• tarık buğra'nın 1980 yılında yayımladığı romanı.
  • tarık buğra'nın, demokrat parti'nin filizlendiği dönemi referans alarak yazdığı roman. romanın baş karakteri doktor şerif'in; siyaset, eğitim, kadın-erkek ilişkileri, aydın-halk kopukluğu gibi konulardaki sosyolojik saptamaları ve diğer roman kahramanları hakkındaki psikolojik tahlilleri oldukça sade ve akıcı bir dille aktarılmıştır.

    30 yıl önce yazılmış olmasına rağmen aynı durumun bugün de geçerli olduğu aşikardır. ne de olsa

    (bkz: tarih tekerrürden ibarettir)
  • tarık buğra, dönemin siyasi çalkantıları hakkında güzel tahliller yapmakla kalmamış, küçük bir kasabada şekillenen bürokratik çevreyi ve bu çevrenin halkla olan ilişkisini de çok oldukça iyi şekilde ortaya koymuştur. fertlerin psikolojik yönüne dair derinlikli saptamalar da mevcuttur. özellikle doktor şerif ile fakir halit arasındaki dialoglar, okuyana keyif vermektedir.
  • tarık buğra'nın gerçekten beğendiğim bir romanı. hakkında bu kadar az yorum girilmesine şaşırdım.

    demokrat parti'nin kuruluş yıllarını anlatan çok güzel bir aydın ve yozlaşmış toplum eleştirisi. üslubu ve insan duygu durumlarına getirdiği yorumlar da çok güzel.
    romanın sonlarına doğru beni şaşırtmayı da başarmıştır. birçok romanda olduğu gibi bu da kaybolup giden hayatları anlatıyor. kitabın ana temalarından biri, başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulmaz, düşüncesi. herkes birbirinin kuyusunu kazıyor ve kazdığı kuyuya düşüyor.

    romanda adı çok az geçen, o yıllarda evlenme vaadiyle bekâretini kaybedip bunu sıradan bir durummuş gibi anlatan daha sonradan sevdiği çirkin mi çirkin adamı zengin eden fakat en nihayetinde kıçına tekmeyi yiyen rabia romanın en silik karakterlerinden biri, düşünün. psikolojik tasvirleri çok başarılı. herkes gerektiği kadar anlatılmış.

    kemâl tahir'in yol ayrımı romanına da "bu bir yol ayrımı değil, adeta bir dönemeçti." diyerek nazire yapar bir yerde.
  • romanda demokrat parti’ye halk arasında neden “demirkırat” denir. sebebi ise bu dönemde ilk kez “demokrat” kelimesini duyan kasabalılar, bu kelimenin ne anlama geldiğini tam olarak bilmedikleri gibi, bu kelimeyi telaffuz etmekte de zorlanırlar. halk arasında, kahvehanelerde demokrat parti, zamanla “demirkırat” adını alır. halkın dilinde artık demokrat parti değil demirkırat’tır.
  • çok partili hayata geçiş evresindeki türkiye'nin durumunu ele alan tarık buğra romanı.
    ikinci dünya savaşı bitmiş, demokrat parti kurulmuş, teşkilatlanıyor. inönü iktidarı sallantıda. ülke siyasi, toplumsal açıdan bir dönemece girmiş durumda.

    roman, anadolunun bir taşra kasabasında doktor olan şerif karakteri üzerinden ilerliyor. aydın-köylü arasındaki ilişki, memurların yozlaşıp mesleğinde ilerlemek yerine kahvede pinekleyip kumar oynamaları, hiçbir işe yaramayacak boş muhabbetlerle vakit harcamaları romanda yer alıyor. herkesin politika üzerine fikri var. bu açıdan romanın atmosferi günümüzde de güncelliğini koruyor.

    bunun dışında doktor şerif, yeni atanan savcı yardımcısı orhan, eczacı celâl ve öğretmen handan etrafında gelişen bir aşk macerası var ki oldukça etkileyici.

    politika üzerine yaptığı değerlendirmelerle ileri görüşlü biri olan "fakir halid" de akılda yer edinebilecek bir karakter.
hesabın var mı? giriş yap