ev düzmek

• (bkz: evin sikmedik yerini bırakmamak)
• kadinlar ikiye ayrilir: ceyiz duzenler ve ev duzenler.
• öğrencilerin eve yaptığı şey
  (bkz: öğrenci evi)
• öncelikle düzülecek bir ev bulunur. ev bulma aşamasını 6 ayda geçen ultra kararsız ve hafif tembel tipler (çiftler) sanıyorum ev düzme aşamasını birkaç senede tamamlayacaklar, evliliklerinin ilk yıllarını portakal sandıkları üzerinde mutlu mesut geçireceklerdir.^*
• çift taraflısı için; ev derlemek.
• evlilik söz konusuysa giriştikten kısa bir süre düzülenin kim olduğunu rahatlıkla görebileceğiniz iş, eylem, oluş...
  halıydı, perdeydi, kıldı, yündü derken folloş oluveriyor insan.
  genç erkeklere tavsiyem en başta bu ev düzme işine ayırdıkları bütçeyi bir yere yazıp onu en az ikiyle çarpmaları.
  acısını hafifletir mi bilemem ama alışmayı kolaylaştırır...
• aldı bizi bir heyecan koşturup duruyoruz. yok salon, yok oyun odası, yok yatak odası... bugün iç mimarımızla konuşurken farkettim ki evimizin en büyük ihtiyacı 40 metre tahta. 40 metre tahtayı şekillendirdikten sonra geriye pek bir şey kalmıyor. peki nedir bu 40 metre tahta? 2 adet gardrop, 1 adet portmanto, ekstra yapılacak olan mutfak dolapları ve son olarak da kütüphane. bunlar tamamlandı mı ev de bitmiş olacak sanırım. hala düşünüyorum; evimin temel ihtiyacı hangi ara tahta oldu onu çözemiyorum.
  
  anladım ki tahta çok önemli.
• (bkz: eve eşya dizerken bankalara düzülen adamın dramı)
• evlenmek için değil de yeni eve taşınacağımızdan eşya alıyoruz.. hiç şimdiye kadar yemek takımlarına bakarken ağzım sulanmamıştı.. beğendiğim yemek takımlarını görünce hemen almak isteği oluşturan eylem..
• ev düzmek deyince, bazı kızların anladığı benim gördüğüm kadarıyla adamı veya ailesini finansal olarak düzmektir. yuvayı dişi kuş yapar misali, erkeğe söz hakkı bile tanımamaya kalkarlar. hani diyorlar ya ayırdığınız bütçenin çok daha fazlasına iş bitiyor diye, işte onun esas sorumlusu o kadınların şımarıklıklarıdır. halbuki bütçe içinde kalmaya çalışmak makul olanıdır.
  
  şahsen her şeyi sıfırlanmış, aileye ait geçmişten hiçbir şey barındırmayan evleri karaktersiz bulurum. benim açımdan o tür döşenmiş evler otel lobisinden farksızdır. mobilya anlamında en iyisi aileden gelen bazı eşyalarla, yeni alınanları ahenkle kombinleyebilmektir. yoksa her şeyi sıfır alıp, ruhsuz bir ev yaratmak marifet değil.