çılgın nar ağacı *
-
odiseas elitisin türkce'ye cevrilip adam yayinlari tarafindan yayimlanmis bir siir kitabinin ismi.
-
cevat çapan tarafından türkçeleştirilmiştir.
-
şiirin dizeleri...
kıbleden esen yelin kemerler arasında ıslık çaldığı
bu beyaz avlularda, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı
nar dolu kahkahalar atarak aydınlıkta sıçrayan
rüzgârın inadıyla, fısıltıyla; söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
şafakta yeşeren yapraklarının ışıltısıyla
bir zafer sevincinin renklerini coşturan?
çayırda çıplak kızlar sarışın kollarıyla
yeşil yoncaları biçmek için uyandıklarında -
uykunun sınırlarında dolaşarak - söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
içinin saflığıyla kızların yeşil sepetlerini ışığa
ve adlarını kuş cıvıltılarına boğan, söyleyin,
o çılgın nar ağacı mı dünyanın bulutlu gökleriyle savaşan?
kendini kıskançlıkla yedi tür tüyle süsleyip
ölümsüz güneşin bin bir rengine büründüğü gün,
söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
kaçmaya kalkan atın yüz kamçılı yelesine sarılan,
hiç acınma, hiç yakınma bilmeden, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
ufuktan şimdi doğan bir umudu haykıran?
söyleyin, o çılgın nar ağacı mı, bize uzaktan
serin alevli yaprakların mendilini sallayan,
doğum sancısı içinde bin bir geminin,
bin bir kere yükselip alçalan dalgaları
bilinmedik kıyılara uzanan bir denizdeymiş gibi,
söyleyin, o çılgın nar ağacı mı, havanın saydamlığında donanıp gıcırdayan?
başı taa havalarda, ışıyan ve övünen mor salkımlarla,
tehlikelere açık, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
dünyanın orta yerinde şeytanın fırtınasını ışıkla parçalayan,
ve günün, üzeri türkülerle işli sırmalı örtüsünü
boydan boya yayan, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
günün ipek giysilerinden bir anda soyunup kurtulan?
söyleyin, ilkin büzgülü etekleriyle nisan'ın,
sonra yaz şenliğinin ağustosböcekleriyle gülüp oynayan,
öfkelenen, her türlü gözdağını kara kötülükten arıtıp
güneşin kucağına esrik kuşlarını serpen,
söyleyin, o çılgın nar ağacı mı bu, her şeyin,
en gizli düşlerimizin bile üstüne kanat geren? -
bir intihalmi yorum yapmam ama mungan da güzel söylemiş kırılgan şiirinde...
bir yanım çılgın nar ağacı
bir yanım buz sarayı... -
girit, midilli ve atina... karşı kıyının tüm renklerini dizelere taşıyan bir şiir kitabı. şimdi can yayınlarında.
-
hangi taşlar, hangi kan, hangi demir
hangi taşlar, hangi kan, hangi demir
ve hangi ateşten yaratılmışız biz
salt sis gibi görünsek de
bizi taşa tutsalar ve başlarımız bulutlarda
yürüyoruz diye suçlasalar da
bir tanrı bilir
nasıl geçer günlerimiz, gecelerimiz
gece ürpertici acını uyandırdığında, dostum,
görüyorum nasıl açtırıyor sana kollarını yüreğin
ağacı
senin çağırdığın
ama yıllar boyunca
bir türlü yükseklerden inmeyen
soylu bir düşünce önünde:
o yükseklerde, sen aşağıda, burada
ama özlemin bakışıyla uyanır bir gün ten
ve bir zamanlar ancak yalnızlığın ışıdığı yerde
düşlediğin güzel bir kent gülümser
nerdeyse görüyorsundur, seni beklemektedir
ver elini gidelim birlikte şafakta zafer naraları
her yeri uğultuya boğmadan
ver elini ¬kuşlar insanların omuzlarına konup
en sonunda o kızoğlankız umudun
uzak denizden yaklaşmakta olduğunu
şakıyarak herkese duyurmadan.
gel birlikte gidelim, dostum, varsın taşlasınlar bizi
varsın suçlasınlar başlarımız bulutlarda yürüyoruz diye onlar ki hiç anlamamışlardır,
bizim hangi demir, hangi taşlar, hangi kan ve hangi ateşle
yapılar ve düşler kurup türküler söylediğimizi.
çeviren : cevat çapan
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap