• senelerini belirli bir (veya iki) müzik aletine verdikten sonra hala önünde çalışman gereken, yapman gereken milyonlarca şeyin olduğunu görmek, daha fazla çalışmak, daha fazla çalamıyorum demek, ara ara sinirlenip bırakmak, sonra tekrar başlamak, delirmek, kafayı yemek, mutlu olmak, üzülmek, kendini kaybetip dördüncü boyuta gitmek...
  • birine ait müzik aletini, onun izni ve haberi olmadan almak.
  • insanın içindeki tüm duygusal karmaşaları dışa vurabilmesinin en mükemmel yolu olduğundan dolayı, her şeyden önce ruhsal açıdan oldukça faydalı bir hadisedir.
  • şu hayata veda etmeden en çok yapmak istediğim şeylerden biri;
    biraz geç kalmış olmanın verdiği kararsızlık, nereden nasıl başlayacağını bilememe, her gittiğim konserde depreşen arzu.
    dillendirilmiş, kişisel notlara alınmış bir istek. bu da sözlük notum olsun, belki bu entryimi gördüğümde bir aşama kaydetmiş olurum, kimbilir...
  • beceremediğim ve içimde ukte kalan, "hayata bambaşka bir dille seslenmek" deyimine yerine getirebileceğiniz harika bir aktivite.
    bu dili hiç bir zaman öğrenemeyecek olmak acı fakat birini çalarken görmek ve dinlemek de bir o kadar eğlenceli.
  • bir müzik enstrümanı çalmak.
    müzik enstrümanı çalmak, müziği bir alet vasıtasıyla yapmaktır. en önemli müzik enstrümanı gırtlaktır, yani insan sesidir.
    bunun dışında sonsuz farklı enstrüman çeşidi olabilir. ses dalgalarını farklı frekanslarda üreten her malzeme, her sistem enstrüman olabilir.

    enstrüman çalarken önemli olan başlıca 3 temel unsur vardır.

    ton: enstrümandan çıkan sesin kalitesi.
    teknik: iyi bir ton çıkarmak için önemli olsa da başlı başına üzerinde çalışılması gereken, farklı notalar arasında istenildiği şekilde dolaşılmasını sağlayacak bedensel hazırlık.
    müzik: çalgıcının içinde duyduğu sesler. ancak iyi bir teknik ve iyi bir tonla anlam kazanabilecek ama olmazsa olmaz en önemli husustur.

    (bkz: müzik yapmak)
  • içinde yaratım yok ise şayet: çalan kişi ile ibrahim müteferrika arasında fark yoktur.
  • bir nevi derdinizi anlatmaktır. hani derler ya "notalarla konuşuyorum" olayın aslı budur. kimisi gitarın hırçın distortion'a kaptırır, kopartır kendini. bazıları da piyano veya kemanın güzel tınısında uzar gider.
  • güzel bir özelliktir. gitar, keman veya piyano farketmeksizin insana gerkeçten yaşadığı dünyasında farklı bir bakış açısı kazandırır. okullarda zorunlu enstrüman dersi olsa son derece mantıklı olur.
  • dikkat edilmesi gereken bir durumdur. kendisinde az da olsa ayran gönüllü diye tabir edilen durumun var olduğuna inanan müzisyen adayı müzik evi açmak ile sonuçlanabilecek bir duruma yelken açabilir. altı ay içinde elektro gitar sonrasında daha kolay düşüncesiyle bas gitar en son davulla taçlandırılan, tarz değişimiyle devam edilen yerel müzik ile içli dişlı olunduktan sonra bendir, darbuka derken baya baya kafa karışıklığı yaşanabilir.
hesabın var mı? giriş yap