz: üçlükler/#9351640)
"hiçbir dilde söylenmemiş
hiçbir dilde yazılmamış
sözler ve şarkılar içindeyim."
(bkz: su altında kanat çırpan üveyik/#9383170)
"üveyiktir van'da anmak anılmak
üveyiktir sanrının üvey kardeşi."
(bkz: ölüler şimdi/#9383219)
"bir eksikle yaşanmaz mı, yaşanır
ama şimdi bir fazlası dışımda artık."
(bkz: bir ölünün akşam gezintisi/#3032005)
"elimde sürekli kırmızılanan bir ateş gülü
bitmeyen bir öpüşme gibi bir ateş gülü
ölüm ve dirim birbirine yetişmiş."
(bkz: yaş değiştirme törenine yetişen öyle bir şiir/#3031957)
"ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç."
(bkz: gelmiş bulundum/#2997722)
"şiirler yazdım, kitaplar okudum
elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
derinlerde kaldım böyle bir zaman
kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum."
(bkz: ölü nokta/#3264672)
"...iki balığın sürtünüşünden çıkan bir sese dönüştü mutluluk
duyulan değil, görülen bir sese..."
(bkz: yıllarca önceki gibi/#6065972)
"demin
oturduk bir kıyıda ikimiz
ben bunları düşündüm, yazdım
bir aralık, pazartesi
imzaladı bu şiiri gözlerimiz."
(bkz: eylülün sesiyle)
"bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar."
(bkz: belirsizlikler)
"ortalarda bir yerdesin -öylesin-
bir kavşaksın nedense -bir şeyle her şey arasında-
günün her saatinde -duyuyor musun-
imgeler birbirinden korkuyor."
(bkz: bir gün/#910156)
o "bir gün"
yuvalanmış sanki içinizde
buğulu cam tıpkı
hiçbir şey görünmüyor
besbelli dışınızdan bakıyor size.
(bkz: pusuda/#3264716)
"konuşsam dinler miyim kendimi
- yağmur kuşu icini çekti çalıda-
böyle daha çok şey var
katılmak için anılara.
konuşsam uzun uzun
ölüm var, beklemekte pusuda "
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap