• (bkz: oğuz kayaalp)
  • 21 mayıs 2004 cuma gecesi evindeki sinemadan woody allen'ın "hannah ve kızkardeşleri"ni izlediğim güzel insan. düşünsenize sinema evde, evde sinema. rahatsız bir adam.1974 model land rover'ı var gri, demirden direksiyonlu.
  • bu dönemki yaz okulunun iyi ki almışım dedirteni. iki saat boyunca eciş bücüş şekillerin integralini hesapladıktan sonra metin balcı'ının başladığı masaj seansı erhan kayaalple doruk noktasına ulaşır. derslerinde yorulmazsınız, sıkılmazsınız; aksine dinlendiğinizi hissedersiniz. fakat her şeyin bir opportunity costu var, bu adamdan fransızca alıp aa getirmek biraz zordur. grameri siz özellikle sormadıkça anlatmaz, elinize bir kelime listesi verip "bunlar biline" demez. onun yerine sınıfta sadece fransızca konuşur ve sizden söylediği cümleleri model alarak öğrenmenizi bekler, fransızca inadı öyle katıdır ki kelimeleri anlatırken şekilden şekile girer de gene vazgeçmez. muhabbeti iyidir, ders çıkışları kapıda askerlik anılarını dinleyerek bol bol gülebilirsiniz. galatasaray lisesi mezunudur, telefonu da kaya gibi değil nokia 6210dur. ayrıca doğum yılı 1960tır.
  • bogazici universitesindeki en kayda deger fransızca hocasıdır. ayrıca acık radyoda da sinema ile ilgili program yapmıslıgı vardır duydugumuz kadarıyla. sadece fransızca bazen de franzsız aksanıyla ingilizce konusur, oorencilerini guldurur. teatral yetenegi muthistir. ben iyi bir not almamıs olsam da bunu basaranlar da yok degildir. kendisi fransız dogmus gibidir. buyuyunce gerard depardieu olacak...
  • kedisever bir insandır da aynı zamanda.
  • galatasaray lisesi mezunudur, sonra da istanbul üniversitesine gitmiştir. süper fransızca konuşur, biz kendisin kaç yılını fransa'da geçirdiğini merak etmiştik de sadece turist olarak gittiğini söyleyip şaşırtmıştı bizi. yani, gerçekten fransızcayı türkiye'de öğrenmiş gibi konuşmaz, hoş hangi dili istese mükemmel konuşabilir gibi geliyor bana, o derece yeteneklidir. dersleri stand up havasında geçer, eğlenir güler bir de fransızca öğrenirsiniz. üst sınıflarda daha bir aksi sert olduğu söylense de yine de dersleri alınası insandır. bir de yoklamaya çok ama çok önem verir gelmediğiniz günler transcript'inizde alfabetik sıraya göre ilerlemiş bir harf olarak size geri dönebilir, ama olsun zaten dersleri terapi gibi geldiği için insanın içinden asmak gelmez.
  • sınıfa "parlez français"* diye girer, bir buçuk saat sahnesinde oyununu başarıyla oynayan aktördür o artık.* sonunda "liste de la classe"'ı istedikten sonra kendi bilinmez dünyasının enerji bulutu içine girer ve kimbilir neler yapar o dakikadan sonra, en azından ben bilmem. arkadaş olunmak istenen insanlardandır. not kaygısı yoksa kesinlikle tercih edilmesi gereken derslere sahiptir.
  • derslerde not tutup, odevler yapıp klasik ders isleyis tarzına alısmıs ogrecilerin kesinlikle tercih etmemesi gereken bogazici universitesi fransızca hocası. diger hocaların aksine derslerde kesinlikle ogrencileri ögrenmesi, duzgun konusması icin sevk etmeye calısmaz. aksine ilk kurdugunuz cumleyle sizi butun sınıfa rezil ederek, utancınızdan kurtulmanızı saglamaya calısır. bunu yaparken de bayagı acı cektirir ogrencilerine. sınavlarda kurdugunuz cumle, yapısı bakımından dogru olsa da, begenmezse puan vermez. aynı zamanda sınıfta ustune basa basa tekrar ettigi yanlısları yaparsanız, o sorudan 0 (sıfır) puan degil, eksi puan alırsınız. yine de donem sonunda sınıf ortalamasına bakarak not verip, genelde ogrencilerini bırakmayan hocadır.
  • birbirinden orjinal aksesuarlarla gordugum en ilginç eve sahiptir bu karizmatik adam.
    evindeki sinema gosterimlerinde nerdeyse her detay kusursuzdur. *
    cuma aksamlarinın mudavimlerinden olmak kacinilmaz artik.
  • kendisi eski bir 4. nesil ekşi sözlük yazarıdır.
hesabın var mı? giriş yap