• yarida duraklami$ bir surecin ilerledigi haline geri donmesi.. (bkz: devam)
  • bir yerin müdavimi, sürekli müşterisi olmak
  • yola ve yolcuya dairdir.

    yol dediğin uzun, aşılmakla bitmez. yolda bir yerde duraklanır, bir yerde duraksanır bazen. hatta belki kalınır/konaklanır bile bir süreliğine. dinlenmek için, enerji toplamak için. ama sonra toparlanıp yürünür veya koşulur. çünkü yolcu yolunda gerek. yola devam etmek gerek. devam etmeye gücü olmayanların bırakması gerek. demirden korkanların trene binmemesi gerek.

    bakın, ne güzel demiş gavurlar: move on. hareket etmek fiilinden türetilen bu kalıbı türkçe düşünüp bir şeylerin üzerinden geçip gitmek/harekete geçmek olarak da değerlendirebiliriz. saçma belki ama ben bu fiili hep böyle düşündüm.

    söylenen insanın ve dertlerini kendine derya eden insanın ise yapamadığıdır devam etmek. lakin bilinmelidir ki, yolda bir yere çakılıp kalmayı tercih edenler, aşılmakla bitmeyen yolların bir sonraki kavşağını görememeye mahkum ederler kendilerini, bilmeden.

    oysa durup oyalanmak, çakılıp kalmak için fazla zaman yok uzunmuş gibi görünen kısacık yollar gibi ömürlerde.

    yolda olmak, devamlılığı gerektirir. duraklamak ile durmak arasındaki ayrımı kavramayı gerektirir. ve durmaksızın devam eder hayat. yola devam. kalınan yerden. çünkü:

    "like a roller in the ocean, life is motion
    move on!"
  • "ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın
    sanma ki hikayesi şu titreyen dalların düşen yaprakla biter"*
  • zordur. hayata devam etmek, yola devam etmek, her şey daha güzel olacak demeye devam etmek, umut etmeye devam etmek, velhasıl devam etmek zordur.

    çoğu zaman biz farkında olmadan akıp gider hayat. o mekanizmayı bilmek zorunda değilsindir, çark bir şekilde işler. nefes alırsın doğal olarak, ama ciğerlerine sormazsın her seferinde, "nasıl oluyor bu işler" diye. ler bir şekilde işler gider. derken bir gün o suyun önü kesiliverir. kalakalırsın. baltayı taşa vurursun. o ana kadar baraj kapaklarını nasıl açacağına dair onyüzbinmilyon fikir üretmiş, başkalarına da dağıtmışsındır hatta, ufak ufak. biliyorsun ya, çözmüşsün ya, anlamışsın ya. bunlar hep iyi niyet tabii. biraz kibir, biraz iyi niyet.

    bildiklerin kendi işine yaramaz. zifiri karanlıkta tökezleyemezsin bile, yürüyemezsin çünkü; çünkü bir elinde fener, diğer elin onu yakmaya yanaşmaz. her şey şekil değiştirir, tüm bildiklerini unutursun.

    devam etmek istersin ama düşecek bir kötü yol bile görünmez ufukta.
  • dünyanın en basit şeyi.

    hiçbir şey yapmasanız bile kendiliğinden oluyor. yine de başaramıyorsanız kendinizi değiştirin.
  • şimdi genelde bu kavram "ne yaparsın, hayat devam ediyor"la birleşiyor.

    bugun aklıma takıldı. ben çok saglam devam ettim genlede. saglamdan kastım da o devam eden hayatı yakalamak için ne gerekiyorsa yaptım.

    mesela büyük kavgadan sonra kalkıp bardakları mutfaga goturdum. yada ölüm haberini alıp bi sure çimlerde uzandıktan sonra kalkıp eve gittim. kavga ettikten sonra, hesabı ödedim.

    aslında "ne yapalım, hayat devam ediyor bi kenarında tutmak lazım" diye düşünerek yapmadım. düşündüm ki belki öyle yaparsam hayat devam eder. cinnet getirmemi ne engelledi bilmiyorum. ama olmadı işte yani bi anda çıldırmadım hiç, çıldırmış gibi yaptım, ne bileyim kupayı alıp duvara vurduysam bile onu supursem hersey normale donecekmiş gibi düşünmekten alamadım kendimi, bi yandan süpürürsem biraz once duvara vurmamın etkisi gecer diye süpürmezken. üzerine uyuyunca herseyin belki gececegini dusundugumden herşeyin üzerine uyudum. uykum geldiğinden değil.

    herkes böyle yapıyor olabilir mi? belki ama kendimi bazen kötü hissediyorum. rol yapıyormuşum gibi geliyor. iki cümle kuruyorum üzerine ama aslında konuşmak istediğimden değil. konuşunca devam edebileceğimi düşündüğümden.

    ama sonunda baktığınızda, devam ettim. devam etmesem de olurdu gibi geliyor hep. mesela bi gün herşeyi bırakıp, balıkesirde bir mezarlıgın, yada endülüste bir camini temizliğine çevre düzenine kendimi adayabilirdim. bardağı duvara vurduktan sonra "sikerim duvarını da hayatını da" der, çeker giderdim. adamı toparlayacagıma siktir edip düştüğü yere terk edebilirdim, bu gercekten neredeyse eşit gibi duran seçenekti de işte seçmedim. hep devam etmeme yardım edeceğini düşündüğüm şeyi yaptım.

    keşke yapmasaydım bile diyemiyorum, garip geliyor.
  • her zaman gerekli bir eylem değil, yerine göre durmayı da bilmek lazım
  • tekrar yürüyeceksin bir sokakta, muhtemelen hiç tanımadığın taş kaldırımlarda, tanımadığın insanlar içinde bir gün batımında. belki dillerini bile anlamayacaksın, her şey saçma sapan bir söz dizisi gibi gelecek kulaklarına. para birimin bile aynı olmayacak, kendinden başka kimse olmayacak yanında. elinde bir kahvenin sıcaklığı, turuncu gün bir gün batımında, ismini doğru telaffuz edemediğin şehirlerde yürüyeceksin. iyi hissedeceksin. devam edeceksin.

    geçecek.

    sadece şu an geçmiyor. sadece şu an yüreğin ellerinde küle dönüşecek kadar acı veriyor sana. sadece şu an güçsüzsün, sadece şu an nefes aldığın her an kaburgaların göğüsüne batıyor. sadece şu an göremiyorsun o ışığı.

    yine gelecek.
    dayan, devam et. şu an imkansız. şu an tarifi yok. dayan devam et.
    şu an imkansız, ama yine de devam et.

    kaybettiğimiz davaları tekrar açacağız. asla vazgemeden aynı şeyleri tekrar edeceğiz, bize inanmayan herkese ispat edeceğiz, ta ki kazanana kadar.

    düşeceğin aynı çukur olsa da, devam et.
  • bazen soluğunuzun yetmediği şeydir ve bazen sebep bulamadığınızdır.
    elinizde kala kalırsınız. elinizde kalan her şey olabilir;
    kalbiniz, umudunuz, hevesiniz, niyetiniz, evliliğiniz...
    ben mesela şimdi bu sabah, devam etmek için bir sebep bulamadığım gibi, gidecek gücü de kendimde bulamıyorum ki bu bence en kötüsü.
    kapana kısılmak nedir bilir misin? bilmiyorsan da hayat senin külahına torpilli koymuş dondurmayı derim. ve umarım hiç öğrenmezsin kardeşim.
    ama biliyorsan eğer nasıl bir duygu olduğunu - kapana kısılmış olmanın, o zaman bilirsin ki hiçbiri birbirine benzemez bu durumların. hiçbiri bir diğerinin çözümü değildir.
    çözüm ne? beynim yandı düşünmekten ve bulamamaktan.
    ama eğer kendimi öldürme düşüncesinden kurtulur da bir şekilde durumu çözebilirsem, editleyeceğim bu yazıyı.
    bir işe yarasın diye değil. yarım kalmış şeyleri sevmiyorum sadece, ondan.
hesabın var mı? giriş yap