double think ^*

• (bkz: think twice)
• (bkz: ciftdusun)
• çelişkili iki bilgiyi aynı anda kabul etmek ve doğru olduğuna inanmak anlamına gelen aslen bitişik yazılan terimdir.
  (bkz: george orwell)
  (bkz: bin dokuz yüz seksen dört)
• --- spoiler ---
  
  "... even to understand the word doublethink, involved the use of doublethink"
  
  --- spoiler ---
  
  ah orwell ve pek sevgili circular reasoning...
  
  (bkz: nineteen eighty-four)
• diyalektik terimine bir göndermedir. 1984 romanında...
• (bkz: pozitif ayrımcılık)
• ing. ayni anda iki zit inanisi benimsemek, inanmak.
  
  dogru olmadigini bildiginiz halde kasten yalanlara inanmak.
• george orwell tarafından 1949 yılında ortaya atılmış olan teoridir. aynı anda 2 zıt fikri benimsemek anlamına geliyor. aslında işin ilginç tarafı bu teoremin sosyal olarak geniş çaplı olarak incelenmemiş olması. günümüze baktığımızda bu ikilemin türkiye'de sosyal olarak yaygınlaştığını günlük hayatımızdan, siyasal hayatımıza kadar bizi ele geçirdiğini görüyoruz. örnek olarak kendini islami bir parti olarak gösteren akp'nin destekçilerin de sıkça görülmektedir. islamda kul hakkı en büyük günahlardan biri olmasına rağmen '' çalıyor ama çalışıyor.'' sözcüğünü sık duyarız.
  
  aynı zamanda sol partilerin '' demokrasi toplum için zorunluluktur ve herkes fikrini özgürce açıklama hakkında sahiptir. tüm bireylerin oy kullanma hakkı vardır. '' söylemine rağmen akp'ye oy veren kesimi cahillikle suçlayarak '' aslında sadece okumuş insanlar oy kullanma hakkına sahip olmalıdır.'' söylemini desteklemeye başlamışlardır. ( tabi ki bu lafı bu kitlenin %100 ü söylemiyor ama azımsanmayacak düzeyde.)
  
  bu örnek çoğaltılabilir ama yazının uzun olmasını istemediğimden dolayı başka bir örnek vermeyeceğim. günümüzde ki gazetelerde aynı olayıgörmekteyiz. hatta o kadar yoğun olarak double think bombardımanı altındayız ki insanlar artık siyasetten ve gündemden uzak durmak istiyor. psikolojik olarak toplumda çöküş başladı. insanlar yorgun, mutsuz, tahammülsüz ve gelecekleri hakkında yoğun kaygılar taşımakta.
  
  sonuç olarak günümüzde ki bu kirlenmişlik uzun yıllar etkisini gösterecek. kötü günler bizi beklemekte sevgili ekşiciler.
• george orwell tarafından yazılmış ve 1949 yılında yayımlanmış politik bir roman olan 1984'te adı geçen kavram. aynı anda iki zıt inanışı da benimsemek anlamına geliyor. bir başka ifadeyle birbirine zıt iki görüşün de doğru olduğuna inanmak. ne trajik değil mi doğru olmadığını bildiğimiz halde yalanlara kasten inanmak?
  
  gelin 2011 yılında gösterime giren adrien brody’nin başrolünde oynadığı detachment filmindeki şu diyaloğa bir göz atalım.
  
  "henry: "geçen sene 1984’ü kimler okudu?" diye sorar ve sınıfa döner. birkaç kişi parmak kaldırmıştır. daha sonra tahtaya "doublethink" yazar ve diyalog şöyle devam eder:
  
  henry: meredith!
  
  meredith: aynı anda iki zıt inanışı benimsemek. ikisinin de doğru olduğuna inanmak.
  
  henry: harika. doğru olmadığını bildiğiniz hâlde yalanlara kasten inanmak. günlük hayatımızdan örnekler: benim, mutlu olmak için güzel olmam lazım. güzel olmak için estetik yaptırmam lazım. zayıf olmam, ünlü olmam, şık olmam lazım. delikanlılar!!! günümüzde, size kadınların orospu olduğu söyleniyor. sürtük oldukları, onları becermeniz, dövmeniz, aşağılamanız, onlardan utanmanız söyleniyor. bu bir pazarlama soykırımı. her gün 24 saat, geri kalan hayatımız boyunca, bazı güçler ölene dek bizi aptallaştırmak için sürekli çalışacak.
  
  bu yüzden kendimizi savunmak ve bu saçmalığı beynimize sokma girişimleriyle mücadele etmek için hayal gücümüzü canlandıracak, vicdanımızı ve inanç sistemimizi geliştirecek tarzda okumayı öğrenmeliyiz. hepimizin korunmak ve zihnimizi savunmak için bu yeteneklere ihtiyacımız var.”
• birbirine zıt iki fikri aynı anda benimseyebilmek, inanabilme potansiyelidir. orwell bunun en güzel örneğini 1984 adlı romanında vermiştir.
  orwell buraya yumruk havaya ??