çorak *
-
-
aynı zamanda adana'nın saimbeyli ilçesine bağlı bir köy.
-
kökeni farsça tuzla, tuz gölü, tuz çölü demek olan şorak tan gelerek verimsiz yer anlamına geldiğini nisanyandan öğrendiğimiz sözcük. paralel olarak şorba ve çorbayla ilintili.
[bir dil sürçmesiyle, "çorak tepeler" anlamına gelen jord sözcüğü yerine, "çekirgeler" anlamına gelen jrad sözcüğü kullanılıyor ve çekirgeler derebeyinden söz ediliyordu.] amin maalouf - le rocher de tanios
"lawrence, çorak, taşlı, çirkin bir çöl saydığı malta'dan hiç hoşlanmadı. denizin kıyısına uzanmış bir ceset kadar itici buldu orasını." mina urgan - d. h. lawrence
(bkz: hamhalat) -
nem tutmayan, çabuk kuruyuveren toprak.
-
1. sıfat- verimli olmayan (toprak):
"biz geçtiğimiz zamanlar sina çölü, peygamber musa'nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı." - falih rıfkı atay
2. sıfat- acı (su).
3. sıfat, mecaz- verimsiz, kısır:
"hayatımın en acı, en yaslı ve çorak zamanları başlamış oldu." - tarık buğra
4. isim- toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak.
5. isim- bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz.* -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap