• sıcak çatışma anlamına da gelir.
  • çok popüler olduğunu söyleyemiyeceğimiz bir tema. ama tabi onun da fetişi olabilir, bilemem.
  • futbolcuların ve menajerlerinin,futbol kulüpleriyle yaptığı temas şekli.
  • söz konusu bireylerin birbirine çok yakın olmasını gerektiren pozisyon.
  • evet evet... otobüste ayakta diye bi kavram kalmamali. koyabildigin kadar koltuk koy, iskemle koy, en arkaya cekyat
    koy divan koy. doldur tüm bosluklari, bi koridor birak yeter. saatlerce elinde torba, sirtinda heybe dikilerek gidilir mi? halbuki su pembeli kizin yaninda oturmak var simdi. kim bilir ne sicaktir, ne yumusaktir teni. saclarin parlakligina, düzlügüne bak. kesin bizim oralarin yaylalarinin cimenleri gibidir dokunmasi. avrupa'da monarsik bi devlette olsa prenses olur, kralice yaparlar, tanrica derler. bizim memlekette kiymet bilinmez ki, otobüste yanina otururlar utanmadan. aa ayaga kalkti iniyo mu ne? insin tabii, otobüs neymis? ata bindirmeli bence, taht-i revandir hatta layigi. yok teyzeye yer veriyomus. ne de iyi yürekli, ne de mütevazi. koskoca prenses burusmus bir kenar teyzesine yer veriyor. görülmüs sey mi? disinin güzelligi icine tesir etmis iste. ne kokusu sürmüstür acaba, bi cicek parfümü kesin. lavanta mi, manolya mi? eyvah bu tarafa geliyor. acilin bre densizler, prensesimiz otobüsün teba-i dikilenlerine seref vermeye geliyor. benim tutundugum diregi teftise geliyor. orta diregi dinlemeye geliyor...

    bukalemun gibi gözümü cevirebilseydim keske simdi. arkama bakabilmeyi ne cok isterdim. geldi geldi de tam arkama diliverdi o da! ne vardi su önümdeki koltuga oturuverseydi? kapidan disari bakma ayagina dönüp keseyim diyorum da gözü hep bu tarafta. yani bu tarafta derken benim oldugum yönde, yoksa bana baktigindan degil. allah'im koluma biri degip duruyor. böyle firindan yeni cikmis pide gibi sicak, o bidenin ici gibi yumusak, belki o pidenin susami gibi esmer. susam, agacta mi yetisir yerde mi biter, sicagi mi sever soguga mi dayanir? susam sokagi, kocaman minik kus, kurabiye canavari kirpik, edi ile büdü, ibneler... koluma degip durma n'olur? alev almak bilmeyen cakmak tasi gibi, cakip cakip duruyor, yanicam tutusucam simdi haberi yok. ben yandim mi da sönmek bilmem, mazot gibiyimdir. yanarim, yakarim, yayilirim...

    dönsem simdi, tutsam kolundan, iniyoruz desem sesini cikarma. minibüs mü lan bu, istedigin yerde inesin? tam duraga denk getirsem, atlasam indirsem otobüsten. hemen bi cay bahcesi, oglum bize iki cay. indigin duragi biliyo musun da cay bahcesini sip diye buluyosun? hem senin yasin ne ki garsonu oglum diye cagiriyosun? biri acik olsun garson bey. buranin cayi güzeldir sey... ney? adini sormayi unuttum iyi mi? birak allahini seversen, film misin oglum sen, bunlari sanki dogalmis gibi, o anda aklina gelmis gibi, sanki en az on ayri filmde izlememissin gibi yapabilecek misin? ben film seyretmeyi cok severim. amerikan filmleri, avrupa sinemasi, yesilcam... hobilerden konu acmak, hangi kitapta gördün, hangi capkin arkadasin hangi icki masasinda anlatti? alternatif filmler, kisa filmler, uzun metraj... kisa metraj yap da aydin havasi olsun. bak tam senlik espriler. gülmeyi de güldürmeyi de cok severim. hayati plansiz, hesapsiz yasamayi dilerim. aklima eseni yapiveririm, su anda da gördügün gibi... sen mi? birgün olsun babanin arabasini alip sürmeye cesaret edebildin mi? arabalara pek ilgim yoktur... kac para tutacagini hesap etmeden caninin cektigi kadar ictin mi hic? ickiyle pek aram yoktur... yüz kere önünden gectigin keranenin kapisindan bir kere girmeye tesebbüs edebildin mi? cogu erkegin tersine benim icin cinsellik ikinci, hatta ücüncü plandadir. olmus olsun diye degil, dogru olsun diye hareket ederim. benim icin ic güzellik dis güzellige bes basar, karakter seksapelin eline verir, hayat görüsü fizigin en zor dalidir...

    adim gibi eminim ki bilerek dokunuyor koluma. niye yapsin? dirsek temasi iste. dönücem tam bana bakarken yakaliycam. dirsek temasi diycem. bi bes saniye susucam. dirsek temasini hatirlar misin, ortaokuldan, beden dersinden diycem? ne ise yarar dirsek temasi diyip hinzirca gülümsiycem. dirsek temasiyla hiza alinir, siraya gecilir, insanin yanindakiyle olan mesafesini, tabir-i diger yakinligini belirler. yani dirsek temasiyla yakinlik kurar insan. eee? hicbi sey anlamiycak tabii, bakicak masum masum. yok bi sey diyip inicem sonra. eline ne gecti? bu kadar maddiyatci olmiycam. ama yok anlarsa, bilmez miyim dirsek temasini, arka arkaya dizilince de parmak ucuyla yapilir derse, insan kacirmak istemedigine uzanir parmaginin ucuyla dokunur diyip gülerse. öyle olur zaten. bilmese niye temas etsin dirsegime. ama bi temassizlik var bi süredir. elektrik alamiyorum arkadan, dönsem de önden mi denesem bi de? bi de su noktaya temas etmek isterim ki süresinin malum oldugunu varsaydigimiz ömrümüzde zatimiza lütfedilen imkanlara mukabil tavir alindiginda insanin haiz oldugu malumatin istikametinde hareket eden otobüsün duraklarinin kusbakisi semaline dair görüs yek adet ters o harfi hüviyetindedir...

    o zaman söyle yapiyoruz. dirsegime bir kere daha temas ederse dönüyorum ve konusuyorum. ne diyorum? dirsek temasi diyorum ve bu temaya ait hikayemi takdim ediyorum. sonra? akabinde otobüsün durdugu bir anda koldan tutup cay bahcesine götürme, kendimden bahsetme, ondan dinleme seklindeki calisilmis adimlari takip ediyorum. ya sonra? sonrasi yok. hikayeinin sonunu düsüren kahraman olamaz ama? giris-gelisme-kahramanlik
  • göğüs ile yapildiginda hic kipirdaman öylece durulur. o an hic bitmesin istenir.
  • bir filmde, siirde, metinde, romanda vb. anlatan kisinin "dirsek" demek istemis olmasi.
    (bkz: tema)
  • bir cuma namazı ritüeli.*
  • bizim onunla aynı yerde namaz kılmışlığımız var anlamına gelir
    ya da aynı cemaate mensup olduğunu belirtmek için kullanılır
hesabın var mı? giriş yap