• çoğunlukla beynin konuşma bölgelerine gelen hasar sonucu oluşan düzgün konuşamama durumu. kişi aklında cümleleri kurabilir ancak bunları ağzından dökemez.
  • beynin doku bozukluklarından, baskın yarımküredeki; özellikle ön lopta , şakak lopunda ve yan loplardaki urlardan ya da doku bozukluklarından kaynaklanan ve kişinin normal konuşma, yazılı ve sözlü dili anlama yetisini yitirmesini dile getiren bir konuşma bozukluğu ya da güçlüğü.
  • yıllar once bu sorundan muzdarip bir çocukla çalısma fırsatım oldu. hani dogdugunuz ev kaderiniz diyorlar ya anne baba doktor ve bilinçli insanlar olunca çok kuçuk yasta, 2-3 yasında falan bir problem oldugunu; kelime ogrenemedigini, konusamadıgını daha dogrusu konustugunun ablası hariç kimse tarafından anlasılmadıgını goruyorlar. hemen fransızca orthophoniste denilen*(bkz: orthophonie) dil ve konuşma terapistine gorunmeye baslıyor. boylece dili ondan ogreniyor. psikomotor becerilerinin gelismesi için psychomotricien'e ve daha sonraki yıllarda bir psikologa gidiyor.

    anne-baba yogun çalıstıgı için o ve ablasıyla ilgilenecek çok otonom birisine ihtiyaçları vardı. doktoramın ilk senesiydi, bolca vaktim oluyordu. odevleri birlikte yapıyor, aktivitelere birlikte gidiyorduk. konusurken sık sık cumle kurgusunda hata yapıyor; anladıgım kadarıyla bu hatalar okulda ve etrafında kuçumsendigi (ya da o oyle dusundugu) için soru sormaktan ve kendini, duygularını ifade etmekten kaçınıyordu. genelde soyle oluyordu: bir cumleye baslıyor, sonunu getirmekte zorlanıyor tamam tamam diyip pes ediyor.

    bana karsı en bastan beri çok saygılıydı, daha once onun yaslarında uç çocuga daha bakmıstım ama hiçbirinde ondan gordugum yakınlıgı gormemistim. mesela cumleyi bitiremeyip agresiflestiginin ertesi benim ne hissettigimi sorup, ozur diliyordu.

    fransızca ana dilim olmadıgı ve 23 yas gibi çok geç bir yastan itibaren ogrenmeye basladıgım için benim de çok hata yaptıgımı, aksanım oldugunu, artikelleri bazan yanlıs kullandıgımı, kelimeleri bazan yanlıs telafuz ettigimi goruyor; bir yetiskinin de kendisiyle benzer problemler yasadıgını gozlemlemek ona guç veriyordu. dahası ben bu benzer zorluklara sahipken annesi babası bana saygı duyuyor, fikirlerimi onemsiyor; okulda veli toplantılarına ben gidiyorum, aktivite hocalarıyla ben konusuyorum onlar da bana saygı duyuyor, takılsam da dinliyorlar. bu durum ona ozguven kazandırdı, çevresinde o gune kadar herkes mukemmel sekilde kendini ifade edebilirken artık kendisi gibi olan hem de yetiskin birisi vardı. bunu psikologuyla paylasmıs.

    okulda butun ogretmenleri de iyi degildi tabii, konusma zorlugu olan bir çocugun sevkini arkadasları onunde kıran bir erkek hocası da olmustu bir sene. parmak kaldırınca sozu uzatır, takılır diye ona soz hakkı vermiyordu. onunla dalga geçiyordu. durumunu bildigi halde, ozellikle gidip konustugumuz halde. boyle insanların ogretmen olması gerçekten engellenmeli; dusunsenize çok degerli ve narin bir çiçek uzun emeklerle açmıs ve siz onu korkutup yine icine kapatıyorsunuz.

    birlikte fransız tarihi çalısmaya basladık, kitap okuduk, okuma parçası sorularını yanıtladık, dikte odevlerini yaptık. sayesinde okula gitmis kadar iyi fransız tarihi bilgim olmustu. sınav notları yukselmeye basladı. hatta besinci cumhuriyet baskanları sınavından sınıfa gore epey yuksek not almıs, kadın hocası tebrik etmis. çok sevinmisti.

    keman derslerinde asırı zorlanıyordu ama sonunda onu da basardı. hala katıldıgı iki konserin kaydını bilgisayarda saklarım.

    bu arada aile dindar insanlar oldugu için haftasonları sinagogda ibranice dersi de alıyordu. boyle bir sorunu yasayan bir çocuk için ana dilinde sunum bile zorken, bar mitzvah'sını gayet guzel bir sekilde yaptı. sinagogda ustte en on sıralarda halasıyla birlikte elele dinledik. çok mutlu oldugumu, gozyaslarımı tutamadıgımı hatırlıyorum. hala aklıma geldikçe gozlerim dolar sevinçten. sonunda annesi, babası ve ablasıyla birlikte bana da tesekkur eden bir konusma yaptı. çok gurur duydum.

    lisede science bolumunden mezun oldu. mayıs ayında da uzun suredir çalıstıgı tıp fakultesi sınavını ikinci denemede kazandı. fransa'da hem de lyon gibi bir yerde tıp sınavını kazanabilmek muthis bir basarıdır ki o da annesi, babası ve ablası gibi doktor olacak.

    hani özel çocuk diyorlar ya, eminim her çocuk ozeldir ama ben onu tanıdıgım için o benim gozumde çok ozel, o benim kahramanım. ben ondan çok sey ogrendim. oyle bir anne babaya ve maddi imkanlara sahip olmak onun sansıydı elbette; dilerim her çocugun hayatında yeteneklerini kesfedecek ya da gun yuzune çıkarmak için onu cesaretlendirebilecek yetiskinler olur.
hesabın var mı? giriş yap