• amerikan anayasa hukukunda yer alan bir kavram. yüksek yargının, iktidarın hukuka aykırı işlemlerini engellememesi, "köstek olmaması" için iktidar/yürütme tarafından tekrardan iktidarın işine gelecek biçimde düzenlenmesidir. bilmem tanıdık geldi mi?

    (bkz: 12 eylül 2010 anayasa referandumu)

    http://en.wikipedia.org/…eorganization_bill_of_1937
  • tr. mahkemeyi paketleme (ele geçirme).

    roosevelt'in yapamadığı ama tayyip erdoğan'ın yaptığı şekli şöyle:
    anayasa mahkemesinin üye sayısını 2-3 katına çıkar, yeni sandalyelere de kendi adamlarını ata.
    işte bu kadar basit.

    haa eski mahkeme başına gelenleri haketmedi de diyemem (bkz: akp hakkındaki parti kapatma davası)
  • abd'de supreme court çoğunluğunun yasama ve yürütme organlarının politikalarıyla uyumlu çalışmasını, üye sayısını artırıp yeni atamalarla garanti altına alma yöntemini ifade eden siyasal terim. abd anayasası'nda supreme court'un üye sayısının belirlenmemiş olması ve belirlemenin yasayla yapılması, court-packing'i çekici ve yöntemsel olarak (anayasa değiştirmeye göre) kolay hale getirmektedir.

    bir çerçeve anayasa örneği olan, günümüze kadar 27 değişiklik* ile gelen 1787 abd anayasası federal yargı organını ayrıntılı olarak kurala bağlamamıştır. supreme court doğrudan anayasa ile kurulmuş, birtakım ilk derece * yargılama görevleri sayılmış, diğer durumlarda temyiz makamı olarak görev yapacağı, federal alt derece mahkemelerinin kongre tarafından belirleneceği öngörülmüştür. kurucu babaların takıntılı oldukları ve çoğunluğun tiranlığını önleme konusunda en önemli araç olarak gördükleri güçler ayrılığı gereğince yargının bağımsızlığını sağlayabilmek için federal yargıçların senato onayına bağlı olarak başkan tarafından atanacakları, kendi istekleri olmadıkça ömür boyu görev yapacakları düzenlenmiştir. ancak anayasa'da supreme court'un üye sayısının belirlenmemesi, yargı kararları nedeniyle siyasal programını uygulayamadığını düşünen iktidarlar için açık kapı bırakmıştır.

    supreme court 1789 judiciary act ile kurulmuş ve ilk halinde başyargıç ile 5 üyeden oluşacağı öngörülmüştür. 1807’de üye sayısı 7’ye, 1837’de 9’a çıkarılmıştır. iç savaş yıllarında abraham lincoln’ün başarılı court-packing planıyla sayı 10’a çıkarılsa da 1869’da kongre tekrar 9’a düşürdüğü günden beri 9 üyeden oluşmaktadır. üye sayısını çıkarma yolunda en büyük girişim new deal döneminde franklin delano roosevelt tarafından gerçekleştirilmişse de başarıya ulaşmamıştır, en azından gerek kalmamıştır.

    büyük buhran sonrası 1932 yılında ezici bir seçim zaferiyle göreve fdr'ın programı, new deal ile ekonomik toparlanmanın sağlanması üzerineydi. ancak bu program abd'de alışılagelmişin dışında piyasaya devlet müdahalesini ve federe devletler karşısında federal devletin güçlendirilmesini içeriyordu. ancak new deal kanunları, laissez-faire'ci supreme court engeline takıldı. supreme court federal hükümetin yetki alanını aştığına hükmederek birçok kanunu ve başkanlık işlemini anayasaya aykırı buldu. ******

    fdr supreme court'un ekonominin gerçekleri hakkında bilgisi olmayan nine old menden oluştuğunu düşünüyordu. ilk dönemini hiçbir yargıç atayamadan tamamlayıp 1936'daki seçimi oylarını artırarak yine ezici bir çoğunlukla tamamlayınca mahkemeyi ele geçirme planını uygulamaya geçirdi. ancak anayasa değişikliği çok uzun bir süreç gerektirdiğinden, kanun değişikliğiyle gerçekleştirilebilecek bir planla yetindi.

    plana göre 70 yaşın üstünde olan ve emekli olmayı reddeden her yargıç için başkan yeni bir yargıç atayacaktı. bu planla fdr 6 yargıç atayabilecek ve mahkeme’nin üye sayısı 15’e yükselecekti. fdr bu planı kongre’ye ve amerikan halkına supreme court'un etkililiğini artırmak için getirdiğini savunarak pazarlamaya çalıştı. bazı yargıçların çok yaşlı olduğunu ve iş yüklerini kaldıramadıklarını belirtti.

    kongre roosevelt’in planına “sulandırılmış” court-packing tasarısıyla yanıt verdi, meclis üyelerinin çoğunluğu yargıçların emekli olmaktaki isteksizliklerini emekli olunca maaşlarının yarı yarıya düşmesi olarak gördükleri için 10 şubat 1937’de tam maaştan emekliliği getiren yasayı kabul ettiler. yasanın senato’dan da 26 şubat 1937’de geçmesiyle supreme court'un yaşlı üyelerine emeklilik yolu açıldı.

    roosevelt’in court-packing planı komite’de ağırdan alınırken, supreme court 1937 baharında dramatik bir yön değişimi göstermiş ve mahkemenin ünlü the switch in time that saves nine'ı, planı gereksiz kıldı. 29 mart 1937’de supreme court önceki içtihadının tersine ilk kararını verdi. west coast hotel co. v. parrish kararında 5-4 çoğunlukla eyalet asgari ücret yasasını anayasa’ya uygun bulan supreme court, yasa devletlerarası ticareti az çok etkiliyorsa kongrenin bu alanda geniş bir yetkisi olduğuna hükmetti. sonrasında da aynı yönde kararlar veren supreme court, sendikalar ve işçiler arasında kolektif pazarlığa izin veren 1935 ulusal çalışma ilişkileri kanunu’nu, ulusal bir asgari ücret belirleyen 1938 adil çalışma standartları kanunu’nu, çiftçilere devlet yardımı sağlayan 1938 zirai düzenleme kanunu’nu onayladı. kongre bundan sonra yeni tanınan yetkileriyle maksimum çalışma saatleri yasaları ve çocuk işçiliği düzenleyen yasalar çıkardı.

    bunlara karşın roosevelt plandan vazgeçmedi. mayıs 1937’de, yargıç van devanter’in emeklilik düşüncesini bilen senatörler wheeler ve borah’ın yargıçla bağlantı kurup bu zamanlardaki bir emeklilik kararının planın yenilgisi olasılığını artıracağını iletmeleri üzerine 18 mayıs sabahı roosevelt, van devanter’in emeklilik dilekçesini okuyup kabul ettikten dakikalar sonra senato yargı komitesi toplanıp 10-8 oyla tasarının geçmediği kararını verdi.

    court-packing planı kongre’den geçemeyen roosevelt, sonraki 5 yıl içinde dokuz yaşlı adamdan yedisinin emekli olarak ya da vefat ederek görevden ayrılmasıyla olağan yollarla atama yapabilme ve mahkemeyi istediği yöne sokabilme olanağı yakalamıştır.

    --------------------

    2021'e gelelim.

    abd 2020 başkanlık seçimlerinin en önemli tartışmalarından biri court-packing oldu. özellikle seçimlere bir buçuk ay kala vefat eden liberal yargıç ruth bader ginsburg yerine atama yapılıp yapılmayacağı tartışmaları arasında trump'ın seçimi beklemeden amy coney barrett'ı ataması, supreme court'un 6-3 çoğunlukla cumhuriyetçi başkanlar tarafından atanan yargıçlar tarafından oluşturulmasını sağladı. barrett, trump'ın atadığı üçüncü yargıç oldu ve uzun bir süre cumhuriyetçi çoğunluğun sürmesi neredeyse kesinleşti. buna karşın başkanlık seçimini kazanan ve kongre'nin iki kanadında da kılpayı da olsa üstünlüğü sağlayan demokratlar fdr'ın ardından ikinci court-packing'e girişmek üzere.

    nisan 2021'de başkan joe biden seçim sürecinde söylediğini yaptı ve supreme court'un oluşumuna ilişkin reform çalışmaları yapması için 180 günlüğüne 36 hukukçudan oluşan tarafsız bir komisyon kurdu. https://reason.com/…mission-to-study-court-packing/

    (1983 yılında ikinci dönemindeki bir senatör olarak biden'ın fdr'ın court-packing planını "bonehead idea", denyoca bir düşünce olarak adlandırdığını pas geçmeyelim.) komisyon, supreme court üye sayısı ve görev süresi üzerinde duracak.

    anketlerin gösterdiği, amerikan halkının önemli bir çoğunluğunun court-packing'e karşı olduğu. 1 2 bununla birlikte, court-packing'e karşı çıkılandan da yüksek bir oranda ömür boyu yargıçlığa karşı çıkılıyor. 3 ancak görev süresi getirilmesinin anayasa değişikliği gerektirdiğini unutmamak lazım.

    inanılmaz bir halk desteğine, kongrenin iki kanadında neredeyse %90'a yakın çoğunluğa sahip fdr'ın yapamadığını 2021 yılında joe biden yapabilir mi? sanmıyorum. olması gereken, anayasa değişikliğiyle bu sorunu çözmek ama onun için de çok büyük bir üstünlük yakalamış cumhuriyetçilere ihtiyaçları var. işi zor sleepy joe'nun.
  • şöyle sonuçları elde etmek için yapılan eylem:

    https://t24.com.tr/…ksek-mahkeme-engellemedi,976030

    türkiye'de, benzerini anayasa mahkemesi üzerinden görüyoruz.
hesabın var mı? giriş yap