• programcıların "ah be ustam al sana yazdık kodu derledik programı ama abim sende bir sakal at bir güzellik yap donat şu bizim masayı, bir alevli tabak gelsin ne bileyim midye tava gelsin. ha benim güzel abime" deme şekli. yok olmaz benden sana para çalışmaz dersen bu sefer "canın sağolsun güzel abim" der devam ederler.
  • bu donate olayı sokak çalgıcılarına benziyor. internette güzel bişey görüyorsun, hoşuna gidiyor ve maddi destekte bulunmak geliyor içinden. sitenin sağından solundan fışkıran reklamlardan ya da "premium account'a geç daha çok faydalan" tarzı para kazanma yollarından daha güzel aslında. sonuçta adamlar bi emek sarfetmiş ortaya güzel bir şey koymuş, bunun maddi olarak geri dönüşünün olmasını beklemek hakları.

    ancak ülkemizde bu tarzın pek tutacağını zannetmiyorum. milletimiz "keriz miyim beleşe kullanıyorum zaten niye para ödeyim" düşüncesinde olduğundan geleneksel modelleri kullanmaya devam ediyor bizim internet siteleri. tamam bu düşünce diğer ülkelerin insanlarında da var ama oranı daha az ki koskoca wikipedia'yı bile ayakta tutabiliyorlar bu modelle.
  • geçenlerde kendime ait yazıları bir arada derleyip toplamak için bir blog açtım. takip eden zaten biliyodur, etmeyen varsa adresini birazdan vericem. sonra düşündüm, bunun altyapısına biraz para veriyorum, e bari bir bağış butonu koyayım, bakarsın biri bi güzellik yapar, bi lira bile gelse mutlu oluruz. sonuçta para için yapmıyoruz bu işi, biraz keyif, biraz sosyal sorumluluk.

    ülker link: http://cnr0.org/

    geçtiğimiz hafta birisi donate butonunu kullanarak bana tam 2.5 lira göndermiş. maili yeni fark ettim. bildiğin gece gece keyfim yerine geldi, acayip hoşuma gitti lan. 2.5 lira yani, anca kola alır içersin, ama yazdıklarını birinin okuyor oluşu, üstüne sonuna kadar okuyup, 'bi el atın be' yazısını görüp, donation sayfasına geçip üşenmeden para gönderiyor oluşu beni harçlık almış çocuklar gibi mutlu etti.

    gönüllü yapılan bir işte 'bağış' kavramının insanı çok mutlu ettiğini kendimden bildiğim için önceden de bir sürü yere 2-3-5 lira, elimden geldiğince bir şeyler göndermiştim. böyle böyle yayılıyo işte mutluluk.

    dünya çok güzel bir yer bence, ve internet iyi ki var :)
  • türk sadaka kültüründe "donate" kelimesi "domalt" olarak algılandığı için ilkokuldan üniversite ve hatta hayatın diğer alanlarında da bağışlar zorunlu kılınmıştır.

    (bkz: zorunlu bağış)
  • kullandığım yazılımlardan biri "donate" butonunu önüme çıkartırsa bir yerde yemek yerken ya da bir şeyler içerken gelen ve "abi bir tane mendil al, allah rızası için" ya da "kalem satıyorum, allah rızası için bir 50 kuruş ver abi" diyen teyzelere/amcalara yaptığım "yok, gerçekten bozuk yok" hareketini bilgisayar karşısında yapıyorum. böyle gözlerimi hafif kapatıyorum "yok" diyorum vücut dilimle. valla.
  • türkçe’ye bağış olarak çevrilse de ne yazık ki bizim bağış kavramımızla hiç mi hiç uyuşmamaktadır.

    biz de insanlar çok zenginse, aciz gördükleri kurum, kuruluş ya da şahıslara bağış yaparlar. bu da bir lütuftur. bağış yapan gerçekleştirdiği lütfu gerile gerile söyler. bağış toplayan kişi ya da kurumsa, bu konuda aktifse dilenci yerine koyulur.

    aslolan donate sahip olduğunu paylaşmak ve keyif duyduğun, önem verdiğin, ücretsiz yararlandığın, senin çeşitli nedenlerle yapamadıklarını yapan ve bunu yapmaya devam etmesini istediklerine verdiğin para ya da maldır. imkanın kadar verirsin ve verince mutlu olursun ya da duyduğun minneti gösterirsin.

    kullandığın çok yararlı yazılımın geliştiricisine, senin yerine araştırıp bilgi paylaşan siteye, senin gibi ya da senden daha cesurca hayallerini gerçekleştirmeye çalışanlara bağış yaparsın ve bu sanıldığı gibi sosyo ekonomik güçle değil sahip olduğun kültür ile alakalıdır.
  • bir nevi, sadakanın ecnebicesi.
  • youtuber'lara bunu atanların yani para atanların süzme mal olduklarını düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap