• yasemin çongar'ın bbc'de ve milliyet'te yayınlanan dehşetengiz haberinin başlığı..

    seçimlerden önce "anayasa mahkemesiemekli başkanı tülay tuğcu'ya suikast, pkk'nın beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürmesi, ardından da türkiye'nin kuzey irak'a girmesi" gibi olayların konuşulduğu abd'de yapılan bir toplantıyı haber yapmış bbc...

    ............

    türkiye danışmanları zeyno baran öncülüğünde abd'de teşkilatlanmış "karanlık" hudson enstitüsünin düzenlediği,
    türkiye'den sadece üst düzey generallerin çağrıldığı bir toplantıdaki beyin fırtınasında;
    "kuzey irak'taki pkk liderlerinin yakalanıp türkiye'ye teslim edilmesi" senaryosu gündeme geliyor ve asker bunun ihtimaline bile şiddetle karşı çıkıyorlar ve "bu senaryonun siyasi açıdan sakıncalı" olduğunu öne sürüyorlar.

    bbc'nin haberine göre; "şu aşamada pkk liderlerinin yakalanması ve türkiye'ye teslimi, akp'ye yarar. bu da abd'nin türkiye'deki bazı siyasi partileri kayırdığı izlenimini verir." diyorlar.

    içeriğinde türkiye için müthiş bir dehşet senaryosu bulunan toplantıyla ilgili haber şöyle;

    (bbc vermiş haberi ama umarım ki, umalım ki bu "senaryo" dedikleri şey, "gerçek bir plan" değildir! aman haa!)
    __________________________________

    'dehşet senaryosu'

    15 haziran, 2007 - tsi 09:24

    abd'de çarşamba günü, türkiye'den askeri yetkililerin de katılımıyla muhafazakâr hudson enstitüsü'nde yapılan bir toplantıda, anayasa mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı tülay tuğcu'ya suikast, pkk'nın beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürmesi, ardından da türkiye'nin kuzey irak'a girmesini içeren bir senaryonun konuşulduğu iddia ediliyor.

    washington'dan gazeteci yasemin çongar konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı.

    adalet ve kalkınma partisi'nin washington'u ziyaret eden milletvekillerinden egemen bağış ve reha denemeç basın toplantısında sorular üzerine, bu toplantıyı çok sert cümleler ile eleştirdiler.

    egemen bağış, washington'da böylesi bir toplantıda konuşulduğu ileri sürülen şeyler eğer doğruysa, bunu konuşanların, hele bu kişiler türkler ise, vatan haini olacaklarını söyledi.

    edindiğimiz bilgilere göre bu toplantı, hudson enstitüsü adlı muhafazakâr eğilimli fikir kuruluşunda düzenlendi.

    toplantı çarşamba günü, türkiye'den ve washington'dan türk askeri yetkililerin katılımıyla yapılıyor.

    türkiye'den, genelkurmay başkanlığı bünyesindeki stratejik araştırma ve etüd merkezi'nin başkanı ve bazı yetkilileri katılıyor toplantıya. ayrıca türkiye'nin washington'daki savunma ataşesi tuğgeneral bertan logarlaroğlu'nun da katıldığını öğrendik.

    toplantıda ayrıca kürdistan bölgesel yönetimi washington temsilcisi ve irak cumhurbaşkanı celal talabani'nin oğlu kubat talabani'nin de hazır bulunduğu yönünde bilgiler var.

    toplantıyı tartışmalı kılan, anlayabildiğimiz kadarıyla, bu toplantıda katılımcılara daha önce yazılı olarak sunulan, inanılması son derece güç bir dehşet senaryosunun masaya yatırılmış olması.

    bu senaryoda, türkiye'de anayasa mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı tülay tuğcu'nun suikaste kurban gitmesi ele alınıyor.

    tülay tuğcu'nun henüz görevindeyken, anayasa mahkemesi başkanı iken, bir suikast sonucu öldürülmesi ve yine aynı zaman diliminde, istanbul beyoğlu'nda pkk'nın üstlendiği bir eylemde, 50 kişinin hayatını yitirmesi üzerinde duruluyor.

    bu iki vahim senaryo da, haziran ayının son günleri için öngörülüyor ve bu olayların gerçekleşmesinden sonra türkiye, 50 bin askerlik bir kuvvet ile kuzey irak sınırını geçerek, bir askeri harekât düzenliyor.

    tartışılan senaryo bu ve anlayabildiğimiz kadarıyla, farklı farklı kaynaklardan doğrulatabildiğimiz kadarıyla, bu senaryo tartışılırken esas yanıtı aranan soru, amerika'nın böyle bir durumda nasıl tepki vereceği.

    toplantıya türk diplomatlarının davet edilmediğini de öğrendik.

    türk askeri yetkililerinin hazır bulunduğu ortamda, bu senaryo tartışılırken bir de, amerika'nın pkk'nın kuzey irak'taki liderlerini yakalayıp teslim etmesi konusu ele alınıyor.

    bu çerçevede de, pkk liderlerinin bu aşamada türkiye'ye teslim edilmesinin, siyasi sakınca doğurabileceğini ifade eden bir türk uzman ve yetkilinin bulunduğunu iddia ediyor bazı katılımcılar.

    bu duyumlara göre, pkk liderlerinin yakalanıp bu aşamada teslim edilmesinin siyasi açıdan sakıncalı olacağı, akp'ye yarayacağı ve amerika'nın türkiye'deki bazı siyasi partileri kayırdığı izlenimi yaratacağı ifade ediliyor.

    __________________

    link: http://www.bbc.co.uk/…15_washington_scenarios.shtml

    link: http://www.milliyet.com.tr/…/06/15/son/sondun11.asp

    bu haberi şu haberlerle birlikte okumalı:
    __________________________________

    baykal: "bir kaç ay içinde büyük olaylar olacak" :http://www.milliyet.com.tr/…/06/15/yazar/sazak.html

    link: http://www.milliyet.com.tr/…06/15/guncel/gun08.html
  • senaryo mu, komplo teorisi mi yoksa tehdit mi, ne bok olduğu belli olmayan temelsiz, zamansız, puştça bir gözdağımsı iddia.
  • 11 eylül'den sonra amerika tarafından yaptırılan "what the world thinks in 2002"*- how global public views their lives, their countries, the world, america araştırmasını bir kaç sene önce amerikan bir istihbarat sitesini internetten gezerken görmüştüm, azmedip okumuştum` :aferin`.

    dünyayı 7 parçaya ayırıp (kuzey amerika, batı avrupa, doğu avrupa, latin amerika, asya, afrika ve ihtilaf bölgesi *), türkiye'yi de lübnan, ürdün, pakistan, mısır ve özbekistan ile bu "conflict area"'ya koymuşlar. ırak nerede iran nerede diye sormayın, onlar ankette yok bile sanıyorum o kısım o zamanlardan içişlerden sayılıyordu.

    bu projede adamlar hangi ülkede insanların ruh surumu nasıl, hayatlarında nelerden şikayetçiler amerika için ne düşünüyorlar araştırmışlar. ayrıca medyanın etkisini hangi ülkede ne ile haber alındığına da bakarak incelemişler, biz neredeyse tüm haberi televizyondan alıyoruz tabi. aynı anketi takiben amerikan televizyonuna bakışı sorulmuş insanların. bu arada araştırmada türkiye’ye özel bir avrupa birliği için insanlar ne hissediyor taraması da var. ve en sonunda özellikle ıraktaki durumla ilgili saddam nasıl insin tatlı mı olsun kanlı mi olsun tadında sadece türklere sorulan sorular var, hatırlatırım sene 2002.

    ankette detayla incelenen "en çok kime güveniyorlar?" kısmı çok ilgi çekici idi. bütün ülkelerde bir tarama yapıp en çok güvenileni (ülkede olumlu etkisi olduğuna inalınanı) bulmuşlar. değişik ülkelerde öne çıkan adaylar dini liderler (ya da din adamları), hükümet (politik liderler), ordu ve medya.

    şaşırtıcı değil, hepimizin bildiği bir şey türkiye'de en güvenilenler ordu. (bkz: en guvenilen kurum ordu). her ülkenin kendi dinamiklerine göre güç aldığı başka bir şey var, amerika bunu çözmenin peşinde. insanların korkularını kullanabilmek için önce güvendikleri, bel bağladıkları şeyi ellerinden almak gerek. ben ordu hakkında yazılan çizilenlere bu açıdan çok şaşırmıyorum, daha allah bilir neler duyarız, hatta belki gözümüzle bile görürüz(?!). dini liderlere güvenilen anahtar ülkelerde farklı, politik liderlerine inananlarda farklı skandalar olacaktır.

    araştırmadan ufak bir not, "dünya için hangisini en büyük tehdit, endişe olarak görüyorsunuz?"a verilen en popüler cevap (doğal olarak aids diyen afrika ülkelerini dışarıda bırakırsanız) nükleer silahlar. ne tesadüf, yoksa birilerinin dediği gibi "how convenient" mı demeliyim?

    raporu okumak isteyenler için
    http://people-press.org/…/display.php3?reportid=165

    not: araştırmanın parçası olduğu the pew global attitudes project'in başkanı madeleine albright'mış.

    edit: ahanda internettekini çok fena kırpmışlar (89 sayfa) ben ilk halini indirmiştim (167 sayfa) isteyene yollayabilirim.
  • ilginç olan şu ki, bu senaryoları, birileri, şu özne şunu yapar, bu özne bunu yapar, bu adamdan şu beklenir şeklinde çeşitli genel kabullerle çiziyor. peki ya birbirine düşman iki özne, kendinden beklenenin tam tersini yaparsa; asıl dehşet senaryosunun alası bu kanımca ve her gün biz bunu türlü türlü yaşıyoruz işte.
  • holivud camiasının sık sık kullandığı senaryolara benzeyen hikaye. bi de böyle komple kolpa teorisyen senaryoları vardır. gerçi doğru mu değil mi zaman gösterir. lakin tülay tuğcu'yu pkk niye öldürsün anlamış değilim. abd mi istiyor kim istiyor? mesaj mı veriyor pkk anayasanızı yok edemedik ama tülay hanımı katlettik, bravo bize. ayrıca taksimde 50 kişiyi öldürmek nasıl bir plan. hani tahrip gücü şu kadar bir bomba kullanacaz dersiniz de adamları sıraya dizip saymadan nasıl 50 kişi öldürüyorsun? istiklalde kurşuna mı dizeceksin bunları? kuzey ırak'a da türkiye girecekmiş. o dediğin senaryo değil. bir ülkenin güvenlik planlarından biri. alternatifleri de vardır muhakkak. yani öyle olsa iyi olur diyoruz.

    geçenlerde ahmet altan'ın bir yazısını okudum. yurtdışındaki pek saygın yayın kuruluşları da yayınlamış. hani ben diyeyim ortaokul siz deyin lise kompozisyonundan hallice bir yazı. üçüncü dünya savaşı türkiye'den çıkacakmış. başlık güzel de detayı verseydiniz ben bile daha güzel yazardım. bazen bu yurtdışındaki saygın yayın kuruluşları ve yurtdışındaki saygın beyin hücrelerini de anlamak güç oluyor.

    yazıda türkiye ikiye bölünmüş, tabi ahmet altan üst insan olduğundan bambaşka bir pencereden bakıyor, iki kısıma da dahil değil. kadından iyi anlayan adamın hali başka doğal olarak. türkiye'nin rolü bir büyümüş sormayın gitsin. rusya ve çin'le birlikte dünyayı fethediyoruz. pakistan'ı da güçlerimize katıyoruz. pakistan da büyük güç. zati nükleer silah kimde var top onda. aman neyse dediğim gibi gündemi takip eden herhangi bir vatandaş biraz kassa yazar bunu. bu haber de böyle bir haber. hani bir yerlerden duyduk aman hemen yazalım, olursa bak biz dediydik deriz telaşesi. tüm bunlar hiç konuşulmadı ya. taksim'de hiç bomba patlamadı. bomba yüklü kamyon soktular taksime lem. adres hep belli zati ya pkk ya el kaide ya münferit. tülay hanımı da hedef gösterip durmasınlar yeter artık kadın emekli oldu. adam astı sanki. reddetseler ne olacaktı? postalı kıçına yiyince yine ağlayacaktın zati. en azından kıçın acımadı. rahat dur da kıçını sağlama al derim.
  • hudson enstitüsü, senaryo ile ilgili açıklama yapmış. buyurunuz:

    "hudson institute is an independent and forward-looking think tank. in light of the ongoing pkk attacks against our nato ally turkey and the possibility of it and other terrorist groups wishing to take advantage of the pre-election period to create further tensions over the next few weeks, we believed it would be timely and useful to discuss the potential implications and outcomes of a turkish incursion into northern iraq. our senior fellow, retired lt. gen. william odom, who is a staunch supporter of the us-turkey partnership and is deeply troubled with the state of affairs in iraq, chaired what we believe was indeed a greatly useful meeting.

    these kinds of discussions are routinely conducted at think tanks in washington and around the world. these intellectual exercises seek to examine possible developments in international affairs, to limit potential misunderstandings and to mitigate potentially unexpected dangerous consequences. although what was discussed at the meeting was not secret at all and should in no way be considered as a conspiracy against turkey, for sheer courtesy and dignity, whoever violated the confidentiality of an off-the-record meeting should be ashamed of their action, as it seems only to have exacerbated tensions in turkey during difficult times. i would hope this individual not hide anonymously but come forward and explain why they did what they did."

    kaynak: hudson institute, "statement on turkey/iraq workshop", 17 haziran 2007
    http://www.hudson.org/…x.cfm?fuseaction=pkk_attacks

    bkz:
    - yasemin çongar, "'oyun' ve sorular", milliyet, 18 haziran 2007
    http://www.milliyet.com.tr/…06/18/yazar/congar.html
    - ömer taşpınar, "mide bulandıran senaryolar", radikal, 18 haziran 2007
    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=224460
  • birilerinin "çarşafa dolanmak" şeklinde izah edebileceğimiz icraatıdır.

    (bkz: çarşafa dolanmak/#10960576)
  • ortaya çıkan haberlerde gözden kaçan bir mesele var ki tüyler ürperticidir. hayır pkk nın beyoğlunda elli kişiyi öldürecek bir eylem yapması yada tülay tuğcuyla ilgili senaryolar değil. orada abd nin bazı üst düzey pkk lıları tıpkı apo gibi türkiye ye teslim etmesi üzerine değerlendirmeler yapılırken, bizim o toplantıdaki generalimiz buna itiraz ediyor bu akp nin işine yarar diyor. bende nasıl yani diyorum nasıl ya. abd bize bunları teslim etmesin bundan pkk zarar görür akp yararlanır ve bu kötü birşey midir? sayın generalimizin olaya bakış açısını öğrenmemiz iyi oldu akp nin işine yaramasında şehit cenazeleri gelmeye devam etsin buna razı olacağız yani. bu arada cenazelerin seçim arefesinde çoğalmasında bu senaryolarında etkisi varmıdır bilemiyorum. ama işkillenmiyorum desem yalan olur.
    (bkz: şehit kanından oy devşirmek)

    buradan alıntıdır: (bkz: #10960928)
hesabın var mı? giriş yap