• eusebius'un** ünlü ve çok çok önemli eseri.
    türkçesi "kilise tarihi" latincesi "historia ecclesiastica" olan bu kitap yazıldığı orijinal dilinde -ki bu eski yunanca oluyor- "ekklisiastiki istoria" olarak geçiyor.

    eusebius 10 kitaplık bu önemli çalışmasında isa'nın ölümünden/göğe yükseltilmesinden/babasının yanına dönmesinden/efsaneye göre dünyadaki hayatı bittiğinden (siz ne derseniz yani) 320 yılı civarlarına kadar hıristiyanların -ve hıristiyanlığın- başından geçenleri dönemin roma impratorlarına göre kronoliojik sırayla verir.

    bunu yapan ilk eser olduğu için de çok çok önemlidir. o zamanların iletişim şartlarıyla (1. - 4. yy) ve henüz merkezi kilise(ler) kurulmamışken potansiyel olarak -ki belki de fiilen- onlarca farklı inanç biçimine evrilebilecek hıristiyanlığı 300 yıllık tek bir ortak tarihe ve dolayısıyla tek bir yola sokabilmeyi başarmıştır. bunu yapabilmek kolay iş değildir ve tabii haklı olarak günümüze kadar geçen neredeyse iki bin yıllık süreçte hep tarafsızlığı hatta ve hatta daha da önemlisi dürüstlüğü sorgulanmıştır.

    yine de dili çok akıcıdır ve gerçekten de özellikle antakya, roma, kudüs ve iskenderiye kiliselerinin başlarına sırasıyla kimlerin geçtiğini ve bizim izmir'de polykarpos'a, efes'te yuhanna'ya neler olduğunu; simon magus gibi "hermetik" diyebileceklerimizi ya da marcion gibi eusobius'un "sapkın" dedikleri ama aslında başarılı olsalardı hıristiyanlığı bambaşka bir yöne çekebilecek insanları ucundan ve taraflıca da olsa bilmemizi sağlıyor kitap.

    ayrıca "isa'nın tanrısallığı", "dine yeni katılanların vaftizi" gibi konulardaki en baştaki ufak görüş ayrılıklarını ama sonra bunları nasıl aştıklarını da amacı bu olmasa da veriyor kitap.

    benim kitabın öneminden ve genel fikrinden ayrı olarak sevdiğim iki detay yeri ise şunlar oldu:
    1) iustinianus diye 1. yy sonlarında yaşamış bir din büyüğünün çalışmasına atıf yaparken "ben de şimdi, ondan alıntılar yapacağım. lütfen siz de onun kitabını alıp, okuyun. bakın neler söylüyor:" demesi. 1700 sene sonra bakınca gibi değil de sanki geçen sene çıkan bir akademik çalışmanın sanki ondan da 3 sene önce yazılmış başka bir akademik çalışmaya gayri resmi *bir şekilde atıf yapması gibi. işte bu güzel bir ölümsüzlük örneği.

    2) aslında "kötü" olması gereken ve eusebius'un da ne kadar kötü olduğunu görmemiz için koyduğu -bu arada kitapta yer bulan tek, gerçekten de tek "karşıt görüş" yani tek hıristiyanlık dışı hatta "eusebius'un hıristiyanlığı"* dışı görüş bu- augustus maximinus'un (diocletianus'un roma'yı fiili olarak dört yöneticinin yönetmesi adına çıkardığı kanun sonucu büyük constantine ile bir süreliğine roma iktidarını paylaşan yöneticilerden ve roma'da hıristiyanalara işkence eden son kişilerden biri) tire şehrinde (bugünkü lübnan) diktirdiği yazıtta yazan roma vatandaşlarının nasıl kendi atalarının gerçek ve ölümsüz tanrılarına sırt dönüp de yabancı bir tanrıya kucak açmalarına içerlemiş ve herhangi bir "dinci" bakış açısından hiçbir farkı olmayan haksız da sayılmayacak serzenişi.

    son olarak eusebius bir de constantine'e aşırı hayran bunu kitabın sonlarında görebiliyoruz ama bunu da anlayabiliyoruz tabii. üç yüz yıllık mücadeleden sonra constantine, hıristiyanlığın radikal çevre dini olmaktan çıkıp 1000 senelik roma'nın üç yüz elli yıllık imparatorluğun merkez dini haline gelmesini sağlamış imparatordur. üstüne eusebius ile beraber iznik konsili'nden başlamak üzere yukarıda da eusebius hıristiyanlığı* olarak yazdığım bugünkü katolik ve ortodoks kiliselerinin kökeni olan origenus'un, iraneus'un ve işte eusebius'un falan yolu olan "yorumun" diğer onlarcası arasından "sıyrılmasını" sağlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap