*

  • akıl vermek işini para karşılığı yapma durumudur. ilk başta ve özellikle dışarıdan son derece kolay gözükür; danışmanlar iki fikir verip çuvalla para kazanan adamlar olarak bilinir. aslında bu fikir doğrudur ama bir o kadar da eksiktir.

    danışmanlık işinin temel olarak üç safhası vardır; 1. somut durumun tespiti 2. mevcut ve muhtemel risklerin belirtilmesi 3. çözüm önerilerinin sunulması.

    bu sınıflandırmadan da görüldüğü üzere danışmanlık işinin en zorlayıcı yanı danışmanın gerek kitabi gerekse de pratik yaşamdan kaynaklanan bilgi ve tecrübesinin en üst düzeyde olması gerektiğidir. çünkü ancak bilgili ve deneyimli bir akıl bir çok gereksiz bilginin arasından kendisi için gerekli bilgileri cımbızla seçip alabilecektir.

    (bkz: arkası yarın)
  • normalde ismi ve yaptığı iş gereği senelerin bilgi birikimi ve/veya tecrübesini gerektiren meslek diye algılanmasına rağmen, son yıllarda bir çok danışmanlık şirketi kendileri yetiştirmek üzere "junior consultant" ismi altında, danışmanlık konusunda tecrübesi olmayan iş arayanlara da bu alanda görev vermektedirler. sıfatından da anlaşılacağı üzere bu pozisyon danışmanlık mesleğinin stajyerliği gibidir. danışmanlık verilen müşteriyle çoğu zaman birebir muhatap değilsinizdir, toplantılara katılırsınız fakat pek de bir söz hakkınız yoktur. genelde sizin üstünüzde olan ve size ne yapmanız gerektiğini söyleyen danışmanlardan akıl ve emir alırsınız. kullanılan yazılımlara veri girersiniz, raporlamaları düzenlersiniz... vs.

    yaptığınız işin analitik kısmını, yani işi, zaten zamanla öğreneceksiniz. bu yüzden başlangıç aşamasında en önemli şeylerden birisi gözlem yapmaktır. gözlemden kasıt genel olarak yapılması istenilen iş ne kadar zamanda bitirilir, müşterinin suyuna nasıl gidilir veya müşteriyi kızdırmadan nasıl muhalif olunur gibi olayları iyi analiz etmektir. yani nasıl iyi bir danışman olunur konusundaki bilgiyi yaptığınız teknik işlerin yanı sıra bu gözlemlerle de sağlamanız gerekmektedir. fikir üretmek yerine genelde hamallık yapılan bir periyottur.

    "junior consultant" 'ın bir sonraki aşaması ve yükseleceğiniz nokta "senior consultant" olmaktır. bu mertebeye geldiğinizde artık danışmanlığını yaptığınız alanda en üst seviyelere yakınsınız demektir. alanına göre de “senior software consultant” veya “senior financial consultant” diye adlandırılabilirsiniz.

    senior consultant seviyesine geldiğinizde artık danışman olmuşsunuzdur. size birisi gelip iş verdiğinde "daha önce böyle bir tecrübem olmadı o yüzden zorlanabilirim" gibisinden bir bahaneniz artık yoktur, olmamalıdır. yapmanız gereken artık üstlerinizden yardım almaksızın, size aktarılan şikayetleri iyi değerlendirebilmek ve problemlerine çözüm olabilecek önerileri en iyi şekilde geliştirebilmektir. artık birkaç projede birden çalışırsınız ve hepsine aktif danışmanlık verecek yeterli zamanı bulamazsınız. bu yüzden de altınızda çalışan junior consultantlara çalıştıkları projelerde ne yapmaları gerektiğini iyi bir şekilde öğretmeyle de yükümlüsünüzdür.

    tabi kurumsal danışmanlık şirketlerinde yükselmiş senyör danışmanların dışında, senelerce belli bir kuruma görev yapmış olan, konusunda uzmanlaşmış ve emeklilik zamanı geldiğinde başka kurumlara senyör düzeyde danışmalık veren şahıslar da mevcuttur.

    işin güzel özelliklerinden birisi kazandığınız para genelde yeterince iyidir. eğer sürekli müşteri yanında çalışıyorsanız (bkz: client site) konaklama, yeme, içme gibi hemen her ihtiyacınız ya şirketiniz ya da müşteri tarafından çalıştığınız proje süresince karşılanır.

    bunların dışında, düzenli bir hayat sürmek, belirli saat aralıklarında çalışmak, hep aynı yerde olup aynı insanlarla görüşmek veya ailenizle sık görüşmek artık sizin için bir rüya olmuştur.
  • soyle de super bir tanimi vardir: "a consultant is someone who uses your own watch to tell you what time it is (and hand you a bill for $50,000)." ama tabii cesitli sebeplerden oturu siz zamani ogrenmek icin saatinize bak(a)miyorsaniz ve danisman da bunu bir avantaja donusturuyorsa burada kabahat danismanda degil -- isin bu boyutunu da gozden kacirmamak lazim.
  • eğer proje danışmanlığı yada belgelendirme yapıyorsanız da oldukça zor bir durumdur.projeyi mi hazırlasam yoksa tonla parası olup ta yinede bir şeyler yapmak için devletten fon arayan insan topluluğuna cevap mı versem diye arada kalmanız olağandır.
    şu şekilde arayanlar vardır; ki sinir ederler
    -hayvancılık düşünüyoruz.devlet bize nasıl yardım edecek.
    birde şöyle insanlar vardır yardım etmek isterim...
    -ya bir geri dönüşüm tesisi kurmak istiyoruz araştırdık biraz lisansları falan varmış teşvik de alırsak nasıl olur acaba.ya da siz ne önerirsiniz nereden nasıl başlamak gerekir.
    her iki şekilde de yardım etmek zorundasınızdır fakat içinizdeki istek araştırmacı ruhlu insanla çalışırken daha fazla artar.
    çünkü o sizinle tartışır,diğeri ne derseniz tamam der.

    danışmanlığın her şekli zor iştir çünkü yaptığınız iş insan ve fayda odaklıdır.eğer müşterinizin faydalanacağı bir durumu sizden önce başkası ona söylemiş ise gözündeki bütün değeriniz bir anda sıfırın altına doğru iner.yaptığınız her şey boşa gider artık sizi görmezler bu nedenle de nankör de bir sektördür.

    birde ben danışmanım diye müşteriden evrak isteyip belge takip edenler vardır ki sektörde nefret edilir hiddetle kınanırlar.bu kişiler mesleğin şerefini 5 paralık etmekte ve bir sorun olduğunda ortalıktan kaybolan tiplerdir.

    kişisel görüşüm olarak söylüyorum ki; nasıl gümrük müşavirliğinde bir belgelendirme sistemi var ise her müşavirlik hizmetinde de böyle bir belgelendirme olması hem firmalar için hem biz danışmanlık sektörü çalışanları için faydalı olacaktır.bu sistemin oturtulmasında yazı yazmadığımız devlet erkanı kalmamasına rağmen hiçbirinden en ufak bir cevap bile alınamamış bizde güvenilirliğimizi bilgimizle kanıtlamaya çalışmaya devam etmişizdir.
  • aşağı yukarı şöyledir:

    bir kere sevdiğiniz, takip ettiğiniz dizileri, hobilerinizi falan unutun. akşam eve erken gelmeyi veya eve gelip boş oturmayı da unutun. daha ikinci haftanızdan cumartesi akşam 8'e kadar çalışmaya hazır olun. günlerce -kesinlikle abartmıyorum- bütün gün işte çalışıp, gece evde 12-1'lere kadar çalışmaya hazır olun. geniş aile'yi seyretmek için pazartesi ve çarşamba günleri fazladan çalışmaya, reklam aralarında banyo-traş işlerini halletmeye de hazır olun.

    daha da gider bu da, kimsenin gözünü korkutmayalım...
  • fıkralara konu olan meslek.

    --- spoiler ---

    iki boğa, biri genç diğeri yaşlı, yemyeşil bir çayırda otluyorlar. dolgun memeli bir grup inek de az ötede otluyor. aralarında dikenli teller var. genç boğanın gözü ineklere kayıyor, gözü kaydıkça burnundan dumanlar çıkıyor.

    yaşlı boğa halden anlıyor; "madem bu kadar azdın, o halde gideriz yanlarına, görürüz işimizi" diyor genç boğaya. genç boğa, "peki ya aradaki dikenli teller ne olacak?" diye soruyor. "kolay" diyor yaşlı boğa, "orasını merak etme sen. önce gerineceğiz, sonra da olanca gücümüzle koşup tellerin üzerinden atlayacağız."

    genç boğa pek ikna olmuş görünmüyor yaşlı boğanın bu önerisine. "bak" diyor yaşlı boğa, "önce ben koşup atlayacağım, ardımdan sen de ben ne yaptıysam aynısı yapacaksın." yaşlı boğa, arka toynaklarıyla toprağı eşeleye eşeleye iyice geriniyor, sonra da dıgıdık dıgıdık koşup dikenli tellerin üzerinden atlayarak ineklerin olduğu tarafa geçiyor. ardından, hayretler içinde öteki tarafta bu zor atlayışı seyreden genç boğaya dönerek, "gördün mü bak ne kadar kolay. hadi sen de gel" diye sesleniyor.

    genç boğa da olduğu yerde geriniyor, şehvet içinde kan bürümüş gözlerini hedefe dikip başlıyor koşmaya. tam dikenli tellerin üzerinden atlarken, alt takımlar telin dikenlerine takılıyor ve kopuyor. kan revan içinde yaşlı boğanın yanına gelip dövüne dövüne ağlamaya başlıyor, "ne olacak şimdi benim halim, en kıymetli şeylerimi kaybettim. ne yapacağım bundan sonra?"

    yaşlı boğa hiç telaş yapmadan cevabı veriyor, "sıkma canını, taşakların olmadığına göre sen de bundan sonra danışmanlık yaparsın."

    --- spoiler ---
  • sorumluluk almadan patronluk yapabilmek ve üstüne para kazanmak..
  • beğenmeyenlerin hangi ulvi mesleği yaptıklarını, insanlığa ne gibi faydalarının bulunduğunu merak ettiğim meslek. son 100 yılda açığa çıkmasının sebebi de teknolojinin son yüzyılda önceki milyon yıldan daha fazla ilerlemesidir. birileri bu teknolojiyi önceden öğrenecek ki senin gibiler ona danışabilsin di mi bebeğim?
  • genç arkadaşlar bu işin diplomasının olup olmadığını merak ediyorlar, nasıl kolay yoldan para kazanabiliriz diye.
    bu işin diploması tabi ki yoktur.
    hangi konuda olursa olsun, işin kitabını bilip, uygulaması aşamasında da yıllarca kafa çürütmüş kişiler danışmanlık yapar. işin kitabını yazıp, mutfağındaki herkes te danışmanlık yapamaz(bu ayrı bir konu).
    3 dakikada çözümü bulabilir, ancak zannetmeyin ki 3 dakikada düşünüp paraları cebe attı. aslında 3 dakika için yıllarca nasıl çalıştı bilmiyorsunuz, bunu unutmayın.
    danışmanlık derken milletvekili vs danışmanlığından bahsetmiyorum.
  • bu işin en zevkli kısmı, danışmanlık verdiğiniz kişi ve kurumların sizin lafınızı dinlemeyip kafalarına göre takılması ve sıçıp-sıvama süreci bittikten sonra sizin gökler hakimi gordon edasıyla görünüp "ben size demiştim" diye kafa ütülemenizdir.

    tabi patron firmalarında bu durum, ilişkinin devamı açısından pek söz konusu değil. fazla tatavanın sonucu, ne olursa olsun danışmanın değiştirilmesi olabilir.
hesabın var mı? giriş yap