• çocukken ajandalar geçer elinize, ya babanıza ya da annenize gelmiştir bir yerlerden, onlar da bir işlerine yaramayacağından size verirler bu çok gelişmiş defteri.

    bir ajandanın çocuk psikolojisi üzerinde yaratacağı etkiler pek tabi ki -hiçbir zaman yazılmayacak- başka bir yazının konusu. ben size geçenlerde kitaplığımın derinliklerinde bulduğum bir ajandadan bahsetmek istiyorum.

    sene 1993, yaş 11. mega boya sanayii ve ticaret aş nin bastırdığı ajanda elime geçmiş. öncelikle belirtmek isterim ki bu ajanda o günden sonra girdiği bu odadan hiç çıkmadı. ama yaşımın getirdiği abuk bir ciddiyetle yazmışım adımı soyadımı ve hatta adresimi belirtilen yerlere. sanırsın tüsiad toplantısından bekliyorlar.

    bu kadarı çok masumca, asıl kepazeliklere geleceğim.

    ajandanın sayfalarını gönül rahatlığıyla çeviriyorum, zira bir iki yıl evvel gene bulmuştum bu defterimsiyi ve bütün utanç verici sayfaları yırtmıştım, hatırlıyorum. kendime güvenim eyfel kıvamında.

    o güzel saniyeler uzun sürmüyor ve rehavetim suratımda bir kırbaç gibi şaklıyor.

    23 nisan sayfasına bakıyorum.

    sayfanın en alt satırında kargacık burgacık bir yazıyla şu yazıyor:

    "çocuk bayramı"

    yazı benim yazım. başımdan aşağı boşalan kaynar suları silkelemeye vakit kalmıyor, ellerim sayfaları hızlı hızlı çeviriyor, 19 mayısı bulmakta zorluk çekmiyorum.

    korktuğum iki kelime bana merhaba diyor:

    "gençlik bayramı"

    hayır diyorum. hayır ben bu kadar gudik bu kadar şorolo bir çocuk değildim diyorum. isyan ediyorum. haykırıyorum. ardından durumu kabullenip köşeme çekiliyorum.

    ulan bari bayramların adlarını tam yaz
    gençlik bayramı ne lan! düdük!
  • insanda bazen ilginç etkileri olur...

    taaa 2 sene öncesinde beraber çalıştığımız bir ustanın telefonunu bulmak için 2011 in ajandasını karıştırırken 8 ocak 2011'e not düşülmüş;

    "belirsizliktir, aşkı çekici yapan." diye bir şey okudum. şu an şoktayım. kim yazdı bunu ve acaba o gün en oldu. o sıralarda ofisini çalıştığımız bir ekonomist vardı ve ben ajandamı hep onun ofisinde unuturdum. iş bittikten sonra bile hep, yemek yiyelim bir akşami diye arardı. o mu acaba... nasıl görmemişim ve nasıl atlamışım. vay be...

    bazen insanı çatlatır meraktan bu eylem.
  • 2008'den beri ajandalarımı saklama sebebimdir. hele bir de günlük gibi kullanılıyorsa bu ajandalar bazen mutlu eder insanı bazen hüzünlendirir. okuyup okuyup içinde geçen insanlara da mesaj atılır ve hatırlatılır o güzel günler.
    bu yıl uzun bir aradan sonra ilk kez ajandam olmadı. daha doğrusu bana hediye edilen 2013 ajandası çok güzel olduğu için kullanmaya kıyamadım sonrasında da üşengeçlikten başka ajanda almadım ama çok büyük eksiklik hissettim.yeni ajandam için 2014'ü sabırsızlıkla bekliyorum.
hesabın var mı? giriş yap