• zülfü livaneli'nin yazıp seslendirdiği bir şiir.

    bozkırda bir kasabadan geçerken
    tozlu yolda iki sıralı kahveler
    öyle sakin kıpırtısız
    otobüsü süzerler
    doğdukları yerde ölenler
    sıcak öğle sonları, kan uykularda
    serinliği dipsiz kuyuların
    soğutulmuş testilerde sızıntı
    güneş birden devrilir gider
    ve geceleri titrer fenerler
    hiç şikayet etmezler
    doğdukları yerde ölenler
    dağ başında bir köyde
    kar altında dal gibi bir kız
    munzur dağı gibi köye yazgılı
    çeşme başındaki gülüşmeler
    dünya onlar için dönmez
    bilmezler yol yorgunluğunu
    sesleri yankı bulur
    hep aynı kayadan, aynı saat diliminden
    düşlerinde çin ü maçin'e giderler
    doğdukları yerde ölenler
  • yaşamları boyunca dünyayı gezip tozmuşlarsa şanslı kişilerdir... yok, eğer doğum ve ölüm tarihleri arasında, doğdukları yerden hiç ayrılmamışlarsa amiptirler.
    tabi onları bu yüzden suçlamamak/aşağılamamak gerekir, hayat gailesi öyle gerektirmiş olabilir.
  • sunay akının haritayı tanımladığı "yüreğinde yolculuk özlemi olup da hayatı dar bir alana tutsak olanlar için acının resmidir" cümlesindeki tutsaklardır.
  • eger bir yer degistime soz konusuysa hayat cemberlerini tamamlamislar diyebilecegimiz, yok eger sadece ayni yerde yasamislarsa gorece nokta seklindeki hayatlarina son noktayi koymus insanlardir.. bu kadar tanimdan sonra (bkz: allah tahsilatini affetsin)
  • bildigim kadariyla cerkezlerin buna benzer bir takintilari var.. gelenekvari bir takinti diyelim.. dogduklari yerde olmek icin ellerinden geleni yaparlarmis..
  • livaneli nin 1999 yılında çıkardığı neylersin adlı albümünde okuduğu bir şiir. bu şiir için yazdığı müzik genelde haber bültenlerinde kullanılır.
  • zülfü livanelinin 1995 yılında marş muzikten çıkan neylersinadlı albümünde olan şiir.
  • ömürleri boyunca yaptıkları "toplam yer değiştirme" sıfır olacaktır bu kişilerin. bu nedenle de hayatları boyunca hiç iş yapmamış olacaklardır. çok kötü birşeydir çoook.. arkalarında bomboş bir hayat bırakırlar.

    (bkz: mühendissin değil mi)
  • yureklerinde ozlem vardır bu kimselerin, ancak çıkamazlar, kıramazlar kabuklarını...erkekler kahvelerde oturur gun boyu, hanımlar dere kenarında çamaşır yıkar, çay toplarlar meyve sebze toplarlar, en buyuk eglenceleri belki bir televizyon gorebilmektir nadiren, belki bir yakındaki kasabaya gidebilmektir en buyuk ozlemleri, buyukşehir ise gorulmemiş bir hayaldir... eski ozanımız yeni sosyal demokratımız zulfu baba ne guzel soylemiş şarkıyı...

    herkesin içinde vardır bırakıp gitme ozlemi, ancak onlar oraya mahkum ve mecburdurlar, dogarlar ve olurler, arada yaşam zevkleri yoktur, sadece yaşamı surdurmeye çalışmak vardır.
hesabın var mı? giriş yap