• sanırım en meşhur şiiri "how do i love thee"dir
  • 1806-1861 yillari arasinda yasamis viktorya dönemi ingiliz sairi. kendisi de bir sair olan robert browning ile evliydi. virginia woolf elisabeth browning'in kopegi flush hakkinda ayni ismi tasiyan bir kitap yazmis ve kopegin gozunden iki sairin askini anlatmistir.
  • seni nasıl seviyorum?
    anlatmaya başlayayım mı?
    seni derinlikler ve yükseklikler kadar seviyorum.
    ruhum duygularımın ulaşamadığı noktalar kadar ulaşıyor.
    varlığını ve zerafetini seviyorum.
    ben seni günlerin ötesinde seviyorum .
    güneş ve mum ışığı kadar çok
    seni özgürce seviyorum bir erkeğin hakkı olduğu gibi..
    seni safça seviyorum bu övülmeye değmezmi?
    şehvetle seviyorum..
    eski üzüntülerim adına seviyorum seni çok ruhumla
    kaybedebileceğim kadar seviyorum..
    bütün azizler adına nefesimi tutarak seviyorum..
  • yaşarken kocasından (bkz: robert browning) daha ünlü olan ama öldükten sonra her kadın yazar gibi kenarda köşede kalan şair.
  • o zamanlar kadınların şiir yazması pek bir ayıp olduğundandır ki kendi şiirlerini "sonnets from the portuguese", yani "portekizce'den soneler" adıyla çeviri süsü vererek yayınlayabilmiştir.
  • sonnet 43

    how do i love thee? let me count the ways.
    i love thee to the depth and breadth and height
    my soul can reach, when feeling out of sight
    for the ends of being and ideal grace.
    i love thee to the level of everyday's
    most quiet need, by sun and candlelight.
    i love thee freely, as men strive for right;
    i love thee purely, as they turn from praise.
    i love thee with the passion put to use
    in my old griefs, and with my childhood's faith.
    i love thee with a love i seemed to lose
    with my lost saints i love thee with the breath,
    smiles, tears, of all my life! and, if god choose,
    i shall but love thee better after death.
  • "girls blush, sometimes, because they are alive, half wishing they were dead to save the shame. the sudden blush devours them, neck and brow; they have drawn too near the fire of life, like gnats, and flare up bodily, wings and all. what then? who's sorry for a gnat or girl?"*
  • victoria döneminin en iyi ingiliz şairlerinden biri olan elizabeth barrett (browning) 6 mart 1806’da kelloe, durham’da kıskanç bir baba olan edward barrett moulton barrett ve mary graham clarke’nin en büyük kızları olarak dünyaya gelmiştir.

    elizabeth bilinen ilk şiiri altı ya da sekiz yaşındayken yazdığı “on the cruelty of forcement to man”’dir. elizabeth hayatı boyunca pek çok başarılı eser vermiş ve hep popüler olmuştur. biricik aşkı robert rowling’le de eserleri sayesinde tanışmıştır.

    robert rowling’de elizabeth gibi bir edebiyatçıydı. oyunlar ve şiirler yazan ünlü bir victorian dönemi şairiydi. 7 mart 1812’de camberwell, londra’da sarah anna (née wiedemann) ve robert rowling’in oğlu olarak dünyaya geldi. on iki yaşındayken ilk kitabını yazdı fakat yayıncı bulamayınca kitabı imha etti.

    elizabeth barrett ve robert browning alanlarında çok başarılı olmuş ve birbirlerinin eserlerine saygı ve hayranlık beslemelerine rağmen hiç karşılaşmamışlardır. yazılı eserleri dışında birbirleri hakkında hiçbir fikre sahip değillerdi.
    robert 10 ocak 1845 yılında elizabeth’e yazdığı şu mektup ile ilk kez hayranlığını dile getirmiştir;

    “sevgili bayan barrett, şiirleriniz beni cezbediyor. bu mektubu sakın ola ki bir iltifat mektubu olarak ele almayın. sizin dehanızın farkına yeni vardığımı da düşünmeyin. şiirlerinizi ilk defa okuduğum geçen haftadan bu yana size neler yazabileceğimi düşünmekten başka bir şey yapamadığımı itiraf etmeliyim. şiirlerinizin üzerimde bıraktığı etkiyi, beni ataletten kurtardıklarını belirterek ortaya koymak istiyorum. şiirden anlayan biri olarak hata arayıp bulmam bile mümkün olmadı. şiirleriniz adeta benim bir parçam haline geldiler. size kendimi ifade edebilmeme, hislerimi açığa çıkarmama yardımcı oluyorlar. şiirlerinizi bütün kalbimle seviyorum. sizi de öyle.
    robert browling”

    elizabeth o günlerde otuz yaşındaydı ve hiçbir çocuğunun evlenmesine izin vermeyen babasıyla birlikte yaşıyordu. sağlığı da izin vermediğinden evden pek çıkamıyor ama babası karşı çıktığı halde robert ile gizlice mektuplaşıyorlardı. mektupları edebiyat açısından o kadar değerlidir ki iki kalın cilt halinde günümüze kadar gelmiştir. elizabeth de “sonnets from the portuguese” adlı eserinde ilk andan başlayarak bu flörtleşmeyi işlemiştir.

    elizabeth, mayıs 1845’te robert’in kendisini ziyaret etmesine izin verir. haftada bir gizlice buluşmaya başlarlar. eylül ayında elizabeth, robert’e şunları yazar;

    “bana hayal ettiğimden çok daha fazla şey hitap ediyorsun. zarar vermediğim, seni üzmediğim sürece sana ait olmak istiyorum.”
    bir yıl kadar buluşmaya ve mektuplaşmaya devam ederler. bu süre boyunca robert, elizabeth’e evlenmeleri ve sağlığı için italya’ya taşınmaları konusunda çok ısrar eder. en sonunda 12 eylül 1846’da, elizabeth’in babasının izin vermeyeceğini bildiklerinden gizlice evlenirler ve bir hafta sonra italya’ya yola çıkarlar.

    tek çocukları olan robert wiedemann barrett browning (kısaca “penini” ya da “pen”) 1849’da italya’da dünyaya gelir.

    elizabeth ve robert en güzel eserlerini evlilikleri döneminde vermiştir. elizabeth 29 haziran 1861’de ellibeş yaşında öldüğünde, evlendiği günden beri babasını hiç görmemiş, attığı hiçbir mektuba cevap alamamıştır. ölümünden kısa bir süre sonra, yayınlanmamış şiirlerini robert toparlayıp yayınlar. robert’te 2 aralık 1889’da italya’da hayatını kaybeder.
    kaynak
  • portekiz'den 22'nci sone

    iki ruhumuz ayakta durduğu zaman bizim dik ve güçlü,
    yüzyüze, sessiz, çekilerek, yakına ve daha yakına,
    uzayan kanatlar kırılıncaya dek ateşin içine
    her iki bükülen noktada, ---ne acı yanlış
    yapabilir bize yeryüzü, uzun süre hoşnut olmamamız için
    burada bizim? düşün! konarak daha yükseğe,
    melekler sıkıştırırlardı, ve göz dikerlerdi bize
    bir takım mükemmel şarkıdan oluşan altın küreyi düşürmek için
    bizim derin, değerli sessizliğimizin içine. haydi biz kalalım
    birazcık yeryüzünün üzerinde, sevgilim,--- orada adamların
    uygunsuz, zıt ruh hallerinin irkilip uzaklaştığı
    ve tek başına bıraktığı saf ruhları, ve izin verdiği
    bir yere içinde ayakta durulan ve sevişilen bir gün için,
    onu karanlık ve ölü-saatle yuvarlayarak.

    iki ruhumuz ayakta durduğu zaman bizim dik ve güçlü,
    yüzyüze, sessiz, çekilerek, yakına ve daha yakına,
    uzayan kanatlar kırılıncaya dek ateşin içine
    her iki bükülen noktada, ---ne acı yanlış
    yapabilir bize yeryüzü, uzun süre hoşnut olmamamız için
    burada bizim? düşün! konarak daha yükseğe,
    melekler sıkıştırırlardı, ve göz dikerlerdi bize
    bir takım mükemmel şarkıdan oluşan altın küreyi düşürmek için
    bizim derin, değerli sessizliğimizin içine. haydi biz kalalım
    birazcık yeryüzünün üzerinde, sevgilim,--- orada adamların
    uygunsuz, zıt ruh hallerinin irkilip uzaklaştığı
    ve tek başına bıraktığı saf ruhları, ve izin verdiği
    bir yere içinde ayakta durulan ve sevişilen bir gün için,
    onu karanlık ve ölü-saatle yuvarlayarak.

    elizabeth barrett browning
  • "love doesn't make the world go round, love is what makes the ride worthwhile."

    "aşk dünyayı döndürmez, aşk yolculuğu değerli kılandır" sözünün sahibi şair.
hesabın var mı? giriş yap