*

  • edebiyatla ilgili bilgi vermeye calisan, genelde edebiyatla ugrasan kisilerin 'valla lisedeki edebiyat hocam beni edebiyatla tanistirdi' dedigi kisi..
  • edebiyatla ilgili bilgi vermeye calisan, genelde edebiyatla ugrasan kisilerin 'valla lisedeki edebiyat hocam beni edebiyat.. hng kalbim! ilaclarim dolapta.. hnnn.. hnn" dedigi kisi...
  • türkçe ,amerikalı uzmanlar tarafından ,dünyadaki istisnası en az olan dil olduğu için bilgisayar dili seçilmiş , bi kaç yıl içinde kullanılmaya başlancakmış iddiasında bulunabilen kişiler.
  • gozluklu , beyaz sacli (nadiren siyah oluyolar) , elinde roman kitaplari , 4 ayri gozlugu ile ogrenciler icin tamamen bir kabus , bir freddy krugger (benim edebiyatim zaten hic iyi degildi)
  • ne kadar genç olursa olsun kendini bir o kadar yaşlı göstermek istermişcesine kıyafetler giyen,
    çoğunun gözleri bozuk, hapşırınca "iyi yaşa ewladım" diyen, "edebiyat" derken içi geçen,
    bazen feci bayık insanlar...
  • bizim lisedeki bayan hoca inanilmaz kikirdek hahah hihih bir kadindi, devamli ay cocuklar ayol seklinde yorumlarla suslerdi dersi fakat bu salakca kara kapli bir ajanda tutup konusanlara orda arti veya eksi vermesini engellemezdi (hos niye engellesin ki?) bunun sonucunda da 61 67 falan gibi abuk sozlu notlari verirdi..
  • daha cok anadolu liselerinde* olur bu olay seni yeti$tiren hocalar azina sican paso bir almani sagliyan adamlar dersanelerde sinavlarda birinci olunca benim sayemde gibi bo$ laflar ederler insani kil ederler , kendilerini gulunc duruma du$ururler .
  • aslinda olunmasi en zor branstir edebiyat ogretmenligi,cunku dunya uzerindeki her konu hakkinda az cok bir bilgi sahibi olmasi gerekmektedir. matemetik ogretmeni gibi tek bir brans icinde ya da fizik, kimya, biyoloji her neyse derslerindeki gibi sadece bunlari bilmeleri yetmez, her konu hakkinda soyliyecek bir seyleri olmalidir bu ogretmenlerin, kendilerini ogrencilere kabul ettirebilmeleri icin bunu gostermekte zorundadirlar ayrica, hatta butun bunlarin yaninda ogretmenlik yapma kabiliyetine sahip olmalari bile yetmeyebilir, bir anne, bir baba, bir psikolog, bazen herhangi bir konu hakkinda uzman olmalari bile gerekebilir, iste o zaman edebiyat ogretmeni gercek gorevinide yapar ve gercek edebiyat ogretmeninin nasil olmasi gerektigini herkese gosterir, butun bunlari anlattiktan sonra edebiyat ogretmeninin ne kadar buyuk gorevlerle sorumlu tutuldugunu ve bunun aslinda hicte kolay olmadigini anladiktan sonra ne hale geldikleri belkide o kadar anormal gozukmeyecektir..
  • maalesef ulkemizde pek fazla edebiyat ogretmeni yoktur.
    bunun baslica nedeni edebiyat ogretmenlerinin ayni zamanda turk dili ogretmeni olmak zorunda olmalaridir. zavalli ogretmenler turk dili ogretecegiz bu embesillere diye kasarak edebiyati unuturlar.

    ulkemiz edebiyat fakultelerinde maalesef müstakil edebiyat bolumleri yoktur. turk dili ve edebiyati, alman dili ve edebiyati ya da ne bileyim urdu dili ve edebiyati gibi bolumler mevcuttur.

    oysa ki edebiyat ogretmeninin standart bir dil formasyonu aldiktan sonra cagatay, uygur ve kipcak lehcelerini bilmesi bunlarin alfabelerini ogrenmek zorunda kalmalari anlamsiz bir istir.
    edebiyat ogrencilerinin edebiyat ve ozellikle de mukayeseli edebiyat dersleri almalari gerekir. her ogrencinin kendisini uzmanlasabilecegi bir alana sevk etmesi lüzumludur.

    boyle olmadigi taktirde edebiyat ogretmenleri edebiyattan bihaber olur.
    okulda da turk dilini dahi bilmeyen ogrenciye yarim yamalak seyh galip anlatir, fuzuli'yi anlatamaz, kitapta yer alan baki faslini atlar. boylece koca seneyi heba eder.
    akabinde de sozlukculer de dahil olmak uzere herkes, "lan bu edebiyat da amma .oktan bir sey" ya da "bu edebiyat ogretmenleri de ne bicim adamlar" turunden tepki verirler.
hesabın var mı? giriş yap