• paranormal activity'nin yönetmeninin yeni filmi.

    --- spoiler ---

    doğu avrupa’da tatil yaparken kendilerini çernobil nükleer reaktör kazasının yaşandığı bölgenin yakınlarındaki hayalet bir kasabada bulan bir grup arkadaşın hikayesini anlatıyor.
    --- spoiler ---

    burda da fragmanı mevcut.
  • gerçekten pripyat'ta mı çekildi (en azından bir kısmı) merak ettiğim film. benim de hayalimde birgün pripyat'a gidip fotoğraf çekmek var ama bu filmden sonra biraz zor gözüküyo :pppp

    fena halde call of duty ve s.t.a.l.k.e.r. call of pripyat'ı hatırlattı bi de.
  • birilerinin bu mekanlarda film çekmesi gerekiyordu artık. o rusça yazılar, komünizmin iliklere kadar hissedildiği mekanlar, dev sosyalizm resimleri...vs mükemmel birer korku öğesi. singularity, stalker hatta bioshock un da arka planda kullandığı "sovyet" tarzı umarız bu filmle patlama yapar. ne kadar kötü olursa olsun minimum 7/10 vereceğim bir film.

    chernobyl diaries, 25 mayısta abd de gösterime girecek.
  • fragmanından görüldüğü üzere; paranormal activity'in aksine aktüel kamera kullanımını minimum tutmuş, korkutmak adına ses efektlerinin yanına görselliği bolca eklemiş yeni korku filmi. fragmanda korkutma numaraları gayet klişe duruyor. umarım yaş sınırı kaygısına düşüp filmi 13 yaşa uygun hazırlamazlar. yoksa filmin tek korku numarası ani sesle bir yere çekilip gözden kaybolan bedenlerle sınırlı kalır. tabi atmosfer çok iyi duruyor o ayrı da koltuğa yapıştıran katliam anları bu atmosfere eşlik etse kötü olmaz sanırım. film ile ilgili verebileceğim ilginç bir detay senaristlerden birisinin paranormal activity'in çakma versiyonu the asylum kopyası paranormal entity'in yazarı-yönetmeni shane van dyke olmasıdır ki kendisi titanic ii ile de bilinir. oren peli rakip değil ortak kazanmış diyeceğim ama kendi filminin sahne sahne kötü bir kopyasını çeken bir adama senaryo yazalım diye para verip niye senaryosuna ortak etmiş çözemedim. ironik bir durum gerçekten, beni gülümsetti. kısacası yaz aylarında klimalı salonlarda iyi gider bu film. iki sıçrasak neyimize yetmiyor. imdb sayfası:

    http://www.imdb.com/title/tt1991245/

    --- spoiler ---

    filmi izledikten sonra edit: ortalama bir tür filmi olmuş. filmin en büyük sorunu gerçeklerden kopmamak istemesi. gerçeklerden kopmazken bir sürü mantıksızlığı sırtına yük etmek zorunda kalıyor. hastaneden kaçan akıl hastaları çok klişe bir fikir ve filmin sonuna kadar bu noktayı bilmediğimiz için gerilen seyirciye mühim oranda hayal kırıklığı yaşatıyor. hayalet filmi diye başlayıp zombie filmine bağlanması olmamış. ayrıca neden bütün hastaların yüzü aynı ve yoğun radyasyon bulunan binada ana karakterler ölümle burun burunayken hastalar nasıl hiç radyasyondan etkilenmiyorlar, neden hiç konuşmuyorlar bu konularda çok mantık boşluğu var. çok önemsenmeden vakit geçirmek için izlenir.
    --- spoiler ---
  • tam da, "ulan stalker'ı özledim yahu, bi daha kurayım şunu" dediğimin ertesinde bunun fragmanını görünce sevindirik oldum. acaba call of duty 4 modern warfare'de ki efsanevi görevin geçtiği yerleri be stalker'da ki bölgeler filmde geçiyor mu ki .

    netice itibariyle, kötü bir film olsa da, sırf geçtiği yerin hatırına bile izlenebilecek bir film.
  • kötu bir film olmasina ragmen olayin gectigi bölgeyi filmin basinda ögretici belgesel tadinda vermis filmdir. sonrasini yazamiyorum cunku psikolojim bozuldu. evet cok korkunc filmdir coook.
  • 2012 yılı mahsulü bradley parker tarafından yönetilmiş olan abd yapımı film. senaryosunu oren peli ile carey ve shane van dyke beraber yazmışlar. ülkemizde çernobil'in sırları ismiyle vizyona girdi.

    fragmanını ilk izlediğimde izlemesi sıkıntılı "buluntu film" (found footage) örneklerinden biri olacağını düşünmüştüm. neyse ki öyle değilmiş, ama hemen sevinmeyin, seyircinin başını döndürmede en az onun kadar iddialı el kamerası ile çekimler zaman zaman sıkıntılı anlar yaşatabiliyor.

    bradley parker’ın yönettiği ilk uzun metraj olan çernobil’in sırları iyi bir fikirden yola çıkan, başarılı mekân tasarımları ile dikkat çeken, ancak daha çok ani ses ve görüntü efektleriyle seyirciyi zıplatmayı hedefleyen ve berbat bir finale ev sahipliği yapan sıradan bir korku filmi olmaktan kurtulamıyor. amerikalı gençlerin tehlikelerle(!) dolu yabancı ülkelerde başlarına gelen korkunç olayları anlatan turistas (brezilya), hostel (slovakya) ve the ruins (meksika) gibi örneklerin ukrayna ayağı da böylece tamamlanmış oluyor.

    dahası için...
  • dün can sıkıntısından izlediğim film, varlığından bile haberim yoktu. aslında beklediğimden iyi çıktı. chernobyl holywood'taki senaryo sıkıntısına ilaç gibi gelmiş, çünkü bunun ile ilgili ilk film bildiğim kadarıyla. film ortalarına kadar gayet iyi tempoda gidiyor ama özellikle sonları klişelerden kurtulamamış. bir de şu dikkatimi çekti, rusya da çekilen filmler genelde ilginizi ayakta tutuyor, çünkü halen bir çok şeyi dünyaca bilinmiyor, kapalı bir toplum. mesela aynı film amerika da bir yerde geçseydi daha sıkıcı gelecekti. çünkü seyirci tarafından artık o toplumun bütün karakteristik özellikleri biliniyor.
  • bir gerilim filmi olarak başarılı olsa da, etik yönden tartışılası bir film. açıkçası bu tür derin yaralar açmış bir felaketin gerilim malzemesi olmasını etik yönden doğru bulmuyorum. ancak amaç nükleer enerjiye bir eleştiri getirip, insanlara bu konuda bilinçli bir korku empoze etmekse çekilsin tabi ki. bir de filmin nerede çekildiğini merak edenler için;

    http://www.imdb.com/title/tt1991245/locations

    imdb'deki bilgilere göre sırbistan ve macaristan'da çekilmiş film. bu açıdan filmde kullanılan dekorun oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. ben gerçekten oralara gittiklerini zannetmiştim.
hesabın var mı? giriş yap