• "ben hasan, ben deli hasan, sen beni tanırsın belki ama gerçi zannetmiyorum"
    "ben bunları duydum, ben bunları gördüm, ben bunları işittim"
    "senin bütün hikayeni de duydum, bütün hikayeni de biliyorum, koca bi taraflarını biliyorum senin. senin o koca götünden sikerim, sana kayarım olum tillahını sikerim başına attırırım olum senin, sana vallahi kayarım ulan"
    "ben adamın orasından girer burasından çıkar emmeli gömmeli siker ordan burdan burnuna attırırım ulan ben adamın"
    gibi replikleriyle; işleten kişinin sesiyle, vurgusuyla, tonlamasıyla, "lakabıyla deli hasan"ı adeta yaşamasıyla meydana gelmiş bir başyapıt. bahsi geçen kişi en klasik küfürlere, en sıradan laflara bile yeteneğiyle yeni anlamlar katmış, hayat vermiştir.
  • "senin altindan girer, ustunden cikar .otune .obegine attiririm die elemanin agzina zican kisilik"
  • samsun'da cocuklugumun gectigi kokcuoglu mahallesinde bulunan zararsiz bir deliydi hasan. deliligi de bir sekilde tellere takmasindan geliyordu. eline bir ya da birden fazla teli alir, bir ucunu agzina sokar, iki eliyle teli cubukla ates yakma hareketi yapar gibi ovalardi. agzi delik desikti bu hareketten dolayi. hasan'a mahallenin esnafi bakardi, para vermeye kalksaniz almazdi cunku, utanirdi. en deger verdigi sey de telleriydi. renkli bir tel bulup deli hasan'a verdiginiz zaman da dunyanin en mutlu adami olurdu. top oynadigimiz arsanin bir kosesinde barakasi vardi, orada yatip kalkardi kendisi. top oynarken takimlardan birisi eksik oldugunda hasani kaleye koyardik ama elleri agzindaki tel ile mesgul oldugundan bir halta yaramazdi. ama 40 yasindaki adamin kalede durmasi bile bizim acimizdan yeterliydi. kendisine dogru gelen topla agzindaki teli yuvarlayarak kocaman mavi gozleriyle gulumseyerek bakar, denk getirirse bir tekme vururdu sadece. o da savsak bir tekme oldugundan top arsanin bir ucundaki delige kacar, biz de agiz dolusu azarlardik hasan'i. bize hic cevap vermezdi, zaten pek konustugunu da duymazdik hasan'in.

    bir gun arsaya kocaman bir buldozer geldi. hasan'in kulubesi metruk bir sey oldugundan tek kepce darbesi yetti yikilmasina. hasan yikilmis kulubesini gorunce bek bisey demedi. yikintilarin arasindan tellerini toparladi, ceplerine tikistirdi, suklum puklum gozden kayboldu.

    kokcuoglundaki eski mezarlikta baska bir kulube yapti hasan'a mahalleli, orada yatip kalkmaya basladi. mahalleden tasindiktan sonra da pek gormedim, cunku o eski mahalleden disari cikmazdi ki hasan!

    yillar sonra eski mahallemize bayram ziyaretine gittigimizde amcama hasan'i sordum. mezarlikta kulubesinde olu bulmu$lar zavalliyi. cebinden bir suru tel cikmi$. zaten bu entry'i yazmamdaki sebep de gordugum bir renkli tel. ne zaman parlak renkli kaplamali bir tel veya kablo gorsem hasan geliyor aklima. hatta bazen bir ucunu agzima sokup "ulan hasan ne buluyordun bu tel ucunda" diye dusunuyorum, o telin buruk tadi da beni eski mahalleme goturmeye yetiyor da artiyor bile...

    baba zoru ile gelen edit: en son samsun'a gittigimda eski mahallemizden bahsederken deli hasan'i soyleyip oldugunden bahsedince babam kendisinin olmediğini soyledi. o kargasada bir turlu eski mahalleye gidip hasan'in akibetini ogrenemedim. bir dahaki samsun ziyaretimde cebime bir suru renkli tel alip hasan'i aramayi du$unuyorum.
  • osmanlı'da celali isyanları sırasında tahta karşı ayaklanan isyancılardan karayazıcı abdülhalim'in kardeşi. kardeşinin osmanlı ordusu karşısında aldığı yenilginin intikamını almak için ayaklanmıştır. osmanlı ordularının avusturya'da olmasını fırsat bilerek istanbul'a bir arzuhal göndermiş ve bulunduğu vilayetin yönetimini talep etmiştir. o sırada çaresiz durumda olan sultan, deli hasan'a bosna ve temeşvar valiliklerini vermeye razı olmuştur. ordularını alarak bosna'ya giden deli hasan bir süre sonra venedik'le yazışmaya başlamış ve kontrolü altındaki toprakların bir kısmını venedik'e satmaya çalışmıştır. bu olayın istanbul'da duyulması üzerine belgrad'a kaçmış burada 1604 yılında öldürülmüştür.

    (bkz: celali isyanlari)
    (bkz: karayazici abdulhalim)
    (bkz: tavil halil)
    (bkz: canboladoglu ali pasa)
    (bkz: kalenderoglu mehmed)
  • çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı kadar sarsıcı cümleler barındıran telefon şakasıdır. ilk dinlediğimden bu yana yaklasık 8-10 sene geçti ve hala eşşek gibi gülerim. insanın 10 sene önce gülüp hala gülmeye devam edebildiği ender eserlerden birisidir. tabi bunca zaman sonra hasan n'oldu, serkan n'oldu merak uyandırıyor.
  • kanije kalesi kahramanı tiryaki hasan paşa tarafından belgrat'da öldürtülmüştür
hesabın var mı? giriş yap