• herkesi korkutacak bir şey yazayım, corona virüs da dahil olmak üzere, bu gibi vahşi memelilerden insanlara geçecek virüsler hiçbir zaman bitmeyecek. ancak bu gibi hastalıkların çıkması ihtimalini en düşük seviyeye indirebilmek mümkün. sonrası allah kerim. ancak korkmayınız, zira korkuya kapılırsanız bu korku "uçak düşüyorsa neden biniyoruz?" gibi saçma bir korku olarak sizi devamlı endişelendirecek, belki evhamlı biriyseniz panik ataklara, anksiyete bozukluklarına kadar gidecek. oysa olay böyle değil. tüm tedbirler vb. yerine getirildikten sonra kimseye bir şey olmuyor. bu uçaklar için de, salgın hastalıklar için de geçerli. uçakların neden düşmeyeceğini de, bu entry'den ayrı olarak, malcolm gladwell'in outliers isimli kitabının "uçak kazalarına ilişkin etnik kuram" başlıklı yedinci bölümünü okuyarak öğrenebilirsiniz.

    corona virüs'ün hiç bitmeyeceği gerçeğine geçmeden önce, fona güzel bir chet baker & jim hall parçası koyalım: concierto de aranjuez. dinlediğinize pişman olmayacaksınız...

    *

    1* jared diamond, şu günlerde şahsımın da okumakta olduğu pulitzer ödüllü tüfek, mikrop ve çelik kitabının 1937 doğumlu yazarı; prospect ve foreign policy dergilerine göre yaşayan 100 entelektüelden biri. adı geçen kitabında anlattıkları arasında 'mikrop'un çıkış hikayesi de var, haliyle kitabın isminde de geçtiği için gayet de normal bu... mesela tüfeklerin veya çelikten yapılma silahların öldürdüğünden çok daha fazla sayıda amerikan yerlisinin ve avrasyalı olmayan insanın, avrasyalı mikroplar tarafından öldürüldüğünü anlatıyor. bunun tersine, yeni dünya'da avrupalı fatihleri bekleyen pek az öldürücü mikrobun olduğunu, belki de hiç olmadığını ileri sürüyor. dahası, tam da bu noktada 'yiyecek üretimi' ile mikropların ortaya çıkışı arasında bir bağ kurulduğunu anlatıyor. ilginç değil mi sizce de? bu virüsler, hatta şu günlerdeki corona virüs, bize de çin'deki vahşi hayvan pazarlarından ya da deniz ürünleri pazarından sıçramamış mıydı gerçekten?

    2* üstat geçtiğimiz günlerde washington post gazetesine demeç vermiş, soruları yanıtlamış. ben de kâh üstadın ifadelerinin tercümesini, kâh kendi eklemelerimi yaparak bu bilgilendirici entariyi siz saygıdeğer sözlük ahalisine sunmaktayım. yazının en sonunda sizi daniel defoe'dan bonus bekliyor. başlayalım; bir kere jared diamond'un da belirttiği gibi, bu virüsün kökeninde yatan olayın aslında yabani memelilerde yaşayabilen bir virüsün insana geçtiği belirtiliyor. sadece bu virüs değil, aids (hiv), ebola, sars, mers; hemen hepsinin kökeninin, diğer memelilerden insana geçmesiyle yaşandığı ifade edilmiş. çünkü virüs de bir canlıdır ve içinde bulunduğu kimyasal ortamdan başka ve benzer bir ortama geçebilmesi için kendisini geliştirir. insan da öyle değil mi? mesela çok güneş alan yerlerde ten daha esmer, az güneşin olduğu yerlerde insanlar daha beyaz. insan ırkı da, içinde bulunduğu yaşam yeri dünyaya ayak uydurmamış mı? dolayısıyla insanlar da memeli olduğundan, diğer vahşi ortamdaki memelilerden bu gibi hastalıkları kapabilmekteler ve bu, bu şekilde de devam edecek.

    3* covid-19'dan önce ('co'rona 'vi'rus 'd'isease = covid) sars'a değinmek gerekir. sars da şu anki covid-19 gibi, 2004 yılında çin'deki yabani hayvan pazarlarında bulunan, bünyesinde sars mikrobu olan bir yarasa yemiş misk kedisinden (civet) insanlara geçmişti. bu vahşi hayvan pazarları, yabani hayvanların ölü veya diri olarak satıldığı marketlerdi. ancak burada dikkat edilmesi gereken, bu yabani hayvan pazarlarının sadece çin'de olmadığıdır, çünkü benzer pazarlar uzakdoğudaki ülkelerin genelinde bulunmaktadır. ancak, bu ülkelerin arasında hiçbiri ne çin gibi dünyaya entegre olabilmiş, ne çin gibi dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olabilmiş, ne de çin kadar yüksek bir nüfusa sahip olabilmiştir. dolayısıyla istatistiki olarak hastalıkların çin'den çıkması daha mümkündür ve zaten bu şekilde de ilerlemektedir. ancak ebola'nın afrika'da çıktığını da hatırlatalım. şuraya bir de çin'deki yabani hayvan pazarı görüntüleri bırakalım, ancak dikkat: etkileniyorsanız açmayınız.

    4* zoonoz, yani diğer memelilerden insanlara geçen hastalıklara genel olarak verilen kelime, ingilizcesi zoonose. ileride bu kelimeyi duyarsak, ne kast ettiğini anlıyor olacağız. jared diamond, sars'ın 2004'te çıkmasıyla aslında bunun bir ihtiyati uyarı (wake-up call) olduğunu ifade ediyor. ancak günümüzden anlaşıldığı üzere, doğanın verdiği mesaj ve gerekli tedbirler vaktiyle alınmamış. sars zamanında vahşi hayvan pazarları kapatılmış olsaydı, o zaman bugün yeni tip corona virüs gibi benzer hastalıkların türemesi, ya da bunların insana sıçramasına yönelik ihtimaller oldukça azaltılabilecekti. dahası, jared diamond, uzakdoğudaki vahşi hayvan pazarlarının bu gibi hastalıkların insanlara geçmesi için en ideal yerler olmasına rağmen bunlara hiçbir ilave tedbir, kısıtlama, denetim getirilmediğini ifade ediyor sars'tan sonra. hatta kamu sağlıkçılarının da durumun mevcudiyetinden haberdar olduğu ileri sürülüyor. ama önlem almak yerine, yani bu gibi pazarları bir daha açılmamak üzere kapatmak yerine, pazarların faaliyet göstermesine göz yumulmuş...

    5* bu yüzden aralık 2019'da corona virüs ilk ortaya çıktığında, virüsün çıkmış olabileceği merkez olabileceği için sağlıkçılar hemen vahşi hayvan pazarından şüphelenmişlerdi. çünkü böyle bir virüsün çıkabileceği yerleri gayet de iyi biliyorlardı. elde kesin bir bilgi yok, ancak bulguların hepsi vahşi hayvan pazarlarını işaret ediyor jared diamond'a göre virüsün çıkış yeri olarak. ancak yapılan açıklamalarda huanan deniz ürünleri toptan satış pazarının, sars-cov-2'nin, yani yeni tip corona virüsün muhtemel çıkış yeri olduğu belirtiliyor.

    6* krizin bugünkü boyutuna ulaşması arkasındaki sebepleri anlamak için, biraz da çin'i incelemek gerekir. çin devletinin ne kadar baskıcı ve gaddar bir devlet olduğunu biliniz. bugün çin, internet özgürlüğünün en düşük olduğu ülkedir mesela freedom house'a göre. dahası, her türlü baskı, verilerle oynama, ülkeyi kötü gösterecek en ufak bir olguyu inanılmaz bir kuvvetle bastırma, bir devlet kültürüdür çin'de. gerçekten de, ilk başta bu salgından haberdar olur olmaz, wuhan eyaletinin yerel parti patronları, sars'tan sonra yürürlüğe koyulmuş '6 saat içinde üst yönetime haber verme kuralı'nı ihlal ederek pekin'deki üst yönetime haber vermemiş, 'büyüme ve istikrar' yönünde yabancı ülkeler nezdindeki imajın bozulmamasıyla birlikte yerel yöneticilerin ileride partide daha üst makamlara gelmesi bundan daha öncelikli tutulmuştu. aklıma başka şeyler de geliyor da konu çin olduğu için bir şey yazmıyorum şuraya... çin'deki bu salgını haber yapan gazetecilerden haber alınamadığı ifade edilmiş, doktorlar hakkında polis tarafından envai çeşit baskı ve korku oluşturulmuş, 'tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor' diyen dürüst, insanlığı düşünen doktorlar hakkında işlem yapılmıştı. kendisi de corona virüs sebebiyle vefat eden ve günümüzde kahraman ilan edilen, her türlü baskıya rağmen virüsü dünyaya duyurmaya çalışan onurlu ve şerefli doktor li wenliang'ı çin polisi, yaptıklarını durdurması için defalarca ikaz etmişti. çin merkezi hükümeti daha da ileri gitmiş, ülkesindeki tüm abd'li gazetecileri corona virüsle mücadele etmekteyken ülkeden kovmuştu. ne kadar rastlantısaldır ki, sonrasında çin'de durumun kontrol altına alındığı, wuhan'da sokağa çıkma yasağının 'gevşetildiği' basına yansımış, toplu taşımanın falan açıldığı ifade edilmişti. oysa abd istihbarat dairesi cia tarafından yapılan bir bilgilendirmede, çin'in bu corona sayılarıyla da oynadığı iddia edilmişti. tam da bu esnada beyaz saray basına bir açıklama yapmış, corona virüs salgını sebebiyle 100.000 ile 240.000 abd'linin ölebileceğini ifade etmişti... tam bu noktada, uzmanların zihninde hemen şu soru belirmişti: ileride distopik rejim olan veya bu rejimlere kaymakta olan ülkeler (çin, rusya, kuzey kore, türkmenistan, macaristan vb.) demokrasilerin bu gibi zayıflıklarını göstererek otoriter rejimlerin meşruiyetini sağlamaya çalışabilecekler miydi? gerçekten biz de türk tipi başkanlık sistemine 'hızlı karar almak için' geçmemiş miydik? işte türkiye bazında bu sorunun cevabını ben de 2020 ekonomik krizi/@dragonlady entry'mde yanıtlamaya çalıştığım gibi, daron acemoğlu hocamız da aynı soruya yanıt aramakta (ilerki günlerde bu konu üzerinde ayrıntılı bir entry yazacağım, takipte kalınız).

    7* distopya sorunsalını bir kenara bırakalım, ileride bunları tartışacak çok vaktimiz olacak. ancak şu bir gerçek ki, çin'in mevcut otoriter rejiminin, salgının önlenmesinde ne kadar sağlam bir rol oynadığı yönünde hemen herkes hemfikir. jared diamond da bu şekilde düşünmekte. dahası, çin de akıllanmış olmalı ki, bu gibi vahşi hayvan marketlerini hemen kapattı ve bunların marketlerdeki/pazarlardaki ticaretini de yasakladı. jared diamond'a göre bu hem iyi, hem kötü. iyi; çünkü virüsün kaynağı olan pazarlar kapatıldı. kötü; çünkü çin'deki ilaç sektörünin devam edebilmesi için canlı vahşi hayvanların toplanması ve bu amaçla yapılan ticaret ise yasaklanmadı. doğal olarak vahşi canlı hayvanlarla temas halen engellenmedi. bu vahşi hayvan ticaretinin pazarı çin'de çok büyük. jared diamond bu ticari vaziyete bir de örnek vermiş: pangolinler. pangolinler, küçük karıncaları yiyen memeliler ve bu hayvanlar üzerinden deri hastalıkları, ateş, venüs hastalığı gibi hastalıkların ilaçları üretiliyor.

    8* peki çin, ülkesindeki milyonları eve kapattı da neden bu kapsamlı ticareti sona erdirmedi? belki yeterli görmeyeceksiniz ama bu sorunun cevabı aslında basit: çin için bu her şeyden önce kültürel bir faaliyet. ancak aynı zamanda corona virüs de en az o kadar kuvvetli ve önü alınması gereken bir salgın. her halde, bu gibi tali hususları bırakıp, neşteri vurmak gerekiyor. çin ve diğer ülkelerin hepsinin hızlıca vahşi hayvan ticaretini sona erdirmesi insanlığın geleceği için olmazsa olmaz bir şart. eğer bu ticaret sona erdirilmezse, jared diamond'a göre, bu corona virüs pandemisi son salgın olmayacak; yine benzer şekilde çin'deki veya başka bir ülkedeki vahşi bir memeliden, gıda için ya da başka her ne sebeple kullanılırsa kullanılsın, bize doğrudan hastalık geçecek. bu kapsamda sars bakımından oldukça şansılıyız, çünkü 1.000 kişiden az sayıda insan sars sebebiyle ölmüştü ve günümüzdeki gibi bir pandemi haline gelmemişti bu hastalık. herkesin şu günlerde çokça söylediği gibi, normal bir gripten ise çok daha fazla insan ölüyor. corona virüsün öldürücü etkisinin yanısıra, ekonomiye vurduğu darbe de öyle bir darbe ki, 1929 büyük buhranından daha büyük bir buhranı bize getirdi. bu ise milyarlarca insanın hayatına etki etmesi demektir...

    9* eğer günümüzde yeterli ve sağlam tedbirler alınmazsa, bugünkü covid-19'dan sonraki virüs çok daha vurucu ve öldürücü olacak jared diamond'a göre. zira hem insan yaşamı olarak kayıp yaşıyoruz, hem yaşam kalitemizin, yani ekonomilerimizin çöküşleriyle kayıp yaşıyoruz. dün sars sonrası almadığımız tedbirler yüzünden bugünü yaşıyoruz. bugün ise covid-19'dan sonra -belki- almayacağımız tedbirler yüzünden, sars'ı izleyen dönemdeki gibi, zorlu yasakları uygulamaya geçirmek yerine halı altına süpürürsek, yarın çok daha kuvvetli bir virüs çıkacak ve bu gelecekteki virüs belki milyonlarca insanı öldürebileceği gibi, onyıllarca sürebilecek ekonomik depresyonlarla da insanlığı karşı karşıya getirebilecek. bu riskin önlenmesi için yapılması gereken, vahşi hayvan ticaretinin olabilecek en kuvvetli tedbirlerle sonlandırılmasıdır. jared diamond bunu, sadece çin hükümetinin dünyanın kalanına hediye ettiği bir armağan olmadığını, aksine tam olarak kendi insanları için de bir armağan olduğunu ifade etmekte. çünkü ilerideki yeni bir virüsün ilk kurbanları, yine ilk başta çinliler olacak...

    *

    türk milleti ve kadercilik* anlayışı üzerine bir bonus:

    son bölümü de yüce türk milleti'nin tarihi kaderciliğine* ayıralım. öyle bir kadercilik ki bu, robinson crusoe'nun yazarı daniel defoe'nun anılarına bile girmişiz be! sene 1722, ünlü yazar daniel defoe bir kitap yazar veba yılı günlüğü*. kitapta 1665 yılında londra'da yaşanmış olan veba salgınından bahsedilir. burada hemen anlaşılacağı üzere, daniel defoe'nun doğum yılı olan 1659 ile kitabın yazım tarihi arasında zihinlerde sorunlar oluşmasın. eldeki verilere göre daniel defoe, eyerci* amcası henry foe'nun anıları üzerinden böyle bir kitap yazmıştır.

    kitabın can alıcı bölümünü, defoe'nun yazdıklarından doğrudan kendim tercüme edip (eski ingilizce olduğundan belki küçük farklılıklar ileri sürülebilir), altına ingilizcesi'ni ve kaynağını bırakarak takdirlerinize sunuyorum:

    "(...) sonra, bir tür türk kaderciliği ile, söyledikleri, eğer tanrı onları çarpacaksa, evde de otursalar, dışarı da çıksalar aynı sonuç olacağıydı; bundan kaçamayacaklardı ve bu yüzden hastalığın bulaştığı evlere ve yerlere topluca gidiyorlar, hasta insanları ziyaret ediyorlardı ve kısaca, hastalık onlara bulaşmış olmasına rağmen karılarıyla aynı yatağa veya ilişkiye giriyorlardı. ve sonra sonuç da, türkiye'deki ve bunları yapan diğer ülkelerdeki netice ne idiyse, tam olarak, onlara da hastalık bulaşmış ve yüzlerce ya da binlerce kişi ölmüştü"

    (bkz: küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan cümleler/@svevo)

    "(...) then, with a kind of a turkish predestinarianism, they would say, if it pleased god to strike them, it was all one whether they went abroad or stayed at home; they could not escape it, and therefore they went boldly about, even into infected houses and infected company; visited sick people; and, in short, lay in the beds with their wives or relations when they were infected. and what was the consequence, but the same that is the consequence in turkey, and in those countries where they do those things, namely, that they were infected too, and died by hundreds and thousands?"

    kaynak: a journal of the plague year, daniel defoe, basım yılı mdcccc (1800), sf. 243-244.

    *

    daniel defoe, 1600'lerde doğmuş bir insan, şu günlerde zevkine dışarı çıkan o kendini bilmezlere, resmen 1700'lerde lafı koymuş. onlardan biri olmayın. o dışarı çıkanlar, 17'nci yüzyılda yaşamış bir adamdan daha cahil, daha kendini bilmez, daha vurdumduymazdır. zihinsel olarak bu kadar 'düşmeyi' göze alıyorsanız çıkın günümüz salgınında. mecburen dışarı çıkanları tenzih ederim.

    lütfen evde kalın.

    sağlıklı günler

    *

    corona virüs'ün küreselleşmiş serbest piyasa ekonomisine darbesinin detaylı bir analizi için:

    (bkz: 2020 ekonomik krizi/@dragonlady)

    bu yazıda geçen ve archive.org'da bulabileceğiniz e-kitaplar ve sesli kitaplar:

    - tüfek mikrop ve çelik

    - outliers

    - veba yılı günlüğü
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap