• osmanlının son döneminde modern orduya geçiş aşamasında ordusunda çalıştırdığı üç üst tütbeli alman generalinden biri.*** golç paşa diye de bilinir. osmanlı ordusunda ordunun kurmay başkan yardımcılığına ve mareşal rütbesine kadar yükselmiştir. 1883 yıllarından itibaren kaiser wilhelm almanyası'ndan türkiye'ye gidip gelmeye başlamış prusya'nın geçmişi epey eskilere dayanan orduya bakış açısını türkiye'de yerleştirmiş harp okulunda subay yetiştirmiş 1891 1897 arasında ordunun modernizasyonunda çalışmış çanakkale savaşında ve kut el amara'da ingiliz'lere karşı türk kuvvetlerine komutanlık etmiştir. kitapları türkçeye çevrilerek harp okulunda ders kitabı olarak okutulmuştur. 1916 da 70 yaşında bağdat'ta vefat ettiğinde istanbul'da gömülmek istemiştir. mezarı halen istanbul'dadır. paşayı osmanlığı imparatorluğunun son dönem kahramanlarından ilan etmek de mümkün osmanlı içinde alman emperyalizmine hizmet eden bir asker olarak düşünmek de. son zamanlarda rastladığım yayınlarda her iki bakış açısına da yer verilmiş. fazla abartmamak kaydıyla her iki özelliği de bünyesinde bulundurduğu yaşamı incelendiğinde daha akla uygun. paşanın ne olduğundan çok alman gölgesinin osmanlı üzerine düştüğü devrin gelişmeleri ilginçtir bana göre. modern ordu kurmak ve geleneğini yerleştirmek görevini başka bir ülkeye ihale eden osmanlı’nın önce almanya’ya silah pazarı olması sonra demiryolları imtiyazlarını ona devretmesi ve almanya’nın ortadoğu üzerindeki sömürgeci emellerine alet olduğunu bile fark edemeden cumburlop almanya eğitimli paşalarının kararıyla birinci dünya savaşına girmesi çanakkale savaşı sarıkamış faciası ermeni tehciri ve dünya savaşından yenik bir ülke olarak çıkmasının ezası. kısa bir entrye sığamayacak kadar önemli tarihi olayların dar bir zaman dilimi içine sıkıştığı günlerin satır aralarının çok iyi incelenmesi bugün çok daha elzem. bu da geçmişte kalmış kişi ve olayları yargılamak için değil bugün önümüzü görebilmek için lazım.
  • dogu anadolu bölgesindeki ermenilerin yerlerinden edilmesi gerektigini, bildigim kadariyla, stratejik bir plan olarak ilk defa ortaya atmis kisidir. deutsche rundschau dergisinin ekim 1897 nüshasinda yer alan yazisinda osmanli devletinin jeopolitik yapisinin korunmasi icin, anilan devletin sadece islami ve asyali unsurlardan olusmasi gerektigini ve bu sebepten hristiyan ermeni ögelere osmanli devleti topraklari icinde yer olmadigini savlar*. bazi tanikliklara göre ise, goltz pasa birinci dünya savasi patlak vermeden hemen önce berlin'de, "yabanci etnik unsur" olarak tanimladigi anadolu ermenilerinin ruslarin dogal yandaslari olduklarindan, türklerin savasa girmeleri halinde, rusya'ya sinir dogu anadolu'dan mezopotamya cöllerine sürülmelerinin rusya'ya karsi etkili bir savunma yapilabilmesi icin kacinilmaz oldugunu savunmustur**. ilginc bir "rastlanti" olarak ermeni tehciri/soykirimi, birinci dünya savasi sirasinda general goltz'un osmanli ordusunda en üst düzeyde askeri görevli oldugu döneme denk düser. baska bir ilginc rastlanti da, goltz'un tezlerinin hala sürümde bulunmasidir.

    *deutsche rundschau, xxiv, 1, ekim 1897, sayfa 104'ten itibaren, collmar freiherrn von der goltz "stärke und schwäche des türkischen reichs" (türk devletinin gücü ve zayifligi)

    **wolfgang gust, der völkermord an den armeniern 1915/16 sayfa 11
  • nam-ı diğer goltz paşa...

    osmanlı imparatorluğu'na gönderilen alman askeri misyonunun yaşlıca bir üyesi...bu heyetin diğer önemli üyeleri kress von kressenstein ve liman von sanders idi...

    1916'da ölene dek ırak cephesi'nde görev almıştır.
  • ordu-yı humayunun islahi için albay kaehler heyetine bir yıl sonradan (1883 de) istirak eden military officer. genc zabitleri etkilemis millet-i muselleha adlı matbu eserin müellifi.
  • nam-ı diğer goltz paşa.
    ittihat ve terakki'yi ve akabinde kemalist kadroları derinden etkilemiş, perde arkasındaki başrol oyuncusu.
    1905'te almancadan "devlet-i aliyenin zaaf ve kuvveti" adıyla tercüme edilen makalesinde;
    * toprak anlamında küçülmenin hegemonya paradoksunu aşmak yönünde müspet birgelişme olduğunu, osmanlının zaafının büyüklüğünden kaynaklandığını,
    * zayıf bir avrupa devleti olmaktansa, kuvvetli bir türk-arap devleti olmayı,
    * iç meselelere yönelerek anadolu ve arabistan'ın gelişmesi, bu bölgelerdeki göçebelerin iskanı ve etnik homojenleşme gibi meselelerle uğraşmayı,
    * başkentin konya civarına naklini
    ilk defa öneren, gündeme getiren odur.

    millet i müsellaha adındaki makalesi ise, ilk yayımlandığı 1884 tarihinden sonra onlarca baskı yapmış; askeri okullarda okutulmuş; subay ve aydınlar tarafından büyük ilgi ve iltifatla karşılaşmıştır. ittihatçıları asker millet fikrini aşılayan bu eserde goltz;
    * erkek = savaşçı denklemini ortaya atar. modern ordu, silahlı milletten oluşmalıdır. savaş halinde tüm erkekler "vatan aşkıyla", gönüllü olarak seferberliğe katılmalı, üstlerine itaatte kusur etmemelidir.
    * subaylar, milletin seçkin sınıflarından olmalıdır.
    * ancak askeri harekatın başarısı "ulusal karakter"e bağlıdır. tek yürek tek yumruk olabilmenin önünde ise bir takım engeller vardır: etnik karışıklık! mesela zeytun, dersim gibi politik ve etnik "sorunlu" bölgeler, böyle bir durumda ordunun başına bela olacaktır. (zeytun ve dersim; tanıdık geldi mi? ermenilerin yahut kürtlerin "milli his"lerine ne kadar güvenebiliriz, değil mi?)

    işte böyle bir şey...

    kaynak: modern türkiye nin şifresi - ittihat ve terakkinin etnisite mühendisliği / fuat dündar
  • orduya prusya ekolünü getiren ve osmanlı askeri modernizasyonuna ilham kaynağı olan büyük bir alman komutanı.

    http://www.atam.gov.tr/…ge=dergiicerik&icerikno=706
  • 1883’te türk ordusunun yeniden düzenlenmesinde bilgisinden istifade edilmek için türkiye’ye çağrıldı.
    1886-1895 arasında muzaffer paşa ile askeriyenin ıslahı için çalıştı. daha sonra 1907’de altıncı ordu
    baş müfettişliği ve ikinci ordu müfettişliğinde bulundu. 1911’de almanya’ya dönen goltz’a general
    feld mareşal rütbesi verildi. birinci dünya savaşı esnâsında türkiye’deki görevinden ayrıldı. savaş
    esnasında kısa bir süre belçika genel valiliği yaptı. 1914’te türk umumî karargahına ve 1915
    senesinde birinci ordu kumandanlığına tayin edildi. 1916’da bağdat’ta grip hastalığından öldü
  • osmanlı ordusunda, ıslahat amacıyla görevlendirilen alman subaylar içinde belki de en çok çalışanıdır. göreve geldikten sonra ilk olarak askeri eğitim hakkında detaylı bir rapor hazırlayarak eksikleri bir bir saptamıştır. bu eksikler içinde subayların talim yapmıyor olmaları en çok dikkat çeken eksiklerden birisidir. ayrıca başkentin anadolu'ya nakledilmesi, sınırların daraltılması (henüz i. dünya harbinden önce bugünkü sınırlara yakın bir küçülme fikrini öne sürmektedir) gibi farklı görüşleri de vardır. yaptığı en önemli ıslahat askeri eğitimin görece modernleştirilmesi ve eskiyen fransız modeli yerine modern prusya sistemini getirmesidir. bunun yanında alman çıkarları için çalıştığı da doğrudur (silah ticareti vs.).
  • balkan savaşları öncesi osmanlı'nın olası bir çatışmada, defansif bir organizasyon benimsemesi gerektiği belirten prusyalı (alman) mareşal, askeri teorisyen ve paşa (uzun süre bizim orduda da hizmet etmiştir). maalesef, düşüncesinde haklı olduğu, bizim ofansif strateji benimseyip bozguna uğramamızdan sonra, ortaya çıkmıştır.

    bir ilginç tarafı da birinci dünya savaşı patlak verince,71 yaşında emeklilikten geri dönüp ordudaki hizmetine geri dönmesidir. askeri akademide görev yaptığı gibi, muharip yanı da vardır. hayatı savaşlar ile doludur. 23 yaşında, avustuya-prusya arasındaki yedi hafta savaşlarına, 27 yaşında fransa-prusya savaşına katılmış, 1914'te belçika'da fransızlara, 1916'da ingilizlere karşı ırak'ta savaşmıştır.
  • karşılıklı birbirlerinden haz etmeseler de enver paşa, general townshend'in bağdat'a yaklaştığını haber alınca kendisini beşinci ordunun başına koyar.

    burada ingilizleri arka arkaya üç kez*** mağlup etmiş, sonrasında tifüse mağlup olmuştur ki bu ölüm bir kısım tarihçi tarafından wwi mezopotamya cephesinin seyrini altüst eden en talihsiz olay olarak anılır. zira golç paşadan sonra osmanlı ordusunun başına başka bir alman kumandan getirilmez, ve çıkılan her savaş kaybedilir.

    bazıları tifüsten değil, jön türkler tarafından zehirlenerek suikastle öldürüldüğünü iddia eder.
hesabın var mı? giriş yap