• (bkz: ebru)
  • suya düşen dantel... suyun yüzeyindeki renk cümbüşü... gelenekli sanatların şahı... şimdilerde hikmet barutçugil'in ebristaninda demlenir... ona merak sadece aşk ile açıklanır... o aşk sanki gökleri suyun yüzeyine indirir...
  • yoğunlaşmış sıvı bir zemin üzerinde hazırlanmış, kağıt üstüne uygulanan renkli kompozisyonlarda, renklerin temas etmesidir. ebru kelimesinin temelinin farsça’da “bulut” anlamında ki ''ebri’’ sözcüğünden türetildiği öngörülmektedir. takriben, 14-15.yy’da tarihsel gelişimine başladığı öngörülmektedir.

    ebru sanatı ile ilgili, garip ay’ın programını izledim. garip ay bu dalda son derece yetenekli bir sanatçı. çalışmalarında ki yalınlık son derece etkileyici. muhtelif firmaların reklam filmlerinde de çalışmaları mevcuttur, ek olarak uzak doğu ülkesinde ki performansları da takdire değerdir.
  • yıllar önce ilkokulda yapmıştım, çok net hatırlamıyorum. teknedeki kitrenin üzerinden kağıdımızı sıyırıp iplere asmıştık.

    şimdi ise biri 6 diğeri 11 yaşındaki iki yeğenime evin balkonunda yaptırdım. gerçekten çocuklara denettirilmesi gereken bir uğraş ve sanat. çünkü çok kısa sürede çok güzel kompozisyonlar yapabiliyorlar. lale, kalp gibi geleneksel figürleri hemen yapabildiler. temel renklerin bir araya gelişlerini, hangi renkle hangisinin uygun ölçüde olursa iyi bir kompozisyon yakalanabileceğini kavrayabiliyorlar. özellikle zıt renkler hangi oranda bir araya getirilirse nasıl sonuçlar ortaya çıkar kendileri deneyimleyebiliyorlar. hazır bir boyama kitabındaki şekilleri boyamaktansa, suyun üzerinde istedikleri renkleri ve desenleri yaratmak onlar için de heyecan verici oluyor.
  • ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. bazı kaynaklarda ebru kelimesi kökeninin farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen “ebri” den gelmekte olduğunu yazar.

    insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor. zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır.
  • geleneksel türk sanatlarından biri olarak bilinir, kağıt üzerine, özel yöntemlerle yapılan geleneksel bir süsleme yöntemidir. yani, kitreyle yoğunlaştırılmış su üzerine tezyini kâğıt ile resim yapma sanatıdır.
  • icracılarının boş vakitlerini doldurma aktivitesi olarak gördükleri sanat. pek çok geleneksel sanat dalında olduğu gibi üzerine ölü toprağı serilmiş. bir bayrak rüzgâr bekliyor.
  • ilkokulda yapılabilecek en işe yarar, en unutulmaz aktivitelerdendir.

    bugün herşeyi unuttum resim dersine dair ama yaptığım ebru hala satır satır aklımda. ebru arzusu depreşince instagram'dan takip etmeye başladım bir kaç sayfayı, hani hoşuma gideceğini biliyordumda bu kadar olmaz. öyle estetik şeyler ortaya çıkıyor ki bunlari bir mermerde ya da bir şöyle bir duş perdesinde bile güzel görünebiliyor.
  • ebru; kültürümüzün değişmez bir parçası olan, en eski sanatlardandır. insanlık tarihinin bilinen ilk kentlerinden semerkant zamanlarında, türkler kağıt toplamaya ve hatta süslemeye başlamışlar. aslında "kesin" bir çıkış yeri ve zamanı yok çünkü ilk çıktığı zamanlarda yaratıcı tarafından insana yaptırıldığı düşünülürmüş ve bu sebeple eserler -yakın zamana kadar- imzalanmazmış.

    inanış açısından yine eski şamanlardan olan çin ve japonya’da yaklaşık olarak aynı zamanlarda ortaya çıkmış ve yayılmış. ilk çıktığı nokta, yine de türkistan kabul edilir ve kültürümüzün en önemli değerlerinden birisidir. bana kalırsa bu sanat türünün holistik bağlantıları ve teslim ettiği “ruhani yaratı” yönü bir yana, görsel olarak da tam bir şölen.

    resim sanatında ebruyu kullanan ve klasik tabloları ebrularında işleyen türk bir ressam dünyada ses getirmişti, ismi (bkz: garip ay). geleneksel eğitimini, önceki resim bilgileriyle harmanlayarak bir çok ünlünün portrelerini yapan sanatçı; özellikle van gogh eseriyle bayağı bir ilgi odağı oldu. çalışmalarını çok başarılı bulup, oldukça etkilendiğimi hatırlıyorum.

    ebru sanatçısı (bkz: hikmet barutçugil)’in de ebrularının pek çoğunda, tıpkı bir ressam gibi manzara ve portreler çalıştığını gözlemledim. kendi adıma mor ve yeşil en sevdiğim renklerdir ve onun çalışmalarının hem renklerine hem de hayali boyutunun sınırsızlığına hayran kaldım.

    resim ve ebruyu birleştirdiğine inandığım başarılı bir diğer sanatçı ise (bkz: atilla can). kendisi daha çağdaş düşünen ve ebru sanatının dogmalara bağlı kalmayıp gelişmesi, kendini aşması gerektiğini vurgulayan bir sanatçı. usta-çırak öğrenimi gördüğü halde bu temel düşünceyi sahiplenmesi gerçekten saygı duymamı sağladı çünkü bence de, herkes ve her şey kendi sınırlarının ötesinde de var olabilmeli.
  • ebruyu abartılacak bir sanat olarak görmüyorum. ana okulu, kreş gibi eğitim merkezlerinde küçük çocuklara yaptırılan basit bir etkinliktir. evet, sanat değil etkinliktir benim gözümde.
hesabın var mı? giriş yap