• kendisine haksızlık edilen kader ortağımdır.

    erkan'ı ve muafiyet gerekçesini eleştirebilmek için öncelikle tsk'nın zorunlu askerlik politikasıyla yüzleşmek gerektiğini düşünüyorum. türkiye'de erkek doğan her bireyin askerlik yükünü kaldırabilecek psikoloji ve fizyolojiye otomatikman sâhip olduğunu düşünüyor muyuz? daha da önemlisi bu yükü kaldırma zorunluluğu var mıdır? vatan borcu gerçekten bu mudur? vatan denen "kutsal" kavrama neden bir şeyler borçluyum ben yalnızca bir pipi sâhibi olduğum için? vatanım ve devletim bana ne vermiştir ve vermektedir? önce dürüstçe bu sorularla yüzleşmeliyiz.

    ikinci konu ise bu ülkede eşcinsellerin gördüğü davranış ve tutumlardır. daha sokaktaki ortalama değer sâhibi adamın gözünde iki paralık değerimiz, devletimizin gözünde tanınmayı bırak güvencemiz yokken asker ocağında ve ne olduğunu, kim olduğunu aslâ bilemeyeceğin onlarca adamın arasında sen benim akıl ve can sağlığımı garanti edebilir misin?

    bunlardan bağımsız olarak; bir eşcinsel ve bir asker çocuğu olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki tsk kendi gerçeklerini kendi yaratmış ve varlığını bunlara göre sürdüren bir kurumdur. askere gitmiş, ya da askere gitmiş bir tanıdığa sâhip hemen herkes bunu onaylayacaktır. sivil yaşamdaki değerlerin ve düzenlerin çoğunun tsk huzurunda ve himâyesinde hiçbir değeri yoktur. eşcinsellik de mâlûm olduğu üzere böyledir. tıbbın ve psikolojinin senelerdir "hastalık değil" diye yırtındığı bu yönelim, tsk nezdinde "ileri derecede psikoseksüel bozukluk"tur. daha basit bir karşılaştırma yapmak gerekirse, siz -atıyorum elbette- "2 x 2 = 4" dediğiniz için tsk tarafından "çürük" sayılabilirsiniz; çünkü tsk'nin "bakış" açısına göre iki kere iki dört değil, beştir. e şimdi siz sırf "kardeşim iki kere iki dört eder." dediniz diye size "hastasın." diyen bir kurumun himâyesine inatla girmeyi ister misiniz? kabul eder misiniz? kaldı ki sana "sen hastasın! sapıksın!" diyen bir zihniyete "yaa hayır vallâ değilim! ne olur beni de al kışlana!" diye yalvarmayı mı, yoksa "iyi, o zaman uzak dur benden." diyebilecek cesârete sâhip olmayı mı daha onurlu buluyorsunuz?

    ve lütfen kimse kendini kandırmasın. en başta bahsettiğim üzere tsk'nın zorunlu askerlik uygulamasını aklı olan kimse kabul edilebilir bulmuyor. (bkz: zorunlu askerlik/@turuncan53) hepimiz bir yolunu bulup kaçmanın derdindeyiz. "halkı askerlikten soğutmak" gibi inanılmaz saçmalıkta bir yasamız varken ve ideâller uğrunda örneği verilen mehmet tarhan'ın (her zaman takdir ettiğim ve saygıyla karşıladığım) duruşunu sergilemek yaşamını üç kuruşluk insanların zihniyeti yüzünden mahvetmek demekken kimse kendisine tanınan askere gitmeme hakkını kolay kolay elinin tersiyle itemez, ve bunun için de eleştirilemez. isviçre'de ya da danimarka'da yaşamıyoruz, ütopyalar üzerinden ahlâk dersi vermek türkiye gerçekleriyle uyuşmuyor.

    kısacası erkan yasaların kendine verdiği hakkı kullanmıştır. bunun etikliğini tartışmak için ise önce bizlere bu yöntemden başka yol bırakmayan türkiye gerçeklerinin etikliğini masaya yatırmak icap eder.
hesabın var mı? giriş yap