*

  • 17 ağustos 1999 depreminden beş gün önce hayata veda eden abbas sayar'ın 1977'de cem yayınevi'nden çıkan (2002'de ötüken neşriyat yayımladı) 300 küsür sayfalık köy romanı..

    celali isyanı döneminde, dirliklerinden hoşnut olmayan insanların yerleştiği beydiyar köyü hikayenin merkezindedir, alamanya yan unsur, kasaba ise ayrıntı unsurdur. çelo ile 1973'te tdk roman ödülünü alan abbas sayar, o dönemdeki köy yaşamını, köy insanının hayata, insan ilişkilerine bakışını, ayrıntılı bir şekilde anlatır. alamancı olmak üzere çırpınan bir avuç insan, ekinden, harmandan, noduldan, ırgatlıktan kurtulmak için çabalanır durur. lakin buna ulaşmaları onlar için ne kadar hayırlı olmuştur tartışılır elbet. (sayfalarca uzayan) gurbete giden ve gurbetten gelen mektuplar kuru ayaz kadar, üzüm pekmezi gibi sahicidir..

    kişilik analizleri, ağır betimlemeler içermese de, hayatında hiç köye gitmemiş, peykede oturup ahıra girmemiş insana, "gerçek budur! çok özenmeyin köy hayatının huzurlu ve dingin ortamına. bulacağınız bundan biraz daha iyisidir ancak" der. "küçücük bir araziye sıkışmış hayatların ne kadar birbirine bağımlı ve birbiriyle ilintili olduğunu biraz fazladan abartır" demek isterdim, ama gerçekte de böyledir ya köy hayatı. bir tek sözün yaratacağı infial insanı farklı mecralara sürükler, çapkın bir bakış, bir mercedes'in içinde son nefesi verdirir..

    (bkz: dirlik)

    not: ayrıca (büyükdere caddesi ve halaskargazi caddesi'ni de içeren) 19 mayıs mahallesi'ndeki bir sokağın da ismidir.

    http://www.ideefixe.com/…p?sid=gks2652yib6b2gijhhzs
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap