• spor takımlarının taraftarlarının yapması gereken şey
  • bilgisayar programlarında ya da teknik konularda da sıkça kullanılan bir fiil. "veritabanımız bunu desteklemiyor" şeklinde cümle içinde kullanabiliriz.
  • (bkz: dayanışma).
  • "desteklemek" bittiğinde, destekleyiciden kötüsü olmaz.
  • sözlük tanımı: güç sağlamak, yardımcı olmak, yanında olmak.

    destek olmak..
    bugün konumuz bu.

    ‘istediğin konuda,bu konuda olur herhangi bir konuda olur destek olurum’ cümlesini duydum bugün ve o an içimde şu oluştu ‘ evet gördüm aylardır bana nasıl destek olduğunu, olmak istediğini. hem de gayet net. iliklerime kadar hissettim olmayışını. ’ demek geldi içimden. boğazıma kadar çıktı ama yutkundum. paralelinde bir gerçek vardı; bugüne kadar nasıl destek oldun ki ne zaman desteğe ihtiyacım olduğunda burdaydın ki. gereği yoktu dile getirmemin. en küçük zerreme kadar yıkımı yaşamıştım zaten. artık ne önemi vardı dile getirmenin.
  • ritüelci müşriklerin salat kavramına yüklemeye çalıştıkları anlamlardan biri. salatı namaz yaptıkları için bazı ayetlerde sıkışıyorlar ve "ya orda destek destek" diye geçiştiriyorlar. bizden istenen es-salatın bir ritüel olmadığının anlaşılmasını engellemek için ekledikleri bir anlam.
  • kant, ahlak felsefesinde der ki; insan, karşılıksız iyilik yapmaz. karşılıksız iyilik yaptığı gözüken biri aslında başkaları tarafından beğenilme ve onaylanma amacı güder ve bu pek aşağılıkçadır. görev bilincinde yapılan iyilik onurlucadır ve ancak iyilik böyle amacına ulaşır.

    kendimi bildim bileli ana amacım ve mücadelem alnımın teriyle hedeflerime ulaşmak oldu. yol üstünde birçok insan hayatıma girdi çıktı. yıllarca kendim için muhasebe yaptım, ben kimim diye uzun uzun düşündüm. bu yüzden gecelerim hep uzun oldu. insanlara destek olurken bir karşılık beklemedim. kant karşımda olsa “hastir” derdi eminim, lakin öyle. buradan güttüğüm tek menfaat bir şeyleri beraber başarma amacıydı. bu çoğu zaman beni ortamımda ileri attı, bazen de antipatiklik yarattı. en basit şeyde dahi insanlara destek olmak bana zevk veriyordu. bana yapılan büyük yanlışları ve ihanetleri dahi yakın geçmişe kadar affetmeyi bildim. çünkü bir zaman en yakınım olan insandan intikam almak benlik değildi.

    buna benzer şeyleri ara ara yazar yazar dururum. nedeni kendimi övmek değil, ben nereye gidiyorum ve yolumdan şaşmış mıyım görmek. belki bunları buraya yazmam, ilk paragrafta alıntıladığım kant'ı haklı çıkarır gösteriyor. sonuçta burada da benliğimi öven bir yazı yazıyorum. belki de burayı okuyan, beni tanıyan insanlara “ne kadar mükemmelim, evliya gibi adamım” düşüncesini empoze etmeye çalışıyorum. elbette ki değil, herkes siz isteseniz de istemeseniz de sizin hakkınızda kendi istediği görüşe varıyor sonuçta.

    oğullar yaşlandıkça babalarına benzermiş. artık boy aynasına geçtiğimde yalnızca babamın suretini görmekle kalmıyor, aynı zamanda onun sonraki nesildeki kaderini de yansıtıyorum. yalnız mücadele etmem, anlaşılmakta zorlanmam, bahtın benden olmaması… sanki onun 50 yıl sonraki versiyonuyum. yaşım ilerledikçe onu daha iyi anlasam da maalesef hayat ona yardımcı olmama el vermiyor. sanki hayatımızdaki olay bu. belki de tamamen benim sanrım fakat birkaç aydır bunu hayatımda net bir şekilde görebiliyorum.

    hayat geçerken birileri arkanızda kalıyor ve o zaman anlıyorsunuz desteğinizde ve iyiliğinizde bir menfaat var mı?
hesabın var mı? giriş yap