einsamkeit
-
'92 cıkıslı lacrimosa albümü.
01 - tranen der sehnsucht
02 - reissende blicke
03 - einsamkeit
04 - diener eines geistes
05 - loblied auf die zweisamkeit
06 - bresso -
-
ich schreibe meine eigene geschichte
und lebe nur noch nebenbei
ich bin der einzige der mich bemerkt
und all die stimmen die zu mir sprechen
sind nur die echos meiner sehnsucht
machtlos begegne ich der einsamkeit
und machtlos zeige ich ihr mein gesicht
zerfallen in tausend stücke
krieche ich in tausend richtungen
und halte deine hand nicht fest genug
in falsche träume mich geflüchtet
auf besetzte plätze mich gesetzt
suchte ich die herrlichkeit der zweisamkeit
und fand nur die lächerliche einsamkeit
(bkz: lacrimosa) -
schubert'in winterreise şarkı çevriminden 12 numaralı lied;
wie eine trübe wolke
durch heit're lüfte geht,
wenn in der tanne wipfel
ein mattes lüftchen weht:
so zieh ich meine straße
dahin mit trägem fuß,
durch helles, frohes leben
einsam und ohne gruß.
ach, daß die luft so ruhig !
ach, daß die welt so licht !
als noch die stürme tobten,
war ich so elend nicht. -
(bkz: zweisamkeit)
-
rainer maria rilkenin can yakan şiirlerinden bir tanesi...
yıllardır oflazoğlu çevirisi ile bildiğim ve ne zaman okusam içimi tuhaf bir hüzün ve kabullenme duygusu ile ve her iki duygu ile aynı anda doldurup, yüzüme de acıklı bir gülümseme konduran şiirdir bu.
die einsamkeit ist wie ein regen.
sie steigt vom meer den abenden entgegen;
von ebenen, die fern sind und entlegen,
geht sie zum himmel, der sie immer hat.
und erst vom himmel fällt sie auf die stadt.
regnet hernieder in den zwitterstunden,
wenn sich nach morgen wenden alle gassen
und wenn die leiber, welche nichts gefunden,
enttäuscht und traurig von einander lassen;
und wenn die menschen, die einander hassen,
in einem bett zusammen schlafen müssen:
dann geht die einsamkeit mit den flüssen...
turan oflazoğlu, aşağıdaki gibi çevirmiştir şiiri:
yalnızlık bir yağmur gibidir.
denizden akşamlara yükselir;
uzak mı uzak ovalardan gelir
ağar göğe, hep ordadır göklerin.
ve düşer gökten üstüne şehrin.
alaca saatlerde yağar geri,
nice ki sabaha döner bütün sokaklar;
nice ki göğdeler, bir şey bulamamış hiç biri,
umutlar boşa çıkmış, üzgün ayrılırlar;
nice ki insanlar karşılıklı nefret içre kalırlar
yanyana bir yatakta yatarken:
akar yalnızlık ırmaklarla derken...
rilke, bu şiiri 1902 yılında pariste yazmış... kim bilir sen nehri midir ilham kaynağı, ya da bu çok mu hafife almak olur şiiri. -
atlıkarınca müziği gibi, hatta sözleri çıkarılıpta çalınsa bir lunaparkta tuhaf kaçmaz, zaten o hissi çok güzel veriyor. ama işin içine sözleri girince nerede olduğunu hatırlatıyor insana.
(bkz: lacrimosa) -
rainer maria rilke'nin şiirinin osman tuğlu çevirisi:
yalnızlık benzer bir yağmura.
yükselir denizden akşamlara;
çıkar göklere, o ırak ve ücra
ovalardan her zaman ki yerine.
ve dökülür gökten şehrin üzerine.
tüm sokakların yüzü sabaha çevrilirken,
bir şey bulamamış bedenler
birbirilerinden hüsranla ve mutsuz ayrılırken;
biri diğerinden nefret edenler
bir yatakta beraber uyumaya mecbur kalırken
aradaki o saatlere yağar:
yalnızlık sonra ırmaklarla akar. -
sterbend adlı grubun depressive black metal tarzında parçası. başındaki çığlıklar hep hoşuma gitmiştir...
-
melodic trance'ın kralı olarak nitelendirelebilecek schillerin mükemmel parçalarından sadece birisi enigmayı andıran bas tınılarıyla insanı rahatsız etmeyen bir tarzı var.
wenn dich alles verlassen hat,
kommt das allein sein.
wenn du alles verlassen hast,
kommt die einsamkeit
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap