• çok kıymetli bir kitaptır. insanı duaya teşvik eder. bedavadır.dua ve zikir
  • bence cok da kiymetli bir kitap degildir. sonucta allah diye bisey yok yani.
  • en basit anlamıyla kulluk, dua ve zikirdir!.

    en geniş anlamıyla kulluk, birimin, varoluş gayesinin gereğini yerine getirmesidir..

    "eğer kulum, bana ellerini kaldırır da dua ederse, ben o elleri boş olarak geri çevirmekten hayâ ederim."

    evet, bu bir hadîsi kudsî.

    bu konudaki bir başka hadîs-i kudsî de şöyle:

    "ey âdem oğlu, dua senden icabet benden; istiğfar senden, bağışlamak benden; tövbe senden, kabul etmek benden; şükür senden, fazlasıyla vermek benden; sabır senden, yardım benden... ne istedin ki benden sana vermedim."dua ve zikir kitabı
  • vazgeçilemez iki silahtır.

    (bkz: dua müminin silahıdır)
  • dua ve zikir sunu
    bak dostum;

    bil ki, bu kitap, sana hayatında verilen en değerli şeylerden biridir!..

    bu kitap, sana rabbinin seslenişi; sana açtığı özel kapıdır!..

    kim olursan ol; işin, meşgalen ne olursa olsun; hangi dinden olursan ol; bil ki rabbin seni beklemektedir ve kapısı sana açıktır!..

    sorma, rabbimin kapısı nerede diye; sende "o" kapı; gönlünde!..

    senden sana açılan bir kapının ardında!..

    bu kapı, dua ve zikir kapısıdır!.. gönlünden rabbine açılan kapıdır!..

    rabbine yöneliş ve hâcet kapısıdır!..
  • ahmet hulusi'nin; hicbir cemaatin temsilcisi olmadigini ve dahası, bu tür oluşumlara da sonuna dek karşı olduğunu ısrarla vurguladıgı kitabı. bu nedenle de şakirtler kin kusmaktadırlar kendisine... sırf bu sebep bile ahmet hulusi'yi nazarımda okunası kılmaktadır.

    ücretsiz olarak dağıtılan kitabı, bir süre önce tesadüfen geçti elime. okuduğum ilk ve tek ahmet hulusi kitabidir. itiraf etmeliyim ki; başta önyargılıydım. neyin nesiymis diye önce bir göz attım kitaba... kısa sürede kırıldı kendisine olan önyargım. hic bilmedigim biri icin, dini konulardan bahsediyor diye önyargılı olmama sebep olanlara karşı kendisiyle aynı seyleri düşünüyor olduğumu fark edince; "bu oyle degilmiş" dedim.

    adamın kişisel cikar pesinde kosmayan, dini kendisine alet eden zihniyetten uzak, biatla isi olmayan biri olduğu hissediliyor kitabinda. duanin ruha ve beyine olan pozitif etkisini; hem bilimsel hem tasavvufi sekilde izah ediyor. "ınanmasaniz da" vurgusunu yapıyor. kimseyi ötekilestirmiyor yani.. allah ile kul arasında hicbir aracı olmayacağını/olamayacağını; seyhlerle, şıhlarla, hocaefendilerle kimsenin işi olmaması gerektigini söylüyor. hal böyle olunca da cemaat hışmını üzerine cekiyor.

    aslında ne acıdır; olması gerekeni yapıyor diye birini takdir ediyor olmak! normali bu... ama doğru ile yanlışın içiçe geçtiği bir ortamda, "kral çıplak" diyebilen birine ihtiyaç duyuluyor.
hesabın var mı? giriş yap